Tuygun, “MEB, proje okulu atamalarındaki keyfi ve objektif olmayan uygulamalara son vermelidir. Okulları, öğretmenleri ve öğrencileri proje, nitelikli veya niteliksiz gibi etiketlerle ayırmaktan derhal vazgeçmelidir!” diyerek, MEB'in okul yönetiminde daha adil ve liyakat esaslı bir sistem kurması gerektiğine dikkat çekti.
PROJE OKULLARI, KAYIRMACILIĞIN VE KEYFİLİĞİN MERKEZİ HALİNE GELDİ
Tuygun, proje okullarının, MEB’in istediği şekilde yapılan atamalar için bir araca dönüştüğünü belirtti. “Proje okulları, kayırmacılığın ve keyfiliğin adresi haline gelmiştir” diyen Tuygun, bu okullarda yapılan son atamaların kayırmacılığı ve keyfiliği gözler önüne serdiğini söyledi. Eğitimde adaletin sağlanması gerektiğini savunan Tuygun, proje okullarındaki öğretmen atamalarında objektif bir kriter bulunmadığını, süreçlerin siyasi ve ideolojik kaygılarla şekillendiğini iddia etti.
KEYFİ ATAMALARDA SİYASİ VE SENDİKAL ETKİLER
Tuygun, “Proje okullarındaki atamalar, siyasi ve yandaş sendikaların etkisiyle yapılmaktadır. Bu durum, eğitimde liyakat yerine kayırmacılığın ön planda olduğu bir durumu yaratmaktadır” ifadelerini kullandı. Eğitim İş Başkanı, atama sürecinde kıdemli öğretmenlerin, yüksek lisans ve doktora yapmış, başarı belgeleri olan öğretmenlerin atanmamış olmasını da eleştirerek, bu öğretmenlerin atanması için hangi kriterlerin gerektiğini sordu.
MEB'İN EĞİTİMDE YARATMIŞ OLDUĞU YENİ SORUNLAR
Eğitim İş Şube Başkanı, MEB'in eğitimdeki sorunları çözmek yerine bilinçli olarak yeni sorunlar yarattığını savundu. “MEB, okulları tarikatlara ve cemaatlere teslim etmeyi tercih ediyor. Okullar, eğitim yuvası olmalıdır ve liyakatı yok sayan yaklaşımlar kabul edilemez” diyen Tuygun, eğitimdeki başarıyı Cumhuriyetçi, idealist öğretmenlerle sağlanabileceğini belirtti.
Tuygun, MEB’in proje okullarıyla ilgili verilerine atıfta bulunarak, şu anda 2153 okulun proje okulu olarak kaydedildiğini ve bu okullarda toplamda 79 bin 286 öğretmen ile 5 bin 318 yönetici görev yaptığını açıkladı. Ancak, bu okullara başvuru yapan yaklaşık 500 bin öğretmenin, atama için uygun kriterleri taşmasına rağmen atama yapılmadığını vurguladı. “Bir proje okulunda 3 kadro varken, 4 kişi başvurdu ancak neden atama yapılmadı?” sorusunu gündeme getirdi.
EĞİTİM İŞ, MEB’E AÇIK ÇAĞRIDA BULUNDU
Eğitim İş Sendikası, MEB’e yönelik çeşitli taleplerini dile getirerek, şunları ifade etti:
Okullar arasında “özel program ve proje uygulama okulu” ayrımına son verilmesini,
Öğretmen atama ve yönetici görevlendirme süreçlerinin, tüm eğitim kurumlarını kapsayacak şekilde tek bir yönetmelik ile objektiflik ve sürdürülebilirlik ilkelerine uygun hale getirilmesini,
Liyakat ve şeffaflığı esas alan bir sistemin oluşturulmasını istedi.
"EĞİTİMDE KAYIRMACILIĞA SON VERİLSİN"
Eğitim İş, MEB’in mevcut sisteminin eğitimdeki gerçek amacından sapmasına neden olduğunu belirterek, kayırmacılığa dayanan atama sistemine son verilmesi gerektiğini savundu. “Sınav odaklı sisteminiz başarısız olmuştur. Öğrencileri 'nitelikli' ve 'niteliksiz' diye ayırmak ve öğretmenleri keyfi şekilde atamak gizlenemez hale gelmiştir” diyen Tuygun, MEB’in öğretmen atama süreçlerinde adaletin ve hakkaniyetin sağlanması gerektiğini vurguladı.
Tuygun, Eğitim İş Sendikası olarak, hukuki yollara başvurduklarını ve kazandıkları davaların ardından mahkemelerin “Atama ve yer değiştirme yetkileri keyfi şekilde kullanılamaz” şeklinde kararlar verdiğini hatırlatarak, bu adaletsizliğin peşini bırakmayacaklarını belirtti. Eğitim-İş, her türlü yasal hakkını kullanarak, tüm eğitim çalışanlarının hak mücadelesinin yanında olacağını ve öğretmenlerin mağduriyetine izin vermeyeceklerini açıkladı.