Bu ses Türk’ün gür sesidir 
Engel bilmez hür sesidir 
Bu bir bozkurt, kür sesidir 
Bu ses büyür, küçülemez! 
Çanakkale geçilemez! 
İngiliz, Fransız ile 
Anzak, Hintli, yamyam, köle 
Saldırdı bu kutlu ele 
Bu el zorla açılamaz! 
Çanakkale geçilemez! 
Yığın yığın kuduz kelpler 
Saldırsa da korkmaz kalpler 
Hak ipine bağlı alpler 
Tespih gibi saçılamaz! 
Çanakkale geçilemez! 
Güneş doğar, ay dolunur 
Yurda kurban koç olunur 
Can verilir, can alınır 
Bu diyardan göçülemez! 
Çanakkale geçilemez! 
Kerküklü, Batumlu erler 
Ocağı yetimli erler 
Alevi, Kırmanç neferler 
Birbirinden seçilemez! 
Çanakkale geçilemez! 
Yedi düvel durma, savuş! 
Bize düğün, bayram dövüş 
Sağken Seyit, Yahya Çavuş 
Boğazlardan kaçılamaz! 
Çanakkale geçilemez! 
Gölge olmaz tuğumuzda 
Solumuzda, sağımızda 
Bizden uğrun göğümüzde 
Kuş olunsa uçulamaz 
Çanakkale geçilemez 
Bu bedenden can çıkmadan 
Bu dünyadan el çekmeden 
Yer yarılıp gök çökmeden 
Türk’e kefen biçilemez! 
Çanakkale geçilemez!
 
   Kenan ÇARBOĞA/ SİVAS
    Eğitimci- Şair - Yazar
ŞEHİT RECEP
    (Çanakkale’de şehit olan 
   kahramanlarımızdan
    Biga’lı Şehit Rcep’in destanı…)
 
  İngiliz Saroz’dan top atışları,
  Kimi serden, kimi koldan bacaktan,
  İngiliz Saroz’dan top atışları,
  Ayırdı Recebi yârdan, ocaktan.
 
  Ağır yaralandı Recep’im ağır,
  Çağır melekleri Recep’im çağır,
  Top atışları var ya, top atışları,
  Kulaklar da sağır oluyor sağır.
 
  Hafif yaralı bir can arkadaşı,
  Donup kalmıştı gövdesiyle başı,
  Birini bekler gibiydi çalıda,
  Şehit olmaktı Recep’in telaşı.
 
  Nasıl donup kalmasın arkadaşım,
  Hem iki bacaksız kalmıştı başım,
  Üzülme! Üzülme sen can yoldaşım,
  Arşa yükselecek şehit naaşım.
 
  Sakın ha sakın, ah edip ağlama,
  Ağlayıp da ciğerimi dağlama,
  Şu kollarım var ya uçmaya yeter,
  Sakın beni bacaklara bağlama.
 
  Çanakkale ilim, Biga Bucağım,
  Ramazanlar Köyündedir ocağım,
  Karayürek kan akmasın bir daha,
  Seni sarsın şu Eşrefî kucağım.
 
          Ekrem GÜRER/YOZGAT
            Eğitimci- Şair- Yazar