Bayramlar, sevinç, neşe ve kardeşlik duygularının dalga dalga yayıldığı, önemli günlerdir. Bayramlar, mutlulukların paylaşıldığı, muhtaçlara yardım elinin uzatıldığı, fakir ve fukaranın yanında olunduğu, müstesna günlerdir. Bayramlar, birlik, beraberlik, dostluk zamanlarıdır. 
Bayramların, millî ve dinî duyguların, inanışların pekişmesi, taze ve canlı tutulması fonksiyonu yanında, toplumun birlik ve beraberliğini sağlamada ve bunun bireylerin bilincinde yer etmesinde de büyük önemi vardır. Gerçekten dinî bayramlar, insanlar arasında kaynaşmanın, dostlukları ve ahbaplıkları ilerletmenin bir yolu olarak belli bir öneme sahip oldukları gibi, dinî his ve şuurun sosyal hayatta tazelenmesinin de bir vesilesidir
Bayramlar, mutlulukların, acı ve kaderlerin paylaşıldığı paylaşma günleridir. Bayramlar, büyüklerin ellerinin öpülüp dualarının alındığı, küçüklerin sevinçlerine ortak olunduğu vakitlerdir.  Bayramlar, “komşusu açken, tok olarak sabahlayan bizden değildir.”  Hadisine göre hareketle komşuluk duygularının güçlendiği komşuların dertlerine derman olunduğu, merhamet hislerinin yoğunlaştığı duygusal anlardır. 
Bayramlar, kimsesizlerin sahiplenildiği, yetimlerin başlarının okşandığı, öksüzlerin hallerine ortak olunduğu, hasta ziyaretleriyle dert ve ıstırapların hafifletildiği istisnai günlerdir. Bayramlar, maddi manevi dayanışmanın pekiştiği dost ve akraba ziyaretlerinin yoğunlaştığı, muhtaçların ihtiyaçlarının giderildiği sosyal hayatın şekillendiği günlerdir. 
Bu duygular içinde anne-babaların duaları alınır, elleri öpülür. Gönül dünyaları sevinç dualarıyla dolar. Küçüklerin okşanan başları beyinlerinde sevgi, saygı yumaklarının oluşmasına vesile olur. Elinden tutulan fakir, ihtiyacı görülen muhtaç, ziyaret edilen komşu, bayramın getirdiği manevi atmosferi teneffüs ederek soluklanır. Bayramların bu güzelliklerinden faydalanan müminler, İslam kardeşliğinin hazzına ve bu güzelliklerin farkına varırlar.

BAYRAMLAR KUCAKLAŞMA, YARDIMLAŞMADIR

Bayramları fırsat bilelim. Dargınlıklara son verelim. Kırgınlıkları giderelim. Birlik ve beraberlik duygularını güçlendirelim. Kin, nefret ve şiddet hislerimizi bertaraf edelim. Birlikten dirlik doğacağını unutmayalım. Zira milletimizin yükselmesi, muasır medeniyetler seviyesini yakalayabilmesi birlik, beraberlik, kardeşlik duygularının güçlenmesine bağlıdır. 
Yüce milletimizin tarihindeki şanlı zaferlerin, ortaya koyduğu kahramanlık destanlarının, kurduğu medeniyetlerin, dünyaya ışık tutacak şekilde geliştirdiği kültürlerin temelinde, milletçe birlik ve beraberlik içinde olma bilinci vardır. İnananlar ancak kardeştirler” ilahi hükmüne gönül vermiş ecdadımız birlik, beraberlik ve kardeşlik şuuruyla hareket etmiş ve üç kıtaya hükmetmiş ise; işte bu ruh ve şuur sayesinde olmuştur. 
Onların torunları olan bizler de bayramları fırsat bilerek; bu toprakları bize emanet eden atalarımızın ruhlarının şad olması için onların doruk noktaya ulaştırdığı birlik ve beraberlik ruhunu kaybetmemeliyiz. Her zamankinden daha fazla huzura - sükûna ihtiyacımızın olduğu zamanımızda, fitne ve fesatçılar bizi aldatmamalıdır. Onların oyunlarıyla oyalanmadan birbirimize yaklaşmalıyız. “Kardeşimsin” diyerek kucaklaşmalıyız. Gönül birliği, ruh birliği ve cennet vatanda yaşama sevinci içinde olmalıyız. 
Dostluğu, sevgiyi ve kardeşliği; Hüznümüzü, acımızı, yalnızlığımızı paylaştığımız; birlik ve beraberliğimizi, dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz Kurban Bayramınızı tebrik eder, iki cihan saadeti ve mutluluklar dileriz