Kosnük Anşenin Ladiger “Vıyh… O Neşâal laf gız, aleddirikli süpürgedemi olurmuş, başımıza daş yağyacah, Ecit Mecit çıhacah.” didi

            Dediğim seneler 1976. Bizim köylerde daha elektrik bile yok. Perşembe Bazarına Kohne’ye filan gittiğimizde ancak kahvelerde televizyon görüyorduk. Hatta o zamanlar haber spikleri hanımın adı Aytaç KARDÜZ’dü. Spiker kamera çekimi gereği her seyredenin gözüne baktığı için, durumdan habersiz erkekler “Avrat bu gadar herifin içinde bitek bana bahıyo.” sanar ve bıyık kıvratarak seyrederlerdi.

            O zamanki zihniyet “Aleddirik bitek televizyonnan buzdolabını çalıştırır, bide armıt lamba yahar evi ışıdır.” Yönündeydi. “Aleddirikli süpürge ne la, Iradıyo bile pilinen çalışıyo.” derlerdi

            Gotü Böyüğün Abdılla Isdanbıl’a uşahlarını yohlamıya getmiş. Emmisi Pij Şekir’in evde aleddirikli süpürge gormüş. Koye geldi annadıyo. “Gonşular anamı bi köylü gucahlasın ki, gozümünen gördüm. Fişi kahıyon, şıltağnan bağra bağra oyannı buyannı gıyıyı gıranı avrat gibi süpürüyo, yerde bidene gûl-gubür gomuyo yav.” Dedi.

Honuhlu Yağap, “Ula get, aleddirikli süpürgemi olur aminim, sanki biz heç şeher görmedik, niyannı süpürecağni ne biliyomuş kahdığmın makinesi.” Dedi. Gerçekten inanılacak bi durum değildi. Adam ikna edemiyo, yalancı durumuna düştü. “Yav didiğme  gırh pişman etdiniz, yalancının abısını eşşek guvalasın.” Dedi ama herkes gülüp alaya aldığı gibi derbederin lakabını da “Aleddirikli Süpürge” goydular. Hadi norürsen gor…

Avratlarda da bi huzursuzluk ki sormayın. “Her yer icadınan doldu, herifler bizi gapıya guverecek” korkusu çöktü. Sifli Satı endişeyle diyordu ki, “Noolacah, bi düve, bi şişek  satdınnıydı bidene aleddirikli süpürge alın atan içeri, laylun avratlar çıhacağmış, ekmağ-aşı bile bişirecağmiş, duluğ sirkelilere bi gağnı başlığı verene gatlek herkes bi gağnı avrat alır” diyodu. Gotlek Paşanın Şavgı’da diyordu ki; “Öyle makinelerden bi avrat icat etselerde bi elime geçse hergün çimerim aminim.” Diyodu. Tüm sohbetlerde hayali yenilikler, objektif kriterlere dayanmayan akıl dışı robot teknolojileri ve hanımları devre dışı bırakacak endişe verici uyduruk hikayeler çığ gibiydi.

Çilekeş Anadolu Kadınları tertemiz yüreklerinde bu korkuları çocuksu hissederken hergün “Het Kafir Herif”,”Donuz Şikirsiz”, “Gudurdun Elleham”, “Kosnük Toğmu”, “Papazın Eniği” gibi sert sözlerle naz ederken, hayali icatların korkusuyla “Gapısında öldüğüm”, “Ocağmın horantamın umudu”, “Kekiline mintanına vurulduğum”, “Boz ekmağne geldiğim”, “Yağarnını üfeleiğim”, Cızmasına gurbannar Olduğum” gibi oşuhculuh dolu iltifatlara büründüler. Herif kolları giyilmemiş sahoyunan havlının çatalgapısından içeri girigirmez, avrat sobada ılışdırdığı suyu ırbığa goyo, omuzunda peşgır, bi elinde ırbıh, bi elinde el ilağniynen duz daşının dibinde aslanının ayağnı yıhamıya amade bekliyodu.

Hani borsada beklentiler alınır, icraatlar satılır ya, teknolojik gelişmelerin haberi 1970’lerde Yozgatta heriflik borsasını çok yükseltmişti. O dönem nüfusta çok artmıştı. Vay gariban anam, saçının yaşı heç gurumazdı. Babam çerçiden hergün baş kili alır, çağlığın kunniğinin dibinde oynamayın diyi bizi hep gapıya guvardı. Halbiysem makineden avrat  yapılırmı, neye gorhuyonuz…

Rıfat ÇAKIR

[email protected]

0537 587 27 80