Namın yüceltsin yüce hizmetin gördüm senin,
Eliyle yapmış köşkün, Cennette hazır yerin.
Çağ kapayıp, çağ açmış farklı gurur zaferin,
Atasından övgülü yiğitler diyarı onun,
Domurcuk Çiçek’leri hiç solmasın Bozok’un.
    Yüksekte şahinler ki, yerde de dene görürdü,
    Veli- bilge kişiler tarihe yön verirdi
    Varsa kar Çamlığında ağustosta erirdi
    Çapanoğlu Camiinin çevresinde iz onun
    Bakan olacak Çiçek, bakan bil Bozok’un.
Cehrilikte lalemdir, Nohutlu da Çiğdemim
Gösterdi maharetin oldu da şehre –emin
Hiç kaymasın ayağı sağlam kalsın zemin
Çapanoğlu Camiinin çevresinde iz onun
Bakan olacak Çiçek, bakan bil Bozok’un.
Şehreminimdi ya Bozok’a verdi ki düzen
Meclisinde kararla olmadı halkın ezen
İhyayı imarında Bozok sorunun çözen
Çapanoğlu Camiinin çevresinde iz onun
Bakan olacak Çiçek, bakan bil Bozok’un.
    Badireli günlerin desem Fatihi olur
    Uzlaşıcı tavrıyla Hak yolun arar bulu
    Kendi fanidir ama eseri baki kalır
    Çapanoğlu Camiinin çevresinde iz Onun
    Bakan olacak Çiçek, bakan bil Bozok’un.
Bir girsin Meclisine gör orda dehasını
Huzur iklimi doğar paklar da sahasını
Cumhura Reis olur şöyleyim dahasını
Çapanoğlu Camiinin çevresinde iz onun
Bakan olacak Çiçek, bakan bil Bozok’un
    Doğruyol’un sözünden çıkar ibret sor ona
    TBMM ye gönderip fırsat ver de bir sına
    Layık olan bir Çiçek Çapanoğlu ruhuna
    Çapanoğlu Camiinin çevresinde iz onun
    Bakan olacak Çiçek, bakan bil Bozok’un
                 17. 11. 1987
Ali Doğruyol/  YERKÖY
Emekli Öğretmen
KÖYÜMÜ ÖZLEDİM
    Uzun yıllar geçti, bak işte aranızdayım,
    Anılarımda kalan o günleri özledim.
    Yardıma geldim, imece sıranızdayım,
    Toprak kokan güzel insanlar sizi özledim
Dedem Kara Mahmut’u, Ninem Safiye’yi
İçinde barındığımız dam yapılı evi
Masallarda dinlediğim çift başlı devi
Ömer Emmiyi, Gozel Dayıyı özledim.
    Saklambaç, Çelik çomak, birdir bir oyununu
    Dağlarında meleşen kuzusunu koyununu
    Saya Geziminde Hasili’ nin toyunu
    Osman Emmiyi, Guğu Dayıyı özledim.
Uşaklar toplanır giderdik Akçadağ’a
Kimseler görmeden girerdik bostana bağa
Zeynoğlunun Mehmet, bizim Veli Ağa
Dam başlarında çekilen halayları özledim.
    Bahar gelir burcu burcu kokardı çiçekler
    Güllerinde gezinirdi arılar böcekler
    Akşam olur serilirdi yereler döşekler
    Yastık yorgan oyununu özledim.
Dağın Ardından gelirdi mallarımız
Gayet yaman olurdu bizim hallarımız
Yorgun düşerdik kırık kalırdı dallarımız
Köy Odasının dost muhabbetini özledim
    Gün Tepesinden gün doğmadan uyanır
    Garip gönlümüzle Allaha dayanır
    Hezenlik, Han Özü, Doğru Dereye uzanır
    Malların peşinden gittiğimiz günleri özledim
Doyamadım yazık ki, sizlerin tadına
Gurbete çıktık bir dilim ekmek adına
Kırımı unutmadık sizi emanete ettik Allaha
Töremi, âdetimi, geleneğimi özledim
    Dostlarım hatırın sormaya geldim
    Komşuluk ağların yeniden örmeye geldim
    Ata ecdat yaşıyor mu sormaya geldim
    Alaaddin Onbaşıyı, Arif Emmiyi özledim.
Bağbozumu gelse de gitsek bağlara
Su misali taşıp akıversek çağlara
Selam salıp hürmet etsek sağlara
Keloğlanı, Âşık Dayıyı özledim.
    Gırımlı Ozanım Anadolu’yu gezerim
    İner düz ovaya Kırım Obasın süzerim
    Yaş kemale ermiş tutmaz dizlerim
    Çocukluğumu, gençliğimi, o güzel yılları özledim
Ahmet SARGIN
Yozgat Şairler Yazarlar
Birliği Derneği Başkanı.