YAZILI ve görsel basında Yunanlılarla ilgili haberleri okudum ve not aldım.  30 Aralık 2020 tarihinde yayınlanan haberde; “Yunan SKAI televizyonunda, Türk Yunan ilişkileri uzmanı ve iktidar Yeni Demokrasi Partisinin milletvekili olan Prof. Angelos Syrigos Lozan Antlaşması’nın yenilenmesi teklifi için Türkiye’ye çirkin benzetmeler yaptı. Uluslararası hukuk ve dış ilişkiler uzmanı Prof. Syrigos’un ağzından çıkanı kulağı duymadı.” Diyor.

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı’nın İnternet haberde yayınlanan ''Türkiye Savaşa Hazır Olmalı” başlıklı demecinde “Yunanistan bu planı aşamalı olarak yürütüyor. Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis Deniz Hukuku Sözleşmesinin 3’üncü maddesi uyarınca İyon Deniz’inde egemenlik hakları bulunduğunu’ savunarak ülkesinin, İyon Deniz’inde kara sularını 6 deniz milinden 12 deniz miline çıkarmayı hedeflediğini söyledi.

Bu hareket Türkiye açısından çok ciddidir, çünkü büyük bir planın ilk aşamasıdır. Sonraki aşamada Kithira, Girit, Rodos hattı kara sularını 12 mil beyan edecek. Prosedürün bir sonraki adımında, Türkiye Doğu Akdeniz de bulunuyor gerekçesiyle 12 mili dayatmaya çalışacak. Diğer bir deyişle adalarda kara sularının 12 mile çıkarılması Yunan kara sularının Ege de 12 mile çıkarılması anlamına gelir. Ve ‘casus belli’ (savaş sebebi) teşkil eder.” Diyor ve daha geniş açıklamalar yapıyor.

Arşivimdeki Yunanistan’la ilgili bilgileri kontrol ettim ve Emekli Amiral Cihat Yaycı’nın “Türkiye savaşa hazır olmalı” görüşünü haklı gördüm. 

Hafızamdan hiç çıkarmadığım, Büyük Atatürk’ün de birkaç defa okuyup yararlandığı Alfred FOUILLEE'nin ‘'Avrupa Milletlerinin Karakter ve Psikolojileri” kitabındaki fişlemesini yaptığım bazı tespitler aklıma geldi. 

Fouıllee kitabında “Bugünkü Yunanistan halkının eski Yunanlıların torunları olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bugünkü Yunanistan halkı, çeşitli işgalci milletler ve kendi esirlerinden oluşan bir karışımdır.” , ”Çalgı, dans ve bayramlara da pek düşkündürler”, “Kinleri kalıcıdır”, “Ziraatı sevmezler, Bileğinden ziyade beyinlerini, özellikle beyinlerinin hile düşünen tarafını, çalıştırmayı sevdikleri için hileli ticarette yeteneklidirler”, “Yunanistan sınırları dışında yaşayan Rumları hep kendi ailelerinden sayarlar. Milli birlik fikri sağlamdır.” Tespitleri yapıyor…

Beyinlerinin hile düşünen tarafını çalıştırdıkları için zararlı adımları attıkları kesin.

Mekyavel’in bir sözü var; “Her fırsatta tekrar edilen hak iddiası, sonunda o şey üzerinde hukuku tesis ve teşkil eder” der.

Yunanlılarda Makyavel’in bu düsturunu kendilerine ilke seçmiş görünüyor. Haksız ve dayanaksız oldukları halde Ege’de olmayan haklarını almak için yalanlar üretiyorlar. Dünya devletlerini şartlandırmak için yasal olmayan hak iddialarını tekrarlıyorlar. Aynı davranışı kuruluş yılı olan 1832 yılından bu tarafa devam ettiriyorlar ve bununda karşılığını alıyorlar. O zaman küçük bir toprak parçası üzerinde kurulan Yunan devleti bu tarihe kadar sınırlarını genişletti. İşin acı tarafı da sınır genişletmelerinde en fazla zararı da Türkiye ye verdiler. 

Anlaşılıyor ki Yunanistan durmayacak, Kendimizi güçlü kılarak kaşımaya hazır olmak gerekir.