Eğitim illaki diploma demek değildir. Benim hayat felsefemi şekillendiren kişilerin çoğu diplomasız alimlerden oluşur. Paylaşmayı, edebi, saygıyı, adaleti babamdan, vefayı, sadakati, onuru, erdemi annemden, yoklukla mücadeleyi, aza şükretmeyi, fakiri fukarayı gözetip kollamayı köylülerimden öğrendim. Orada profösör, doçent, uzman, vs.  yoktu.
Yardımlar onurlu olur, saygı herkese öğretilirdi. Büyük-küçük, herkes tarafından bilinir, yaş en büyük hiyerarşi kabul edilirdi. Hastanın düşkünün eli ayağı olunur, yalnızlık ve çaresizlikler hissettirilmezdi.
Günümüz koşullarında hangi şartlarda ele geçirildiği bilinmeyen diplomalar övünç ve itibar kaynağı kabul edildiğinden insani erdemler unutulmuş, önü alınamayan bencillikler ve vefasızlıklar ortaya çıkmıştır. Kim hangi makamı işgal ettiyse oranın liyakat çerçevesi vasfına değil diplomasına göre tahsis edilmiş, zenginliği ve hegomanya sınırları ise kapasitesinin onlarca katı fazlasıyla çizilmiştir. Yanlış kararlarından binlerce kişi etkilensede itirazlar cezai müeyyidelerle karşılık bulmuş mağdurlar unutulmuştur.
Ülkemiz uluslararası bilim olimpiyatlarında hiçbir ilerleme yapamamış, yetişmiş elemanlarımızın bir çoğunun liyakatsiz diplomalarla ödüllendirildiği ortaya çıkmıştır. Yaşamın en büyük tecrübe olduğu unutulmuş, uygulanma fırsatı bulunmayan bilgiler deneysiz olarak kazanıldığından her alanda binlerce acemi yetiştirilmiştir. Ülke kaynakları düzenli planlanamadığından tam anlamıyla hizmete dönüştürülememiş, halk ekonomiden, siyasetten ve uluslararası rekabet koşullarından habersiz kaldığından çoğulcu demokrasi işletilememiştir. Yani binlerce yarım okumuş mezun edilmiştir. Matematik, felsefe, sosyal bilimler ve dilbilgisi eğitimi almamış ifade güçlüğü çeken kişiler hak etmedikleri makamlara konuşlandırılmış, hizmetlerinden yararlanılamamıştır.
Şimdi bilgisayar teknolojisinden anlamayanlar, dil bilmeyenler, problem çözemeyenler, tasarım yapamayanlar, coğrafik ve demografik bilgilerle donanmayanlar 21’inci yüzyıl şartlarını taşımadıklarından yarım olarak okumuş oldukları ortaya çıkmıştır. Yani kral çıplak. Tarih geçmişteki yanlışlıklar analiz edilerek geleceğe yön verme bilgisi demektir. Şimdi daha iyi bir tarih yazabilmek, Atatürk’ün çizmiş olduğu muassır medeniyetlerin üzerine çıkıp o medeniyetlerin lideri olabilmek için deneyci, araştırmacı, uygulamalı, rekabetçi bir eğitimle, liyakatli diplomalar verip denetçi olarak hizmetler beklemeliyiz. Yarım okumuşların tamamlamalarını beklemek bize zaman kaybettirecektir.
Saygılarımla…