Hayatı bazen akışına göre yaşamak stressiz bir hayat vaadediyormuş gibi görünsede zaman aslında bizlerden çok şeyler alıp götürüyor.
    Her yaşın kendisine göre bir güzelliği var derler ama ben neredeyse kimsenin o yaşın güzelliklerini doya doya yaşadığına hiç tanık olmadım. Hep bir koşuşturma, hep bir mücadele, bir merak, bir kariyer tutkunluğu ve bazen bunların bile gerçekleşemediği büyük hayal kırıklıkları.
    Peki ama nasıl yaşıyoruz? Hayatımızın otokontrolü kimin elinde? Sizin mi?
Yoksa sizin hayatınızı kendi hayatına göre şekillenmesine izin veren birinin mi?
    Bazen yaşamın amacını düşünerek içinden çıkılması zor anlar yaşamıyorum dersem yalan söylemiş olurum.
    Bazen o kadar anlamsız geliyor ki bu mücadele kim olduğumuzu bile unutup kendimize bile zaman ayıramadan her yıl biraz daha yaşlanmak acı veriyor. Bugün kendin için ne yaptın? Aynaya bakınca nasıl bir senle karşılaştın yada nasıl bir senle karşılaşmayı arzu ederdin? Nasıl yaşamayı düşünüyordun neler ters gitti ve olmak istemediğin bir yere sıkışıp kaldın veya şans sana nasıl güldüde hak etmediğin halde iyi bir mevki sahibi oldun?
    Zaman ve yaş ortalaması aslında oldukça belli kimse 150 yaşına kadar yaşamıyor, varolduğu toprağa geri dönüyor hemde dünyada sahip olduğu hiçbir şeyi yanına alamadan.
    O çok sevdiğiniz pc, sevdiğiniz koku yada giyinmekten çok zevk aldığınız o giysi burda kaldı ama siz boyut değiştirdiniz.
    Peki ma burada yaşarkende boyut değiştirmiş olabilirmisiniz?
    Prensipler, misyonlar ve hayat felsefeleri sizi doya doya bir hayat yaşamaya itti mi? Bugün kendiniz için ne yaptınız?
Sevdiklerinize kaç kere seni seviyorum yada hayatımda iyiki varsın diyebildik ki ama eleşti yapmayı hiç geciktirmedik. Kırdık, üzdük, yalnız bıraktık, ağlattık, belkide çok kalp kırdık. Bu kırdıklarımızın kaçını düzeltip vicdanımızın bizimle olan hesabını kapattık?
    Hergün aynı rutin işleri hiç bıkmadan usanmadan yerine getirken kendimizi ne kadar ödüllendirdik ve kaç kere kendimizle insanlığımız ve yaptıklarımız için gurur duyduk?
    Düşünüyoruz o halde varız ama bunun tam tersi olan var olmadığımız sonucuda bazı şeyleri düşünmememizden çıkmaz mı? Karar verin 365 gün içerisinden bir güne ve o günü kendinize armağan edin.
    İnanın siz buna değersiniz.
    Biz insanlar bir muciyeyiz otta olabilirdik, hayvanda ama ne güzel onlara üstünlük sağlayan ve onları istediğimiz doğrultuda kullanan sadece bizleriz.Hak etmiyormuyuz kendimize ayırabileceğimiz koca bir günü?
    Evet hayat hiç kolay değil. Türlü zorluklarla herzaman baş etmek zorunda kalıyoruz ama ne oluyor sonra hepsi bir gün unutuluyor tabii yerine başkaları gelince onlar rafa kalkıyor yani hiç bitmiyor ve bitmeyecek.
    Ölüm hiç uzağımızda değil. Yarın belkide çok geç olacak.
    Yaşamak isteyipte yaşayamadıklarınızı, söylemek isteyipte söyleyemediklerinizi bugün gerçekleştirin hiç değilse ya yarın doğacak güneşi hiç göremezseniz haksızlık etmezmisiniz gerçekleştiremediklerinize.
    Hayat hep yalan söyler ama geleceğe hep umutla bakmak bize yakışır.