TARİHTE “Yozgat Kilise Hadisesi” olarak geçen 1893 yılı Ermeni ayaklanmaları kaleme alırken o yıllardaki Yozgat nüfusuna ve teşkilatlanmaya bir göz atmakta yarar var.
Yozgat hadiselerinin çıktığı 1893 yılında Ankara Vilayeti’ne bağlı olan Bozok Sancağı’nın nüfusunda dikkat çekici değişikler olduğu görülmektedir. Yozgat Merkez Kaza köylerinde 45.100 Müslüman 8.400 Ermeni bulunmaktadır. Boğazlıyan Kazasında 33.400 Müslüman 8.800 Ermeni, Akdağmadeni Kazasında da 27.600 Müslüman 1.690 Ermeni bulunmaktadır. Bu duruma göre; 156.000 nüfuslu Yozgat Sancağında yaklaşık 18.890 Ermeni yaşamaktadır.
Yozgat’taki Ermeni nüfusun artışının temel sebebi, bölgede yaşanan huzur ve refahla ilgilidir. Batılı seyyahlar çok açık ifadelerle Ermenilerin yaşantıları ve zenginlikleri hakkında bilgiler vermişlerdir. Bu huzur ve refahın bir neticesi olarak şehirde hemen hemen hiçbir suçun işlenmemiş olduğu da yine belgelerden ve seyyahların ifadelerinden anlaşılmaktadır. Yozgat ile ilgili verilerin nerdeyse tamamına yakını, 1893 yılı öncesine kadar bölgedeki Ermeniler ile Türkler arasında büyük bir uyumun olduğunu göstermektedir. Yozgat Ermeni ayaklanmalarının başlaması ve organize olmasında tesirli olması sebebiyle en önemli gelişmelerden birisi Merzifon’da Amerikan Koleji’nin kurulması olmuştur. Yozgat’ta açılan Amerikan Misyoner Yüksek Okulu, Kayseri İstasyonunun bir uç istasyonu olmakla birlikte, ilişkilerini daha çok Merzifon’daki Amerikan koleji ile devam ettirmiştir. Bu sebeple Yozgat Protestan Ermenilerinin yönetim merkezi de Merzifon’dur.
Hıncak Cemiyeti 1891’de Oriental Federation adındaki Makedon, Arnavut, Girit Yunanlı ihtilalcıları tarafından teşkil edilmiş olan birliğe üye olmuştur. Bu işbirliğinin amacı, eşzamanlı bir şekilde Osmanlı Devleti bünyesinde isyanları başlatabilmektir. Hıncak Cemiyeti de bu amaç doğrultusunda 1892–1893 yıllarında Anadolu’da faaliyete geçerek, Merzifon’da bulunan ‘’Küçük Ermenistan İhtilal Komitesi’’ vasıtasıyla Yozgat, Amasya, Çorum, Tokat, Ankara, Sivas ve Diyarbakır’da 5 Ocak 1893’de cami ve evlerin duvarlarına astıkları yaftalar (bildiriler) vasıtasıyla halkı isyana teşvik etmişlerdir. Yozgat’ta, Hıncak Komitesine nezaret eden Moruk, Sason ve diğer ayaklanmalarında lider olan komiteci Hamparsum Boyacıyan’ın kardeşidir. Asıl adı Jiraz’dır. Moruk, aynı zamanda Kalost ismini de kullanmakla birlikte, aslen Haçin (Adana- Saimbeyli) ahalisindendir. Moruk, Kilise Hadisesi’nden 1,5 - 2 yıl önce Yozgat’a gelmiş ve Ermeni köylerinde gizlice ahaliyi Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtmaya başlamıştır. Köylerde ve kasabalarda taraftarlar, teşkil ederek fesat hareketlerini teşkilatlı hale getirmiştir. Ermenilerden akçe talep ve tahsis etmeye başlamış, elde ettiği parayla silahlı süvari eşkıya grupları teşkil ederek, zaman içinde Yozgat Ermenilerine tamamen tahakküm etmeye başlamıştır. Hıncakyan teşkilatına girmek istemeyen, para vermeyen ve bu teşkilatı hükümete ihbar edeceğini söyleyen Ermenileri adamlarına öldürtmüştür. Zaten Hıncakyan İhtilal Komitesi de, Moruk’u Yozgat ve civarında fesat ve karışıklık çıkarmakla görevlendirmiştir. Bu işe İstanbul’da başlamıştır. İstanbul’da kitapçı Vahram Dermarkaryan Moruk’u bu işle görevlendirmiş, İstanbul’dan sonra İzmir’e ve oradan İskenderun yolu ile Beş adındaki yere giderek isyan hareketlerine başlamıştır. Yafta Hadisesi’ne destek vererek, Merzifon’dan Yozgat’a yafta getirmiştir. Moruk, ardından Yozgat’a bağlı (Sarıkaya ilçesi) Terzili köyüne ve oradan Pöhrenk köyüne gönderilerek bir ay ikamet etmiştir. Pöhrenk köyünde ikamet ettiği esnada Yozgat’taki Hıncak Komitesi’ne şifreli bir mektup göndermiştir. Moruk’un mektubunun, cemiyetin kâtibi olan Sinekerim tarafından cemiyet toplantısında okunmasından sonra da Yozgat’a davet edilmiştir. Moruk, bu davet üzerine arkadaşlarından Kirkor ile Yozgat’a giderek Dermenasyan oğlu Zenik’in hanesinde ikamet etmiştir. Bu evde Berber oğlu Nezaret ve sair birçok Ermeni ile üç gün görüştükten sonra Maşlamcıyan Avadis ve Nezaret adında diğer kişiler kendisini başka bir haneye nakletmişlerdir. Burada bir haftadan fazla kalan Moruk, ardından Haralambo adında eşi Ermeni asıllı Protestan mezhebinden bir Rum’un hanesine geçmiştir. Bu zaman zarfında da Ermeniler ile sürekli görüşmüş ve Yafta Hadisesi’ni müteakiben başlamış olan yargılamalar sebebiyle dağılmış olan Hınçak Cemiyeti’nin tekrar kurulması için çaba sarf etmeye başlamıştır. Maşlamcıyan Avadis, Aynazyan, Berberyan Nezaret ve diğer iki kişi ile (bu iki kişinin isimleri belirtilmiyor) toplam beş kişiden meydana gelen bir idare meclisi kurulmuştur. Bu meclisin dışında sandık meclisi adıyla üç kişiden meydana gelen bir meclis daha kurulmuştur. Örgütte gizliliğe azami derecede dikkat edilmekte olup, bu üç kişinin kim olduklarını Komitesin reisi Moruk dahi bilmemektedir. Bu üç kişi ancak idare meclisinin azaları tarafından bilinmektedir. Moruk’un, Yozgat’ta bulunduğu sırada Ermeni erkekleriyle kadınlarının aralarında para toplayarak kendisine teslim ettikleri, hatta faaliyetlerini daha rahat yapması için kendisine bir at aldıkları, silahlı bir süvari olarak çalışmaya başladığı görülmektedir. Yozgat’ta kaldığı esnada yakın arkadaşı Kirkor ile Pöhrenk köyüne gitmiş, oradan Amasya’ya giderek Şemun adında bir şahısla görüşmüştür. Merzifon’da Leon ile silah meselesini görüşerek, Avrupa’daki Hıncaklar tarafından Adana için 2.000, Samsun için de 500 tüfek getirilmesini temin etmiştir. Bu silahlar Avusturya Devleti’nin süvarilerinin kullandığı tüfeklerin cinsindendir. Aynı günlerde Gemerek’ten Haçik adındaki komitacının da iştiraki ile Yozgat’ın Tuzkaya mahallesinde Kehribarcıyan’ın evinde isyan planlarını tespit etmeye çalışmışlar, Kehribarcıyan’ın evinde yapılan toplantıda alınan kararlar, Hıncakyan İhtilal Nizamnamesi’nde tespit edilmiş olan kararlar doğrultusunda tespit edilmiştir.
Moruk ve arkadaşları bu toplantıyı müteakiben, Yozgat Hınçak Komitesinin teşkili için çalışmaya başlamış, Ermeniler Kehribarcıyan’ın evine beşer kişilik gruplar halinde gelerek teşkilat bünyesinde görev almaya başlamıştır. Her beş kişi bir grup kabul edilerek başlarına bir reis tayin olunmuştur. Bu grup reislerine Ermenice Hıncak veya Honeb adı verilmiştir.
Moruk ve yandaşlarının yaptığı çalışmalar neticesinde Hıncak komitesinin Yozgat şubesi şu şekilde teşkilatlanmıştır. 
Birinci meclis, idareye yönelik hususlar ile meşgul olurken, ikinci meclis icraat ve faaliyetler ile meşgul olacaktır. Bu iki şubenin hitabet görevini Eskipazar Mahallesi’nden Maşlamcıyan Avadis ve Tekke Mahallesi’nden Barukyan Ermenakan üstlenmiştir. Bunların dışında Köseoğlu Mahallesi’nden Devletyan Ohannes, Papaysan Koyıs(?) ve Delikalyon, Tuzkaya Mahallesi’nden Karagözoğlu Misak ve Köseoğlu Mahallesi’nden Ateşoğlu Mike de icra vazifesi ile görevlendirilmişlerdir. Yapılmış olan teşkilat dâhilinde her beş kişi bir takım olmak üzere Tuzkaya Mahallesi’nden Kadıkıran oğlu Kirkor, Ahmet Kahya Mahallesi’nden(?) Aminin oğlu Eriş, Köseoğlu Mahallesi’nden Efe Mihran, Tekke Mahallesi’nden Köşker oğlu Gazaros namı diğer Cezayirli, Cingöz oğlu Harnot, Dermenasyan Kiragos oğlu Ezik, Köseoğlu Mahallesi’nden Samurkaşık Aleksan, Tuzkaya Mahallesi’nden Semerci Bilagos oğlu Yenik, Dermenasyan oğlu diğer Yenik, Şemskarın oğlu Agob, Mehakyan Kirkor, Çarıkçı Balyan Kirkor, Mehakyan Gazaros, gerek Osmanlı Devleti güvenlik birimleri ve Türk halkına karşı, gerekse de Hıncak Komitesinin emir ve isteklerine direnen Ermenilere karşı kullanmak üzere fedai tayin olunmuşlardır. Yozgat’ta Hıncak şubesi bu şekilde teşkilatlandırıldıktan sonra faaliyetlere başlamış, icraatları ise şöyledir:    
Cemiyetin para ihtiyacını karşılamak için Hınçak İdare Meclisi tarafından bir isim defteri hazırlanmıştır. Para bağışında bulunulması için pusulalar hazırlanarak çoğaltılmıştır. Cemiyet üyelerinin tavsiyesiyle münasip görülenlere pusula gönderildiği görülmektedir. Pusulanın üzerine yazılacak para miktarının yeri boş bırakılmış olup, kimden ne kadar miktar istenecek ise ona göre rakam yazılmaktadır. Cemiyetin meclis azalarından da para talep edildiğinde “biz azadan bulunuyoruz ne vakit olsa biz veririz'' diyerek kendilerini kayırdıkları ve para vermedikleri görülmektedir. Fakat pusula gönderilmesine rağmen para vermeyen şahıslara farklı muamele edilerek zaman zaman fedailere öldürtmüşlerdir.