Yaratılışı itibariyle insanoğlu kutsal bir varlıktır. Bu kutsaliyet onu meleklerin üzerine çıkarır. Ancak yanlış ve hatalı yaşantısı ile bazen hayvanlardan da aşağı bir mahluk haline de gelebilir. Kutsallık insanın yaşam tarzı, ahlakiyle ilgili bir konudur. Yine herkesin bildiği gibi insanın yaratılış gayesinde Hakka kulluk görevi vardır. Yaradılışı boş ve beyhude değildir. Ya insan gibi yaşar meleklerin seviyesine çıkar, ya da insan dışı yaşar hayvanlar seviyesinde  kalır. Tercih insanın kendi iradesine bırakılmıştır.
Buradan farlı bir konuya ulaşmak istiyorum. Bazen adam olduğumuzu unutup kibirlen meye, böbürlenmeye kalkışıyoruz ki, Allah korusun kibir insanı yaşam budalası yapar. Bu yaradılışı unutmak, kendini başka bir ayıpta görme anlayışıdır. İnsan insan olduğunu bildiği sürece insandır. İnsanca davranmadığı ve insanlara hizmette var olduğu sürece hayatı ve yaşamı kutsallık kazanır. Benlik anlayışına kapıldığı an kendini de hayatını da gayesini de kaybeder.
Büyüdükçe küçül demiş atalarımız. Halka hizmeti hakka hizmetle birleştirenler kutsallık kazanmışlardır. Görev aşkı halka hizmet anlayışı olmalıdır. Hakka giden yolda halka sahip çıkmak da insana şeref ve şan kazandırır.
Tabi ki insanoğlu bunları şeref-şan ve ün kazanma uğruna yapamaz!.. Hakka giden yol da halka hizmeti şeref sayar, hizmette kusur etmez.
Bazı zavallılar tesadüfen (ya da siyaseten) bir göreve getiriliyorlar. Getirildikleri görev birilerinin iteklemesi ile oluyor. Bir de bakıyorsunuz ki adam yüzde yüz değişiyor, kendini kaybediyor, halkı da Hakkı’da unutuveriyor. Kendinde bir üstünlük görmeye başlıyor. Benlik ve enaniyet duygusu onu şeytanlaştırıyor.
Hani eskilerin bir sözü vardı: “Gururlanma padişahım senden büyük Allah var!..” ne anlamlı, ne hoş bir kelamdır. Kibirlenme padişahım senden büyük Allah var!. Bunu Hz. Ömer için de anlatıldığını da biliyoruz. Hz. Ömer’in hilafet döneminde böyle bir görevli tutuğu buna benzer sözlerle Hz. Ömer’i (R.a) uyardığı anlatılır. “Ya Ömer ölüm var!” uyarısını da söylediğini biliyoruz. Ne hoş, ne güzel bir uyarıdır değil mi?
İmam-ı Azam için de anlatılan bir hikaye vardır. Hocası bir görev verir, sizden daha aşağı bir yaratık bulun gelin demiş. Rivayete göre İmamı Azam Hz.’leri dolaşmış, uyuz bir köpek bulmuş, onu götüreyim demiş, sonra vazgeçmiş, utana sıkıla hocasının yanına dönmüş. Hocam kendimden daha aşağı bir mahlukat bulamadım” demiş. Rivayet bu ama manidar ve anlamlıdır.
Devletin ve milletin verdiği görevi baki kabul edip kibirlenenlere  kızıyorum. Sonra halka yüksekten bakanlara, burun kıvıranlara… Kendini birinci sınıf vatandaş görenlere acıyorum.
Hüzni Baba’nın o menşur sözü var ya:
Bir kıpti ufacık mesnet alınca
Sadr-ı azam gibi payesine bak
İşin düşüp başın darda kalınca

Bir tecrübe et de mayesine bak
Ne kadar güzel bir ifade bu... İnsanoğlu  bu ya zavallılaşıyor galiba, böbürleniyor, kibirleniyor, gururlanıyor ve asliyesini kaybediyor. Görevini kötüye kullanmaya başlıyor ve halkına zulmediyor. Selam olsun büyüdükçe küçülenlere! Selam olsun büyüdükçe halkına, dostlarına, arkadaşlarına sahip çıkabilenlere!
Eşine, dostuna, arkadaşına, halkına, milletine ve vatandaşına sahip çıkmayan yöneticiden, devlet memurundan siyasetçisinden, iş adamından, esnafından, işçisinden insana fayda gelir mi? Gelmez, ya halkına zulme der ya da halkını soyar soğana çevirir.
Çok affedersiniz, özür dilerim, sözüm meclisten dışarı. Yine o meşhur hikayeyi hatırlatalım. Hani  adam oğluna " Sen adam olamazsın dermiş de.." oğlu Kaymakam olmuş, babasını jandarma zoruyla ayağına çağırtmış ya… Babası da oğlum; “Ben kaymakam olamazsın demedim, adam olamazsın dedim; Adam olsaydın babanı ayağına çağırtır mıydın,” demişti!..
Söylenecek söz çok. Özünü bulmak lazım. İnsan olduğunu bilenlere selam olsun!.. Halkına sahip çıkan halka hizmeti Hakka hizmet adına yapabilenlere selam olsun!.. Yaptıkları ile gök kubbede hoş bir seda bırakabılenlere selam olsun!.. Başkaca ne diyebilirim ki? İnsan ol gerisi gelir. Makam da, görev de insana hizmet edildiği sürece kutsaldır, gerisi boş..