EĞİTİM konusu her alanda tartışılıyor. Bir takım çözüm önerileri de gündeme getiriliyor ama ''Ben bilirim'' türküsü dillerden düşürülmediği için sonuç alınamıyor. Son olarak Cumhurbaşkanı eğitim konusuna değindi, ''Yetişmiş insan gücümüz yetersiz'' dedi.. 

İlkokulda hadi çocuktuk, geçtim. Yozgat Lisesi birinci sınıf öğrencisiyim. Rehberlik Öğretmenim, yalnız yaşadığım bekar evime geldi, oturdu sohbet etti. İdeolojik anlamda birlikteliğimiz olmamasına rağmen, rehberlik hocama halen saygı duymaktayım. İlkokul öğretmenlerimin söylemleri halen kulaklarımda çınlar, yeri geldiğinde...

O zaman öğretimle birlikte eğitim vardı. Eğitim dediğimiz konu, gençlerin geleceğe, hayata hazırlanmasıdır. Çocukların, gençlerin yeteneklerine, ilgi alanlarına göre teşvik edilip, bu alanlara yönelik adımlar atmasına zemin hazırlamaktır. Ama günümüzde sistem tamamen öğretime dayalıdır. Çocuklar, sınav maratonunda bir sonraki okula nasıl giriş yapabileceğinin telaşı içerisinde, koşuşturuyor. Herkesin üniversite diploması alması zorunlu hale getirildi.

Herkesin elinde üniversite diploması var ama karnını doyurabilecek bir işi, yapabileceği bir mesleği yok. Çocukluk dönemindeki yeteneklerini, hayallerini kaybetmiş, gençlik çağına geldiğinde. Gençlik çağında yeni hedefler belirlemiş ama yine üniversite eğitimine başladığında bu hayaller ve hedefler de yok olup gitmiş, çaresiz.

Öğretim kurumlarının eğitime dayalı hale getirilmesi gerekir. Boş kalan tarlaların, toprağın nasıl işlenip, ekonomiye nasıl kazandırılacağı konusunda uygulamalı eğitimler verilmelidir. Aksi takdirde, diplomalı iş bilmezler topluluğu yaratırız...