COVİT-19 salgını ile ilgili alınan tedbirler, uygulamalar, kısıtlamarı son dönemlerde birileri kullanmaya başladı. Kapımızı gerçek anlamda çalan kamu görevlilerine bile güvenemez olduk, duyduklarımız, gördüklerimiz nedeniyle.  
Dolandırıcılar her krizi fırsata çevirebilmenin bir yolunu buluyor. İnsanların kısıtlama süreçlerinde evlerine ellerinde ateş ölçerlerle gidip, soygun yapıldığını haberlerde dinliyor, okuyoruz. Covit-19 salgını nedeniyle bankalar kredi kartlarında 'temassız ödeme' yöntemini geliştirdiler. Bu yöntemi kullanıp, dolandırıcılık yapanların olduğunu da duymaktayız.
Geçenlerde TUİK görevlileri kapımızı çaldı. Evde yoktum, eşim şüpheyle yaklaşmış, ''Size nasıl güveneyim!'' deyip, bazı soruları yanıtsız bırakmış. Haksız sayılmaz. Yöneltilen sorular özel bilgiler olması nedeniyle ister istemez şüpheyle yaklaşılıyor. O da öyle yapmış. Sonrasında telefonla aradılar. Görüştük. Eve resmi yazıda bırakılmış.
Benzer durumlar yaşanıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü uyarılarda bulunuyor. ''Aman dolandırıcılara dikkat!'' deniliyor. Ama bir anlık olay bu. Hemşehrimiz gazeteci Taha Akyol da dolandırılmış, gazeteler yazdı. Taha Akyol sadece gazeteci değil, avukat aynı zamanda. Yani donanımlı bir isim olmasına rağmen dolandırıcıların hedefi olmakla kalmamış, kurbanı da olmuş.
Tanıdığım bazı isimler de var. Bir şekilde hesabından para çekilmiş. Dolandırıcıların insafı, vijdanı yok. Bulduğu her zeminde insanları dolandırıp, mağduriyetlerine neden oluyor. Görülen o ki, istediğimiz kadar dikkat edelim, Covit-19 salgını kadar, dolandırıcılarda çok can yakacak. Aman dikkat edelim, şüpheyle yaklaşalım...