Yaşlı bir zat, kendisine bir ibadethane yaptırmıştı ve halktan uzak bu yerde Yüce Allah’a ibadetle meşgul oluyordu. Bir gün ağaçlar arasında gezinirken bir delikanlı ile genç bir kız gördü Delikanlı kıza:
-Benimle gelirsen, sara şu kadar para veririm, diyordu.
Kız, gencin teklifini kabul edip peşinden gitmeye başladı. Yaşlı zat, kıza yaklaşıp: -Onunla değil de benimle gelirsen, sana şu kadar para veririm, diye o gencin söylediğinden çok daha fazla bir para teklif etti. Bunun üzerine kız o genci bırakıp adamın peşinden gitmiş ve birlikte eve girmişlerdi. Yaşlı zat kıza:
-Bir insan suç işlerse, bunu da iki şahit görse, o adamın hali ne olur dedi. Genç kız:
- Mutlaka cezalanır, cevabı verdi. Yaşlı adam:
-Ya iki değil de dört şahit olursa ne olur, diye sordu. Genç kız.
- O zaman ceza alması daha kesinleşir. dedi. Bunun üzerine ihtiyar zat:
- Biz şimdi buradayız bizim yapacağımız ise şahit olan dört kişi var deyince kız birden odada dört kişi olduğunu düşünerek yerinden fırladı:
- Nerede diye yaşlı adama sordu. Yaşlı adam:
- İkisi senin omuzlarında ikisi de benim omuzlarımda olan melekler bize şahittirler. Mahkemeyi yapacak olan a yüce Allah’tır! Bu durumda suçlular ceza almazlar mı? Biz bu suçu niçin işleyelim dedi.
Bu sözler karşısında son derece üzülen, büyük pişmanlık duyan kız, yaşlı adamın sözlerinin tesiriyle tövbe edip “Allah” diyerek yere düştü ve ardından da olduğu yerde ruhunu teslim etti.