Türkiye’nin ilk ‘‘Milli’’ unvanını almış olan Yozgat Çamlığını geliştirme, turizme kazandırmaya yönelik başlatılan çalışmalar, her dönemde kesintiye uğramıştır. Üstelik, kafalardaki gelişim projeleri filiyata dökülmeden.
Öyle görünüyor ki, sayın Başbakanın geçen yıl seçim meydanında verdiği talimatın peşine kimsenin düşmemesi sonucunda gündeme gelen geliştirme, turizme kazandırma düşüncesi, fiiliyata geçirilmeden unutulup, gidecek, tarihin tozlu sayfalarında yerini bu konuda alacaktır.
Yozgat Çamlığının turizme kazandırılması, geliştirilmesi ile ilgili konu gündeme geldiği dönemde tarih yanılmıyorsam 1976-77 yıllarını gösteriyordu. Genel Müdürlerin birisi geliyor, diğeri gidiyordu. 
O yıllarda Kızılcahamam’da hamamların dışında ormanlık bölge içerisinde o zamanki ismiyle Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğüne ait bir iki tesis vardı, takımlar kamp yapardı. Şimdilerde Kızılcahamam bölgesi Türkiye’nin en gözde turizm merkezlerinden birisi...
Yozgat Çamlığı’nı geliştirme çalışmaları yine yanılmıyorsam 1985-86 yıllarında tekrar gündeme geldi. Genel Müdürlük düzeyinde çalışmalar yapıldı. Sonsanıda iki tane proje hayata geçirilmek üzere çalışma yapıldı, birisi yarım kaldı.
O yıllarda Gölbaşı denilen bölge, bir gölden ve yakınında bulunan ‘‘Konuk Evi’’ dışında, fazla bir özelliği bulunmayan bir alandı. Şimdilerde Türkiye’nin gözde ve önemli merkezlerinden birisi oldu.
Anlayacağınız bize hep sağ gösterip, sol kroşe ile sırt üstü yere yatırdılar, tepemizde ötüşen kuşları saydırıp, sesini dinlettirdiler.
Görülen o ki; yine bizi kuşa baktırıp, sesini dinlettirecekler, gibi geliyor bana. Zira, haberde de bahsettiğimiz gibi, Yozgat Çamlığı ile ilgili konu, Sayın Başbakan’ın talimatı sonrasında hemen hemen her platformda siyasiler ve il yöneticileri tarafından gündeme getirildi. En son Yozgat’ta bir toplantı yapıldı, Genel Müdürün de katıldığı. Sonrasında hiç kimse bu konuyu ağzına bile almadı, adının geçtiği yerde herkes ‘‘Görmedim, duymadım, bilmiyorum’’ anlayışı ile hareket etti, etmeyede malesef devam ediyor.
Önceki dönemlerde de bize ‘‘Bunu yapamadık ama bununla idare edin’’ kabilinden, farklı alternatif ‘‘Memeler!’’ ikram edildi ama malesef hiçbirisi bize teslim edilmedi.
Yine senaryo aynı. Bizim isteklerimiz, taleplerimize karşılık verilen sözler, ilgili makamlara talimatlar var. Bunlar yerine getirilmek yerine, başka bir ‘‘Meme’’ alternatif olarak sunulmaya çalışılıyor. Üstelik ‘‘Bunun ucunda bal var!’’ gibi, cazibe ile sunuluyor.
İşte bu gerçekten hareketle bize ‘‘Ucu ballı meme’’ misali ‘‘Havaalanı’’ sözü verilmesine şüpheyle bakıyorum. Geçmişte olduğu gibi, yine bize bir şey vermeyecekleri gibi, elimizdekileri de kaybetme korkusu ve endişesiyle konulara yaklaşıyorum.
Daha açık söyleyeyim; bize verilmeyecek havaalanı konusuyla ilgilenirken, Yozgat Çamlığını geliştirmeye yönelik konu unutturulup, Talas Projesi bitirilecek, Erzincan projesi tamamlanacak. 
Biz yine yaya kalacağız.
Umarım yanılan olurum, ‘‘Özür dilemeye’’ her zaman hazırım, yeterki sözler tutulsun.