Muharrem ayı Müslümanların takvim başlangıcı, hicri yılbaşıdır. Rasul-i Ekrem (sav) Efendimiz Mekke’de on üç yıl insanları Allah’a davet etti. Bu daveti kabul etmeyen müşrikler Hz. Peygamber ve Müslümanlara baskı yapmaya başladılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber Müslümanların Medine’ye hicret etmelerini emretti. Kendisi de miladi 622 yılında Allah’ın izin ve emriyle hicrete karar verdi. Hz. Ebu Bekir ile birlikte Hicret etti.
 “Şüphesiz, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin.” (Tevbe, 9/36)
 “Haram aylar” Cahiliye devri uygulamasına göre, hürmet edilmesi gereken, savaş yapılması ve kan dökülmesi yasak olan Kameri aylar demektir. “Haram aylar” nitelemesinin, bu aylarda yapılacak ibadetlere daha çok sevap, günahlara ise daha çok ceza verilecek olmasına dayandığı da ifade edilmiştir. Bu aylardan Muharrem birinci, Recep yedinci,   Zilkade on birinci ve  Zilhicce de on ikinci aydır.
Bu dört ayın hürmeti öteden beri süre gelen dini bir uygulamadır. Hz.İbrahim  ve İsmail  (a.s.) zamanından beri Araplar bu esasa riayet ede gelmişlerdi. Cahiliye devrinde bile buna riayet edilmiş, haram aylarda savaş yapılmamıştır, yılın bu dönemi bir barış zamanı olmuştur.
İslam’ın zuhurundan sonra da Muharrem ayı, dini, sosyal ve tarihi önemi haiz olaylara sahne olmuştur.  Hicret ve hicri takvim, aşura ve kerbela. Bu durum Muharrem ayını, İslam kültürü açısından daha da ön plana çıkarmaktadır.
Âşura Gününde ilk akla gelen ibadet oruç tutmaktır. Muharrem ayı ve Âşura Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Aşûra günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh (a.s)dan  itibaren mukaddes olarak bilinmektedir.  İslam öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim (a.s)dan  beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu.
 “Hz. Peygamber Medine’ye geldiğinde Yahudilerin Aşûre günü oruç tuttuklarını gördü. “Bu nedir (niçin oruç tutuyorsunuz)?” diye sordu. “Bu hayırlı bir gündür. Bu, Allah’ın İsrail oğullarını düşmanlarından kurtardığı, bu sebeple de Musa’nın oruç tuttuğu gündür” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) “Ben Musa’ya sizden daha layığım” buyurdu ve hem kendisi bu günde oruç tuttu, hem de başkalarına oruç tutmalarını emretti.” (Buhari,Savm, 69; II, 251)
 “Ramazan ayından sonra tutulan oruçların en hayırlısı, Allah’a izafetle (Allah’ın ayı denilerek) şereflendirilen Muharrem ayında  tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz ise geceleyin kılınan namazdır.” (Müslim, Sıyâm, 202; I, 821)
Muharrem " olarak meşhur olan, yani "Allah'ın ayı olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır. Her ay, her gün Allah’ın yılıdır ancak Allah müminleri ibadet ve duaya teşvik etmek için bazı günlere ayrıca dikkatimizi çekmiştir. Muharrem ayında özellikle de bu ayın 10. günü olan aşura gününde İslam tarihinde dönüm noktası sayılabilecek çok önemli olaylar olmuştur.
 “Nafile oruç tutacaksan, Muharrem ayında tut! Çünkü o, Allahü Teâlânın ayıdır. O ayda bir gün vardır ki, O günde Allah’ü Teâlâ geçmiş kavimlerden birinin tövbesini kabul etti. Yine o gün, tövbe edenlerin günahlarını da affeder.) [Tirmizi]