Bu türkü, Anadolu'nun tarihî ve kültürel derinliğini yansıtan önemli bir parça olarak öne çıkıyor. İşte Ziya Türküsü'nün hikâyesinin detayları...
Yozgat, zengin kültürel geçmişi ve tarihiyle tanınan bir Anadolu kenti olarak, Hititler, Frigler, Lidya Krallığı, Persler, Kapadokya Krallığı, Galatlar ve Roma gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Oğuzların "Bozok" kolundan gelen Türkmenlerin yerleşmesiyle tarihî önem kazanan Yozgat, 1800'lü yıllardan itibaren bu adla anılmaktadır. Bu köklü geçmiş, Yozgat'ı Anadolu’nun kültürel mozaiği haline getirmiştir.
Yozgat’ın coğrafi konumu, çevre illerin halk müziğiyle etkileşim içinde olmasına neden olmuştur. Kırşehir, Kayseri, Ankara, Çorum, Sivas ve Tokat gibi illerle olan bu etkileşim, Yozgat'ın halk müziği repertuarını zenginleştirmiştir. Sonuç olarak, Yozgat toprakları, çeşitli halk ezgileri ve türkülerin harmanlandığı bir merkez haline gelmiştir.
ZİYA TÜRKÜSÜ'NÜN ETKİLEYİCİ HİKÂYESİ
Ziya Türküsü, Yozgat'ın bu zengin müzik geleneğinin bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Türkü, Yozgat’ın Karacalar köyünden olan Ziya isimli genç bir adamın dramını anlatır. Ziya, Karacalar köyünden Fikriye adlı bir kıza âşık olur ve nişanlanırlar. Ancak Ziya, ekin sulama sırasında üşütüp hayatını kaybeder. Fikriye, nişanlısının ölümünden duyduğu derin acıyı bu türküde dile getirir.
Ziya Türküsü'nün sözleri, acı ve ayrılığın derin duygularını barındırır. Fikriye’nin yaşadığı hüzün ve Ziya'ya duyduğu özlem, bu dokunaklı eserde kendini gösterir. Yozgat’ın müzik geleneğinde önemli bir yer tutan bu türkü, geleneksel olarak söylenen ve sevilen bir eser haline gelmiştir.
Ziya Türküsü, Yozgat’ın müzikal geçmişini ve duygusal derinliğini yansıtan unutulmaz bir eser olarak günümüze kadar ulaşmış ve canlılığını korumuştur.
Türkünün sözleri şu şekildedir:
“Çamlığın başında tüter bir tütün,
Acı gormiyenin yüreği bütün,
Ziya'nın atını bazara dutun,
Gelen geçen Ziyam ölmüş desinler.
At üsdünde guşlar gibi dönen yar,
Gendi gedip emsalleri yanan yar,
Benim yarım yaylalarda oturur,
Ak elini soğuk suya batırır,
Demedim mi yârim ben sana,
Çok muhabbet tez ayrılık getirir.
At üsdünde guşlar gibi dönen yar,
Gendi gedip emsalleri yanan yar.
Ham meyveyi kopardılar dalından,
Ayırdılar beni nazlı yârimden,
Demedim mi nazlı yârim ben sana,
Çok muhabbet tez ayrılık getirir.
At üsdünde guşlar gibi dönen yar,
Gendi gedip emsalleri yanan yar.”
Bu türkü, Yozgat’ın kültürel mirasını ve müzikal geçmişini anlamak için önemli bir kapı aralıyor.