Bu başlıktaki, soruda nereden çıktı? diyebilirsiniz. 
    Diyeceğimiz şudur ki, siz, siz olun diyelim ki babanız sağlığında size, satış yoluyla   veya hibe, bağış  yapacak, tapu muamelesine başlamadan, babadan habersiz! bağlı   bulunduğunuz nüfus idaresine gidiniz. Vukuatlı aile bildirim (kütük bilgileri) evrakını   alınız. İncelediğinizde anne bir, baba bir veya baba bir kardeşlerin dışında, başka kardeş yoksa meselede yok demektir. Babadan satış yoluyla değil de hibe, yoluyla alırsanız“veraset vergisini de” göz önünde bulundurarak, içiniz rahat bir şekilde, tapunuzu alırsınız. 
    Buraya kadar her işlem, tamam ve güzel.
     Bundan sonrasına bakacak olur isek,
HABERDAR OLMADIĞIN KARDEŞ VARSA …?
    …. Ve babayın kaydında gözükmüyor. Baba zamanında şeytana uymuş! Kaçamak ve kaçamaklar neticesi bir yavru dünyaya gelmiş. Baba da birlikte olduğu hanımefendiye karşı izini kaybettirmiş. Bundan sonra olacaklara bakalım. Aradan kaç yıl geçer bilemem…
    Babadan aldığın (satış hibe vs…) taşınmaza (Babaya hak vaki olduktan sonra) 
    Bomba gibi! bir varise daha hazır mısın..? Bu kardeşle uzlaşma yoluna ya gidersin,  ya da gitmezsin. Galiba ilk söyleyeceğiniz cümle şudur. (Kardeşim olduğunu nereden   bileyim?!) O zaman babanızın mezarının açılmasına razısınız demektir. Alınan parçanın
    (Dna) neticesi ile kardeşinizin varlığı kesinleşince, yine uzlaşmayı denemiyorsanız;
    1. Varis, tapu iptal davası açar.
    2. Başka birine satmış olsan dahi, muvazzalı satış deyip, dava yoluna gider.
    3. “Bakma akdiyle almıştım” dersen, bakma akdi şartlarını sorgular.
    vs, vs, vs…
***
    Eh böyle bir sürprizle karşılaşmamak için, ne yapmak gerekir?!?
    İşte orasını bilemem! Babaya “Baba zamanında z…m…p’lık yaptın mı? Yaptıysan kardeş falan var mı?” diye sorabilecek, kaç kişi çıkar onu da hiç  bilemem..!