HASBEKLİLERDEN GELMİŞ GEÇMİŞ EN SAMİMİ KÖYE DÖNÜŞ PROJESİ

Bilirsiniz ki, Has Karakterli Hasbeklilerin yüreğindeki Yozgat sevdası bir başka olur. Özlemleri, gözlemleri, eylemleri, söylemleri her zaman samimi ve her zaman gönüldendir. Yıllardır acı-tatlı her günlerine davetleriyle onurlandığım bu güzel köyün bir Belediye Başkanı kadar koşuşturan Mesut Vatan DURU adında efsane bir muhtarı, birde onun sofrası açık, eli bereketli, izzeti ve ikramıyla onla birlikte  yorulan, misafirperver, cömert ve görgülü Rahma DURU adında çok kıymetli eşi var. Her İkiside fedakar emekleri ve açık sofralarıyla köyü ve köylüsünün adını her yerde büyütüyor, yüceltiyorlar. 

Eğitim seviyesi oldukça yüksek olan bu köyün, çok ilkeli, erdemli, dürüst, vatansever değerleri, ülkemize siyaset, sanat, iş dünyası, bürokrasi, sağlık, hukuk ve mühendislik alanlarında elit hizmetler sunuyorlar. Bu köyün insanları tatlı dilleri, güleryüzleri ve mert yürekleriyle karşısındakine güven ve sinerji yansıtırken, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada adlarına “Has Karakterli Hasbekliler” dedirtiyorlar. Hasbekli olupta kim hangi makama, hangi mevkiye, hangi ekonomik ve sosyal statüye ulaşırsa ulaşsın, en arkada kalan köylüsünden, hemşehrisinden bile kendini üstün görmeyip, onların daha arkasında kalmışcasına tevazu ve ağırbaşlılığa sahipler. İşte bu eşsiz yönleriyle Hasbeklilerin benim gönlümdeki yeri bambaşkadır ve adeta bir akraba statüsündedir. Büyüklerini büyüğüm, küçüklerini küçüğüm, acılarını acım, sevinçlerini sevincim gibi hissederim.

Candan konuşan dost gönüllü insanları, yeşil örtüsüyle zümrüt Karaçayır yaylası, ballı meyveleri, Yoncalık ve Kazıklıdaki eşsiz bostanları, estetik bahçeleri, bereketli tarlaları, sağlık ocağı, postanesi, karakolu, bakkalları, manavları, demircileri, kooperatifleri, marangozları, her meslekten ustaları, farklı farklı dükkanları, okulları, eğitimli, üretken, çalışkan ve görgülü değerleriyle 1980’li yıllara kadar bölgenin en canlı yerleşim merkeziyken, ekonomik ve sosyal sebeplerden dolayı hızlı göçün pençesine düşüp, bir mezra nüfusu kalacak kadar eriyen Hasbek, eski günlerini bilen ve sosyal imkanlarından yararlanan diğer tüm çevre köylerinde içini sızlatıyor.

İlimizde başta tarım ve hayvancılık olmak üzere eğitim, istihdam, sosyal güvenlik ve ticarete yönelik bölgesel yatırımların istenilen düzeyde gerçekleşmemesi ve buna parelel alternatif çözümlerin geliştirilememesi nedenleriyle, metropol kentlere olan göç akınlarının bir türlü önüne geçilemedi. Boş kalan araziler ve eriyen nüfus yüzünden Hasbek dahil tüm köylerimiz maalisef hayalet köy konumuna düştü. Anadolu şehirlerinin genel sorunu gibi gözüken bu duruma yönelik bir çok ilde hemşehri dernekleri ve farklı sivil toplum kuruluşları çare amaçlı Resmi kurumlarla koordineli yol-yöntem aradılar ama hiç biride ferahlatıcı ve olumlu bir sonuca ulaşamadı. 

Planları, projeleri, sohbetleri, hasretleri ve bunu tetikleyen özlem dolu sıla dertleri başka köy ve şehirlerden daha analitik ve daha farklı olan Hasbekliler ise, kollektif bir girişim başlatarak, herkese model olabilecek yeni bir metotla yine bir ilke imza atmak hedefinde kolları sıvadılar.  

Ankara Hasbekliler Kültür ve Dayanışma Derneğinin yıllarca başkanlığını yapan Mehmet DURNA’nın 2011 yılında ortaya attığı Köye Dönüş Projesi, ilk zamanlar çılgın ve hayali gibi gözüksede, aynı ruh ve enerjiye sahip vefalı köylüleri Orhan GÜNERİ ve çalışkan Muhtar Mesut Vatan DURU tarafından heyecanla kabul gördü. Gördü de ne demek; bu ekibin fedakarca yılmadan başlattıkları yorucu girişimler sonucunda hedeflenen evlerin ilk etabı tamamlanmış bile.

Farklı şehirlerde yaşayan Hasbeklilerin, ilkbahardan güz mevsimine kadar yılda en az 6 aylık  ikametlerinin sağlanarak, köy hayatının canlı tutulması amaçlanırken, bitirdikleri her türlü müştemilata sahip 2+1 düzenindeki modern konutlarının ortak kullanımına köy çeşmesi, tandır evi, mescit ve lokal gibi donatılar da ekleyerek, görkemli bir törenle hak sahiplerine teslimi arzulanıyor..   

Şimdi eskisi gibi her önünüze geldiği yere izinsiz, kayıtsız, düzenli, düzensiz pat diye bir inşaat yapamıyorsunuz. Bunu devletimiz artık bir prosedüre bağlamış. Helede toplu konut olunca bunun ayrıntısı daha bir başka. Tarım alanları, sulama kanalları, karayolları geçiş güzergahları, enerji isale hatları, deprem fayları, harita kadastro çizimleri vs. gibi onlarca alt yapı ve imar güzergahları tek tek irdelenerek, zahmetli bir bürokrasi ağından geçiriliyor.

Köye Dönüş Projesi kapsamında Hasbek için heves ve aşkla koşuşturan Orhan GÜNERİ, Mehmet DURNA ve Mesut Vatan DURU üçlüsü, Hasbek adına bu zahmetli işlemlere fedakarca tahammül gösterirken, gerektiğinde onlarca kez gittikleri Valilik, Bakanlık ve yönlendirilen diğer Resmi Kurum servislerinde bir çok izin işlemlerini tamamlayarak inşaatları başlatmış. Proje kırsal kalkınma ve sezonsal yerleşmeyi teşvik ederken, göçlerle erimeye de analitik çözümlerle adeta dur diyor. Metropol kentlerdeki tüm illerin dernek, vakıf ve kültür kuruluşları çok etkilendikleri bu sistem için Başkan DURNA’dan hem bilgi desteği alıyor, hemde danışma randevularıyla sürekli takipte tutuyorlar.

Hasbek Kültür Derneğinin çalışkan başkanı Doğan YAZAR, yardımcısı sevilen değer Yusuf BEDO ve birbirinden kıymetli yönetim kurulundaki Av. Gürkan ARIKAN, Av. Ahmet Şevki DAĞKIRAN, Ömer KILIÇ, Ayhan AKYÜZ, Kemal KARABACAK, eski Yozgat Federasyonu Başkan Yardımcısı  Orhan GÜNERİ, Muhtarların Kralı Mesut Vatan DURU ve Efsane Başkan Mehmet DURNA ile yanlarına aldıkları tüm samimi Hasbek sevdalılarıyla kısıtlı imkanlarına rağmen köylerine yaz-kış hiç boş bırakmadan sürekli hizmet götürüyorlar. Köy konağı, ağaçlandırma, yeni su kaynakları, alternatif yollar, ören ve enkaz temizliği, çevre bakımı, farklı ülke ve şehirlere göçen köylülerin derlenip toparlanması ve tüm devlet imkanlarının Hasbekliler lehine yönlendirilmesi gibi olumlu sonuçlandırdıkları bir çok harika projelere imza atıyorlar. Ayrıca ulusal televizyon kanalları ve gazetelerde köylerinin adını hep gündemde tutarken, yemek, oyun, türkü, geleneksel dekorları ve etnografik aksesuarlarından oluşan elit kültürlerini dünyaya tanıtıyorlar.

Ferdi imkanlarıyla Hanife GÜNERİ, Nazeli ÖZ KELEŞER, Aydın DURNA, Mustafa KARABACAK, Orhan GÜNERİ, Mehmet DURNA, Yusuf OKUR, Cevat DURNA, Ömer KILIÇ, Mendufa DURNA, Akkadın GÜNERİ, Miray ÇALIŞKAN ve Baki YENEL’den oluşan ilk etabın sahipleri; eko tarım, düşük kapasiteli model ortaklı hayvancılık, yerel tohumlardan oluşan sezon bitkileri üretimi ve endemik türlerden oluşan meyve, sebze, çiçek, ağaç vs. gibi bitkileri ekip tüm özlemlerine kavuşma hedefinde evlerini teslim almak üzereler. Başkan Doğan YAZAR, Yardımcısı Yusuf BEDO ve yönetimdeki arkadaşları ise Hasbekliler için yeni yeni etaplar oluşturup, adeta Hasbekten ayrılan herkesi köylerine geri getirmeyi amaçlıyorlar. Dernek yönetimi köy sevdasını herkese empoze ederken, cazibeli etkinlikler, birlik-dayanışma geceleri, yöresel yemek günleri ve farklı programlarla imrenilir güç birliktelikleri gerçekleştirirken uyguladıkları modellerlerle herkese klavuz oluyorlar.

Göçün önlenmesi amaçlı bilgisiz akademisyenler, samimiyetsiz siyasetçiler, beceriksiz bürokratlar, kurnaz iş adamları ve niteliksiz sivil toplum örgütleri onlarca konferans, seminer, panel, forum, toplantı vs. gibi etkinlikler düzenleyerek, beyhude uğraştıklarını bilip, defalarca bir araya geldiler ve sürekli geliyorlar. Uğraşıyor iste desinler diye bir çok göç önleme projeleri ortaya atıyorlar. Sonuç sıfıra sıfır, elde var sıfır. Demekki bu işin formülü sadece samimiyetmiş. Fedakarlık üstlenilince yapılabiliyormuş. Zaten tam anlamıyla tersine göç hiçbir yerde mümkün olamaz. Sezonsal canlılık kapsamında sevdalı olduğumuz şehrimize ancak bu şekilde bir tersine göç olabilir. Dürüstlük, doğruluk, eylem ve söylem birliğiyle bunu gerçekleştiren delikanlı Hasbeklileri takdir ve hayranlıkla izliyor, yürekten kutluyor ve hepsinin alınlarından öpüyorum. 
-Rıfat ÇAKIR

[email protected]