Yrd.Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER/ Antalya- Kaliteli Yaşam Uzmanı
 “İnsanoğlu yaşantısında her ne yapıyorsa, (kasıt hariç) en iyiyi yaptığını varsayarak yapar. Hiçbir kimse bilerek ve isteyerek, ilerde keşkelere ve eyvahlara malzeme olacak bir davranışta bulunmaz veya bulunmamalıdır.
Kaliteli inşan, hayatının her anını dikkat ve özenle planlayarak uygular. Ama gerçekler farklıdır. Hani derler ya; “insan kurar kader güler” diye… İç ve dış çevre faktörleri, bizim plan ve kurgularımızdan habersiz kendi rollerini oynarlar. Yani, bazen müdahale edemediğimiz faktörler, bizim oynadığımız sahanın içerisine paraşütle inerler. Bütün hesaplarımız alt üst olabilir.
İşte bunun adı “sorun” “veya “problem”dir. Artık top bizdedir. Ya soruna çözüm amaçlı yaklaşarak, “bunda da vardır bir hikmet” diyerek kolları sıvarız. Ya da yükü kör şeytan’a, kadere veya birilerine yükleyip, saçımızı başımızı yolarak, keşke ve eyvahların limanına sığınmaya çalışırız.
Eyvah, keşke şöyle yapsaydım böyle olmazdı, diye serzenişlerde bulunmak, bizi asla çözüme götürmez. Aksine, problemleri çözmek için bize lazım olan mevcut enerjilerimizi de alır gider. Eğer, sebebi kim veya ne olursa olsun, kucağımızda bulduğumuz sorunla; Kim yaptı?  Neden yaptı? Nasıl yaptı? Niçin yaptı? Bana bunu nasıl yapar? Türünden geliştirdiğimiz savaş malzemeleri, ancak sorunu amip gibi daha da çoğaltır.
Sorunların doğma yeri, zamanı, sebebi çoğu zaman belli değildir. “Değişmeyen tek şeyin değişim” olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Rüzgarın ne zaman ve nereden eseceği belli değil. Evi veya çadırı yaparken, yalnızca kuzey rüzgarları hesaba katılıp, güney rüzgarları göz ardı edilirse, zamanla güneyden esen sert rüzgarlara “sen de nereden çıktın? Demek ve savaş açmak, sorunu çözmek yerine arttırır.
Bazen, geçmiş zamanda an iyi kararı verdiğimizi zannettiğimiz durumlar karşısında, zaman geçince alabora olabiliriz. Bunun sayısız sebepleri olabilir. Hiç beklemediğimiz durumlarla dahi karşılaşabiliriz.
İşte kalite burada ortaya çıkar:- Bu sonuçta bizim hatamız ve eksiğimiz var mıydı?- Gösterdiğimiz özen ve tedbir yeterli miydi?-  Uygulamaya geçmeden önce her türlü veriyi toplamış ve değerlendirmiş miydik?-Tahmin mekanizmasını ve geleceğin okunmasını yüksek kaliteli bir şekilde yönetebilmiş miydik?
Söz konusu soruları çoğaltabiliriz. Belki de sorun hiç bizden kaynaklanmadı. Belki global dünyanın yürüyüş şartları bu sonuçları doğurdu. Bir şekilde önümüze yeni sorunlar serildi. Nur topu gibi kucağımıza düşen sorunlarla baş etmeye çalışırken; “eyvah” ve “keşke” ile söze başlarsak, kendimizi ve uygulamalarımızı suçlayarak işe başlamış oluruz. Halbuki, suçlamak, suçlu aramak ve suç yüklemek, çözümü baltalayan en önemli hırsızlar olmakla birlikte, çözümün önündeki en büyük engellerdir.
Sözlerimin başında ne demiştim, her kim ne yapıyorsa (kasıt hariç), en iyiyi yaptığını varsayarak yapar. Bizleri keşke ve eyvahları söyletecek sonuçlarla karşılaşabilmemiz, oldukça doğaldır. Bunlar bizim bilgelik yolunda mesafe kat edebilmemiz için önümüze çıkan fırsatlardır. Çözülen her sorun bilgelik sarayına konulan elmas bir deneyim taşıdır. Yüksek kaliteli sorunlar çözenler, bilgelik yolunda daha fazla mesafe kat edenlerdir.