İsrail tarihi boyunca stratejik ilişki kurmaya çalıştığı Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti istediğini artık gizlemiyor. Ancak İsrail'in 'Bağımsız destek açıklamaları Iraklı Kürt yöneticilerden beklenen karşığı bulmadı. Bunun sebebini uzmanlar, geleceklerinin büyük ölçüde Türkiye tarafından belirleneceğini bilen Kürt liderlerin Ankara'yı küstürmek istememeleri olarak yorumluyor.

           El Cezire’nin haberine göre Mossad eski Kuzey Irak istasyon şefi Eliezer Tsafrir 26 Haziran 2014’de Reuters’a verdiği demeçte “Orada bir büyükelçiliğimiz, normal ilişkilerimiz olsun isterdik ama onlar öyle istediği için gizli tuttuk.” diyerek Kürtlerle olan gizli ilişkilerini ifşa etti. Geçmişte Irak Kürtleri ile kurduğu ilişkilerde ağzı sıkı davranmaya çalışan İsrail, bir süreden beri bağımsız bir Kürt devleti kurulmasına verdiği desteği gizlemiyor.

              İsrailli yetkililerin bu yöndeki açıklamalarından ilki, en tepeden, Devlet Başkanı Simon Peres’ten geldi. Irak’ta milli birlik hükümeti kurulması için çabalayan ABD’yi 26 Haziran’da ziyaret eden Peres, Irak’ta savaşan grupların birleşemeyeceğini ve Kürt devletinin fiili olarak kurulduğunu söyledi. Peres, Irak Kürtlerinin petrol satmasına yardımcı olan Türkiye’nin de Irak Kürtlerinin yeni durumunu kabul etmişe benzediğini de ifade etti.            

            Mossad ajanı Tsafrir özellikle 1963-1975 yılları arasında Irak Kürtlerine yoğun bir şekilde yardım ettiklerini anlatıyor. O yıllarda Irak Kürtleri Mesut Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani liderliğinde ayaklanmıştı. Tsafrir'in aktardığına göre, İsrail de o zamanlar Şah yönetimindeki İran’ın da yardımıyla Irak Kürtlerine milyonlarca dolarlık yardım yaptı ve Kürt savaşçıları eğitti.

         Kürt-İsrail ilişkilerinde İsrail’in kurulmasından sonra bu ülkeye göç eden binlerce Kuzey Iraklı Yahudi’nin etkisi olduğunu da dikkat çekiyor. Vali’ye göre, Kuzey Irak’ın elitleri sayılan bu kişiler kendi topraklarıyla bağlarını da koparmamaya çalıştı.İsrailli diplomat Liel de benzer bir noktaya işaret ederek çoğunluğu Kudüs’te yaşayan ve Kürt yerel geleneklerini hâlâ büyük ölçüde koruyan 150 bin kişilik gruba dikkat çekiyor. “Bu grup, Savunma Bakanı da dâhil siyasetçiler ve belediye başkanları çıkardı. Bu insanlar sayesinde hâlihazırda karşılıklı ziyaretler de yapılıyor ve turizm ilişkileri de var.”

           Kuzey Irak Kürtleri ve İsrail arasında bu bağı sağlayan Kürdistan Yahudilerinden yaklaşık 120 bin kişi, 1951-52 yılları arasında “Ali Baba” operasyonu denilen bir örgütlenmeyle kitleler halinde İsrail’e göç etti. Sorani Üniversitesi’nden Dr. Zangana uluslararası hukuka göre, bir yapının devlet sayılması için toprak, halk, egemenlik gibi ögelere sahip olması gerektiğini hatırlatıyor. Zangana’ya göre, Kürtler tanınma dışında bütün bu özelliklere sahipler.

          Prof. Vali’ye göre, çevre ülkeleri hatta ABD, Birinci Dünya Savaşı öncesindeki Ortadoğu’nun haritasını devam ettirmekte kararlı. Bu haritada ısrarlı olmayan, üstelik ABD üstünde de belli bir etkisi olan ülkeyse İsrail. “Kürtler açısından bakıldığında, bölgeden kendilerine uzatılan İsrail elini sıkmaya hazırlar."         

           “Bölgedeki izole edilmişliğimizi aşmak için Kürtlerle ilişki kurmak bizim için önemli. Ama biz ne zaman başkalarıyla ilişkilerimizi dile getirsek, bu onlar açısından sorun doğurabiliyor. Ayrıca diplomatik ilişki kurmaktan, büyükelçilik açmaktan söz etmek için henüz erken.”

         Bir çalışma için Erbil’de bulunan Ayhan, İsrail’in açıklamalarının Irak Kürtleri açısından önemli olduğunu ancak Irak Kürtlerinin kendi güvenlikleri için mücadele ederken yeni bir çatışmanın tarafı olmak istemediklerini söyledi: “Irak Kürtleri için tanınma önemli, İsrail’in Birleşmiş Milletler’deki beş daimi üye üzerindeki etkisi de malum ama Irak Kürtleri için en önemli ülke, Türkiye. Türkiye’nin pozisyonu diğer ülkelerin pozisyonlardan çok daha önemli.”