MAHALLEDEKİ Marangoz’un yanına çırak olarak verdiler. Sabah erkenden marangoz atölyesine gidiyor.
Her tarafı pırıl pırıl temizliyor, takımları da yerli yerince düzgün bir şekilde dizip, ustaların gelmesini bekliyordu:
-Çok dikkat etmeliyim, ustamın gözüne girip, iyi bir usta olmalıyım. Çünkü Rahmetli Babam böyle istemişti ve ona söz vermiştim, diye söyleniyordu.
Her gün işe gidip geliyor, fırsat buldukça da yaşadığı mahalledeki Çocukların arasına karışıp onlarla birlikte oyunlar oynuyordu. Çocukların bazıları; “yamalık… pantolonlu...” diye onunla dalga geçiyorlardı.
Halbuki Köydeki kızlar: “Salih… pantolonundaki yamalık ne güzel olmuş.” diyorlardı.
Bu şehrin çocuklarını anlamıyordum diye düşünüyordu.
Çocuklarla oyunlarını devam ederken bir teyze elinde bir pantolonla yanlarına gelerek: “Bu pantolonu sana versem giyer misin?'' dedi.
Ellerini öperek pantolonu alıp koşarak eve gitti.
Eve geldiğinde ablasının.Köyden geldiğini öğrendi.
Salihin Annesinin hapse… girmesinden dolayı ablasını da Köydeki komşusu.
“Bir kızım var onunla birlikte okuturum'', diyerek yanlarına almışlardı.
Dayısıyla birlikte onlara gitti. Hoşbeş ve el öpmeler bittikten sonraki sohbetten öğrendiğine göre, Ahmet amcası, “sen onun… kızına sahip çıkıyorsun,” diye baskı yapıyorlarmış.
Ahmet amcası da “hem başımız belaya girmesin, hemde kızların okuması lazım'', diyerek ev eşyalarını da bir kamyona yükleyerek Ankara’da… bir ev kiralamışlar.
Günler zor da olsa hızla geçip gidiyor.
Memlekette seçim olmuş. Yeni kurulan hükümet af… kanunu çıkarmış, Salihin Annesi de bu kanundan yararlanıyormuş.
Lakin, mahkemesi sonuçlanmadığı için tutukluluğu devam ediyordu.
Nihayet, bekledikleri o mahkeme günü geldi. Ustasından izin alarak dayısıyla birlikte Yozgat’a gittiler.
Büyük dayısının yanında kalan diğer kardeşleri de Köyden gelmişler.
Salih’in gözlerinin içi gülüyordu. Annesinin mahkemesi tamamlanıp tahliye olması gerekiyormuş.
Dualar Şükürler Mevla’ya bir kuş gibi uçup gidiyordu çünkü… bekledikleri gibi olmuştu. Annesi tahliye olmuş ve ona kavuşmuşlardı.
Kardeşleri, Annesi, dayıları... derken kalabalık bir şekilde Ankara’ya geldiler.
Dayısının ev birden kalabalıklaştı. Komşular, akrabalar... Misafirler dolup taştı.
Misafir dedikte, aralarında bir de küçük bir misafir… var ve hep ağlamakla meşgul.
Salihin babasının ölümünden yıllar sonra Annesinin yeni evlendiği kocasının yaptığı yanlışlardan… dolayı silahla vurarak hapse girmişti bu kocasından… hamile kalır ve hapishanedeyken doğum yapar.
Salih ve diğer kardeşlerine yeni bir kız kardeş daha katılır. Doğum için gittiği hastanede görevli hemşireler küçük kıza “Kader” ismini koyarlar.
Kendi kaderini unutmuşlar, kardeş Kaderle ilgileniyorlardı.
Geçmişteki o sıkıntılarını unutmuşlar, Kaderle yatıyoruz, Kader’le kalkıyorlardı.
İşler yoluna girmiş, her şey güzel gidiyor.
Gidiyor gitmesine de, el el üstünde oluyor da, ev ev üstünde olmuyordu.
Dayısının evi küçük, bir de Salihin ailesi bu kalabalıklığı, dayısını da Salihin ailesini de zora sokuyordu.
En kısa zamanda Anneme bir iş ve bir kiralık ev bulmalıyız diye hep düşünüyor çareler arıyordu...
Sen gayret edersinde Rabbim Yardım etmezmi. Ev bulundu. Annesinin hapishaneden getirdiği yatak yorgan, konu komşunun verdiği kap kacakla yeni evlerine taşındılar. Yeniden bir yuva kuruldu. Kullanacak eşyaları olmasa da hep bir arada olmanın verdiği mutluluk… yetiyordu.
İş yerinde tahta parçalarıyla yaptığı oyuncakları, sıkılmasın diye Kader’e… getirerek, sıkılmasın diye oynamasını sağlıyordu. Annesi işe gittiği için çok ağlıyor, kardeşlerini de zora sokuyordu. Kader de acılara alışmaya başladı, alışmak zorundaydı.
Kış geldi. Salih iş yerinden talaşla, odun getiriyor. Dayısı da kışlık kömürlerini alıyor yani her şey yolunda gidiyor derken, Kader hastalandı. “tabi ki... hastalanır Sabah Salih Annesi işe, kardeşleri de okula gidiyor. Öğlene kadar soğuk evde, altına çiş… yapar, ağlayarak öğlen gelecek abla ve ağabeysini bekler. Kardeşleri öğleyin okuldan gelir, sobayı yakar, Kader’le ilgilenirler ama yeterli değil.
Doktora götürürler, çok geç kaldıklarını öğrenirler, Kader… Zatürree yakalanmıştır.
Doktorun verdiği ilaçları kullanırlar ama boşuna. Kader… yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak vefat eder...
Kader… dünyaya geldiğinde, nüfus kütüğüne henüz. Kayıt olmadığı için kayıtsız olarak ahrete göçüp gider. Salih dualarını çoğaltarak tesbih boncuğu gibi diziyordu.Rabbim Rahmetliyi, nur… içinde yatırsın.
Salih!in Anneannesi, yani ebesi derdi ki: “Derdinize yanarken akıllı yanın. Dert ince iğneyle giriyor çuvaldız olarak büyüyüp iz yaparak çıkıyor.”
Evet, akıllı yanmalıydık.
Selam ve dualarımla.