Bir garip buraya düşmeye görsün
Kurt olur adamı yer hapishane
İsterse iki gün bir devran sürsün
Bir yıl gibi ona kor hapishane
Duvarları soğuk camları buzlu
Yemeği ya ekşi veyahut tuzlu
Sabah akşam gelir gardiyan pozlu
Ne bitmez sayımın var hapishane
Ayrı ayrı koğuşlarda kalırsın
Sanki evin mi ki huzur bulursun
Hürriyeti satmazlar ki alırsın
Ufak mezar gibi dar hapishane
Dört duvarda gezip volta atılır
Gece lamba söndürmeden yatılır
Of çeker pişmanlık yası tutulur
Sende hatırlanır yar hapishane
Koğuşları sanki betondan kafes
Duymak mümkün değil yükselen bir ses
Kendi kabuğuna çekilmiş herkes
Selattin İlbaş’a zor hapishane
Sevim dayı istemez ki görmeyi
Taş duvarlar arasına girmeyi
Sevilmez ki bırak gönül vermeyi
Adın bile çirkin hor hapishane
Bir kazadan yolum düştü oraya
Merhem bulunmaz ki azmış yaraya
Sanki yassı ada çıkmaz karaya
Dertlerle baş başa sır hapishane
Takvim yerindedir gitmezmiş gibi
Ayları yıllara katmazmış gibi
İdrisin çektiği yetmezmiş gibi
Var sen devranını sür hapishane
Garibin gönlünü gör hapishane