YUNUS Emre'nin ''Bir garip ölmüş diyeler/Üç günden sonra duyarlar/Soğuk su ile yuyalar/Şöyle garip bencileyim'' dizelerinde olduğu gibi bizler kültürümüzün bir parçası olan ''Abdal Geleneğini'' unuttuk. Soğuk su ile yıkama ihtiyacı bile duymadan bir köşede kendi hallerine bırakmayı tercih ettik. 

Yıllar önce bir çalışma yapmıştım. Ziyaretlerde bulunmuş, söyleşiler yapıp, gelenekleriyle, görenekleriyle Abdalları daha yakından tanımak için koşuşturmuştum. Uzunca bir yol aldım. Çocukluk yıllarım ile gençlik yıllarımın bir bölümünü birlikte geçirdiğim Abdallar konusunda bir fikir sahibi olmamla birlikte, yapmış olduğum çalışmada edindiğim bilgeleri, öyküleri bir kitapta toplamak istemiştim. Çalışmaya başladım, dökümanları bilgisayara yükledim. Sonrasında notlarımın bulunduğu klasör bilgisayardaki virüs tarafından imha edilmiş, uzun süre bulamadım. Geçtiğimiz günlerde notlarımın tamamını olmasa da bir bölümü ile fotoğraflar tesadüfen elime geçti. Değerlendireceğim...

Yozgat Merkezde Eskipazar Mahalesi ve Kırıksoku köyü ile Yerköy ilçesinde ikamet eden Yozgatlı Abdallar artık gelenekleriyle birlikte tarihin tozlu sayfalarına havale edilmeye başlandı. Yozgat Merkezde kimse kalmadı. Kırıksoku'da Ramazan'da davul çalan bir-kaç Abdal dışında kimsecikler yok. Bir çoğu gurbete çıktı, yurtdışında kendilerine yeni meslekler edindi. Yerköy ilçesinde var olma mücadelesi veren 8-10 hanede yaşayan Abdallar, evlerinin odasına astıkları davulu-zurnayı henüz kılıfından çıkartmadıklarını, diğer müzik aletlerini ise artık kullanmadıklarını söylüyorlar. 

Abdal Geleneği, kültürü sadece Yozgat'ta yok olmak üzere. Kırşehir'de Kırıkkale'de ve diğer illerde geneleğin, kültürün devamı için gerekli önlemler alınmış durumda. Yozgat, bir rengini daha kaybederken, kimse dönüp bakma ihtiyacı bile duymuyor. Yok olmasına göz yumuluyor.