YAKLAŞIK bir yıl önce kaybettiğimiz Yozgat’ın yetiştirmiş olduğu, devlet adamlığıyla örnek şahsiyet  merhum Vali Refik Arlan ÖZTÜRK anısına kardeşi, duayen Gazeteci Saygı ÖZTÜRK Ağabeyimiz tarafından kaleme alınan VALİ BEY adlı kitap okuyucularıyla buluşuyor. Yozgat ve ÖZTÜRK ailesi adına ne büyük bir onur.
Manisa Valiliği yaptığı yıllarda şahsen tanıma fırsatı bulduğum ve devlet adamlığına hayran kaldığım değerli hemşerimiz Refik Arslan ÖZTÜRK Beyefendiyi İzmir’de düzenlediğimiz Yozgatlılar Gecesine davet etmiştik. O yıllarda Aydıncık Belediye Başkanı olan Ahmet DEMİREL Ağabeyimizle sıkı dost olmuşlardı, ikinci bir programımıza Aydıncık Belediye Başkanımızla birlikte katılmışlardı. 
Ahmet Demirel Başkanımız her ne kadar işlerinin yoğunluğu sebebiyle katılamayacağını söylese de, Sayın Valimiz bizzat arayarak Ahmet Beyi adeta gelmeye mecbur etmiş, bir tas bulgur siparişi vererek “canım bulgur pilavı çekti herhalde hemşerinden bir tabak bulguru esirgemezsin” diyerek İzmir’de hasret gidermişlerdi.
2005 yılından itibaren Bozok Yaylası Kültür ve Yardımlaşma Deneği bünyesinde çıkardığımız “Yiğitler Harmanı” adlı dergisinin her sayısında “Onur Köşesi” adıyla bir bölüm hazırlamıştık. Bu bölümde Yozgat’a hizmet etmiş, Yozgatlı kimliğiyle ülkemizde nam salmış kişileri onura etme gayretindeydik. Dergimizin üçüncü sayısı hazırlanırken dernek yönetimi olarak İzmir’den Manisa’ya gittik, Sayın Valimizi makamında ziyaret ettik. Ziyaretimiz esnasında Vali Beyin karikatür konusunda mahir olduğunu biliyorduk ve dergimize bir nazarlık takmasını istedik. Sumen altını karıştırarak müspette kağıt aradı. Kullanılmış kağıdı ikiye bölerek oracıkta sigaranın zararlarıyla ilgili bir karikatür resmetti ve uzattı. Cebimdeki sigara paketini işaret ederek, “umarım işe arar” diyerek latife yaptı.
Karikatür çizili kağıdın arkasını çevirdiğimdeyse yarı yazılı bir metin olduğunu fark ettim. Sanırım Vali bey benim şaşkınlığımı fark etmişti, açıklama gereği duydu!
“Osman Başkanım, bugün her ne kadar makam mevki sahibi olsak ta bizler köylü çocuğuyuz. Köyümüzde diğer ailelere nazaran Babamın durumu iyiydi. Köyümüzün ileri geleni olmasına rağmen ırgatlık zamanı ekini biçer, bizlere tırmık çektirir, sonra da anızlar arasından kalan başakları toplatırdı. Tabi ki bizlerde babamızın yüzüne bir şey demesek de içimizden kızardık. Birgün babam dedi ki; içinizden bana ne kadar kızdığınızı biliyorum. O kadar variyetin içinde bir de tarladaki başakları toplatıyor, sanki bununla zengin olacak diyorsunuz. Biz bu topladığınız başaklarla zengin filan olmayız, fakat evinde ekmeği olmayan bir garip kapımıza geldiğinde bir goşam daha fazla verip o fakiri sevindirmek ne büyük zenginliktir!. 
İşte o gün bu gündür, bırakın kendi varımızı ziyan etmeyi, devletimizin her kuruşunda doğmayan çocukların hakkı var. Bu kağıt çöpe gidecek, ama şimdi değerlendirildi.” Demişti. 
Sayım Valimizin sözleri tüylerimizi diken diken etti. O kıymetli kağıt ve çizdiği karikatür bugün benim arşivimde. 
İyi ki tanımışım o yiğidi, iyi ki yiğit ölmeden hakkını vermişiz, dergimizin onur köşesinde kendisini milletimize anlatmışız.
Devletimizin böylesine dürüst, söz konusu kamu malı olduğunda oldukça cimri, bir o kadar fedakar ve özverili insanlara ihtiyacı vardır. Ben ALLAH için Refik Arslan ÖZTÜRK büyüğümüzün dürüstlüğüne şahit ve kefilim. Rabbim mekanın Cennet eylesin, nur içinde yatsın.
Refik Arslan Ağabeyimiz gibi nicelerini Türkiye Cumhuriyeti Devletinin her kademesinde görev almasını nasip etsin.