El işçiliğiyle hazırladığı özgün eserleriyle dikkat çeken Pınarcı, taşların içinde gizli kalan güzellikleri gün yüzüne çıkarıyor.
Başlangıçta taş toplamayı bir hobi olarak gördüğünü belirten Pınarcı, zamanla bu ilgisinin sanata dönüştüğünü söyledi.
Taş kesme ve cilalama makinesi aldıktan sonra bu alanda kendini geliştirdiğini belirten Pınarcı, “Makineyi aldıktan sonra kestikçe taşların renkleri, güzellikleri, cinsleri ilgimi daha çok çekti. Bir müddet sonra tamamen özgün taş işlemesine başladım. Makinamın kabiliyeti ölçüsünde kolye, küpe, anahtarlık gibi ürünler yapıyorum” dedi.
“YOZGAT’TA HER TAŞIN BİR KİMLİĞİ VAR”
Yozgat’ın dağlarında agat, kasedon, casper, hematit ve kan taşı gibi birçok değerli taş bulunduğunu aktaran Pınarcı, “Yozgat’a özgü çok özel taşlar var, sadece görmek gerekiyor. Kimi taş olarak görür, kimisi mücevher olarak. Biz topraktan bulduğumuz süslü taşları sanata çeviriyoruz. Özellikle Aydıncık bölgesinde ametist taşına rastlıyoruz. Zaman zaman oradan temin edip işleyerek satışa sunuyoruz” diye konuştu.
ÇOCUKLAR BÜYÜK İLGİ GÖSTERİYOR
İşlediği taşlara özellikle çocukların büyük ilgi gösterdiğini belirten Pınarcı, “Kız çocuklarımız buldukları taşları getiriyor, biz de onları parlatıp kendilerine veriyoruz. Çok mutlu oluyorlar. Geçenlerde bir müşterimiz kızına hediye etmek için güzel bir taş buldu, biz de onu işleyip kolye haline getirdik” dedi.
İleride taş işçiliğini daha ileri seviyeye taşımayı hedeflediğini dile getiren Pınarcı, “Durumumuz biraz daha ilerlerse kuyumculuk seviyesine çıkacağım. Faset kesim ve özel dilimleme gibi tekniklere geçmek istiyorum. Büyükşehirlerde bu işler mücevher olarak biliniyor. Yozgat’ta henüz yeni yeni tanınmaya başladı. Şehir dışından gelen müşterilerimizin çoğu bu taşlara mücevher gözüyle bakıyor. İnşallah bu sanatı geliştirip güzel bir sektöre dönüştürebiliriz” diye konuştu.
