İZMİR Fuarına katılan Nevşehirli çömlek ustasıyla hemşeri muhabbeti yaptığımız esnada İzmirli bir bayan şöyle bir soru yöneltti, “yıllık ne kadar çömlek yapıyorsunuz?''                         -Yirmi bine yakın... 
''Peki bu kadar çömleği kime satıyorsunuz?''

Bu soruya espriyle karışık beni işaret ederek; ''Aha bunlara satıyoruz, Yozgatlılara…'
''Peki Yozgatlılar ne yapıyor bu kadar çanak çömleği?''

-Biz yapıyoruz, bunlar kırıyor.
Yozgatlı birey olarak bize de hayıflanmak düştü!
Evet, biz Yozgatlılar yapamadığımız şeyleri kırıyoruz!
Neolitik çağlardan tutun da, Tunç çağı, Hititler, Firigler, Roma ve birçok medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Yozgat coğrafyası kaderine terk edilmiş durumda. Geçtiğimiz günlerde Sarıkaya Çıkrıkçı köyünde toprağa gömülen tarihi köprünün haberi, marifetimizin iltifatı gibi algılandı, taştan ses çıktı da, yetkililerimiz duymazdan geldi.
En küçük tarihi kalıntıların bile ne kadar değerli olduğunu bugün Göbekli Tepe höyüğüne verilen önemden daha iyi anlamamız gerekirken, tarihimizi toprağa gömmeyi, var olan tarihi ve kültürel zenginliğimizi görmezden gelerek definecilerin ellerine teslim edip, kaderine terk etmeyi marifet saymışız.
Şimdi ben bir yalan söyleyeyim, varın inanmayın!
Roma İmparatorluğunun Yozgat’taki büyük şehri Sarıkaya ilçemizdedir. Adı da OPER şehri.
Hititlerin parçalanıp yıkılmasından sonra Anadolu topraklarında yeni medeniyetler ve beylikler kurulmuştur.
Milattan önce II. Yüzyılda Romalılar Anadolu’yu hâkimiyetleri altına almışlardır. Uzun yıllar burada hüküm sürren Romalılar, bugünkü Sarıkaya çevresinde 60.000 nüfuslu bir şehir inşa ederek, etrafını surlarla çevirmişlerdir. Frasız Seyyah Charles Texier tarafından bahse konu olan ve “etrafı surlarla çevrili” notu düşülen yerin adıdır; OPER Şehridir.
Romalıların Anadolu’daki büyük şehrinin tarihçesi;
Burada bir şehir imar etmelerindeki sebepler ise, etrafında dört büyük şehir olması ve bunların tam ortasında yer almasıdır.
Etrafındaki büyük şehirler; Samsun, Kayseri, Sivas, Ankara ve İnceşehir, “Şefaatli bölgesi” kavşak noktası olmasıdır.    
Burada şehir kurmalarının diğer sebepleri ise; Sıcak suyun oluşudur.
Oper Şehri M.S 395 yılında Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra Doğu Roma düşmüştür. Sonrasında İran Sefevi ve Abbasiler bu topraklarda hüküm sürmüş, Oper şehri ve çevresi Roma hakimiyetinde kalmıştır. 1071 yılında Büyük İskender tarafından Romalılardan alınmıştır.
Selçuklular tarafından ele geçirilen Oper şehri, isim değişikliğine uğramış ve içerisinde bulunan hamamdan dolayı, “HASNMAL” adını almıştır. Anadolu’nun Bozok Sancağı ve buraya bağlı Hasnmal Selçuk oğullarından Melik Ruknettin’in ölümünden sonra Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı İmparatorluğuna katılmış yeni ismi, HANSU olmuştur. Savaşlar sebebiyle sürekli el değiştiren bu yerleşim yerinde nüfus azalmış, küçük bir köy konumunda kalmış, adı da “Hamam köy” olarak anılmaktadır.                                                                                       Osmanlı Devleti döneminde yaşanan isyanlarında nüfusun azalmasında büyük etkisi vardır.
Cumhuriyet döneminden önce Boğazlıyan’a bağlı bir köy olarak kayıtlara geçmiş, 1924 yılında Boğazlıyan İlçesinin Bucağı yapılmış, bizzat ATATÜRK tarafından verilen talimatlar doğrultusunda Roma Hamamı etrafına yirmi odalı otel, Gazino ve sosyal tesisler yapılarak halkın hizmetine açılmış, 1957 senesinde de Sarıkaya adı verilerek ilçe haline getirilmiştir.
Daha ötesini söyleyeyim, buradaki Roma dönemi hamam kalıntıları, buzdağının sadece görünen yüzüdür. Tıpkı Aspendos Tiyatro solonu gibi birçok eser gün yüzüne çıkarılacağı günü bekliyor. Umarım birileri bu yazıyı dikkate alır!