Bıçakçılığa ilk adımını babasıyla birlikte atarak çıraklık yapan Şükrü Nurdoğdu, 1973 yılında askere gitmeden önce babasından öğrendiği bu zanaatı daha da geliştirmek için çalışmalarına devam etti. Askerden döndükten sonra babasının desteğiyle kendi dükkanını açan Nurdoğdu, 50 yılı aşkın süredir dövme bıçak yapımına gönül vermiş bir usta olarak Yozgat'ta tanınıyor.
"BIÇAKÇILIK BİR SANATTIR"
Bıçak yapımının sabır ve emek isteyen bir iş olduğunu belirten Nurdoğdu, “Bıçakçılık, sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir sanattır. Her bir bıçak, yılların birikimi ve emeğinin ürünüdür. Babamdan öğrendiğim bu mesleği, kendi yöntemlerimi katarak geliştirmeye devam ediyorum” dedi.
Dövme bıçakçılığının zorlu aşamalarını anlatan Nurdoğdu, bıçak yapımında kullandıkları malzemeleri ve üretim sürecini detaylı bir şekilde aktardı.
Nurdoğdu, “Bıçağımızın hammaddesi yay çeliğidir. 3 milim kalınlığında çelik kullanıyoruz. Bıçak saplarını ise seyis ve koç boynuzundan yapıyoruz. Ocağımızda çeliği ısıtarak düzelterek, son aşamada bıçağımızı tamamlıyoruz. Bıçak sapını düzeltmek de ayrı bir sanattır, bıçak dövme işlemi basittir” diye konuştu.
“KEMİK SAPLI BIÇAKLAR NOSTALJİYE DÖNÜŞMÜŞ BİR İŞ OLDU”
Yozgat’ın her köyü ve kasabasından dövme bıçak almak için gelen müşterilerinin olduğunu belirten Şükrü Nurdoğdu, özellikle çobanların kemik saplı bıçaklara olan ilgisini vurguladı. Nurdoğdu, “Kemik saplı bıçaklar nostaljiye dönüşmüş bir iş oldu. Bizim için önemli olan kaliteli ve el yapımı işçilikle, bu geleneksel bıçakları yapmak” dedi.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte makinelerin iş gücünü artırmasının, el yapımı sanatların önünü tıkadığını ifade eden Nurdoğdu, “Şimdi makineler çıktı, örnek alarak yapabiliyorlar. Ama el işçiliği ve sanat her zaman farklıdır. O yüzden bu meslek Yozgat’ta son demlerini yaşıyor” diye ekledi.
“SANAT GÖREREK ÖĞRENİLMEZ”
Mesleğin basit olmadığını dile getiren Nurdoğdu, “Bu işi gelip görmeden öğrenmek basit değil. Burada, bizim işleme sırasında nasıl çalıştığımızı görenler, bunu not alıp kendi yöntemlerini geliştirebilirler. Sanat, sadece görmekle öğrenilmez sanatı görmek ve yapmak gerekir” dedi.
ANILARINI ANLATTI
Şükrü Nurdoğdu, bu mesleğin kendisi için çok değerli olduğunu ve geçmişte babasıyla geçirdiği anıları unutamadığını söyledi.
Nurdoğdu, “Babamla günde 20 tane bıçak yapardık. O zamanlar işler daha güzeldi, pazarda talepler fazlaydı. Bu, el sanatlarının değeri düşüyor. Yozgat’ta bu mesleği yapan çok az usta kaldı” dedi.
Şükrü Nurdoğdu, dövme bıçakçılığını oğulları Abdullah ve Şevket Nurdoğdu'ya aktarmayı düşünüyor. Abdullah Nurdoğdu, Yozgat’ta mesleğini sürdürürken Şevket Nurdoğdu ise Bursa’da et ve meyve bıçakları üzerine çalışıyor.
ZANAATIN SON USTASI
Yozgat’ta dövme bıçakçılığına olan ilgi her geçen gün azaldığını söyleyen Şükrü Nurdoğdu, “babadan kalma bu mesleği yaşatarak Yozgat’ın kültür mirasına katkı sunmaya devam ediyoruz. El işçiliğinin ve sanatı yaşatmaya çalışıyoruz. Hem yerel pazarda hem de çevre illerde dövme bıçaklarını talep eden müşterilerine kaliteli ve özgün ürünler sunmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.