Genel Başkan Aslan, “Ormanlarımız yanıyor, emeğimiz görmezden geliniyor. Kamu Çerçeve Protokolü ile haklarımız yeterince korunmazken, orman işçileri gece gündüz demeden doğayı savunuyor. Bu sessizlik kabul edilemez. Hem ormanlarımızın hem emekçimizin hakkını sonuna kadar savunacağız” dedi.
Aslan açıklamasında, senelerdir dile getirdikleri orman yangını önlemek için açıklamasında Aslan “3.30 kuralı”na da dikkat çekti. Bu kurala göre, orman yangını riski; sıcaklığın 30 derecenin üzerine çıkması, nemin yüzde 30’un altına düşmesi ve rüzgâr hızının 30 km/saatin üzerine çıkmasıyla artıyor. Tam da bugün bu koşullar yaşanıyor, bu da yangın riskinin yüksekliğini gösteriyor. Onun için tekrar tekrar söylüyoruz: Aman dikkat!” halkı uyarmak için ifadelerini kullandı.
Yangınların yüzde 90’ının insan kaynaklı olduğunu belirten Aslan, halkın bu yönde bilinçlenmesine yönelik açıklamasında “Belediyelerin açık çöp döküm sahalarında çıkan gaz, düğünlerde kullanılan havai fişekler, arıcıların ormanda yaktığı tütsüler, pencereden atılan sigara izmaritleri bu yangınların en büyük sebepleri. Bu ihmaller yüzünden binlerce canlı telef oluyor, yaban hayatı yok oluyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleriyle bu durumun ihmal ciddiyetini vurgulamak için Aslan, bir ay içinde bin 507 yangın çıktığını açıkladığını hatırlattı ve devamında “Bu sayıya can dayanmaz. Mücadele gerekiyor ama mücadele yetmez, tedbir şart” diye konuştu.
YANGIN İÇİN İŞÇİLER YETERSİZ! 5 BİN KİŞİ İLE OLUCAK İŞ DEĞİL!
Orman Genel Müdürlüğü’nün 15 bin yangın işçisi talep ettiğini, ancak Maliye Bakanlığı’nın yalnızca 5 bin kadro tahsis ettiğini belirten Aslan, işçi sayının az olması yangınların önlemediğine ve işçi sayısını arttırmak çağrıda bulundu. Aslan, “81 bin 500 personel alındı ama onlar yangına gitmiyor. 5 bin kişiyle bu iş olmaz. Her bölgede, coğrafyaya hâkim taş savaşçıları, orman işçileri görevde olmalı” diye belirtti.
Aslan, iklim şartlarının yangınları tetiklediğine vurgu yaparak, Karadeniz’den gönderilen işçinin Akdeniz'de yangın söndüremeyeceğini söyledi: “İşçi yönünü bilemezse yangında hayatını kaybedebilir. Taşıma suyla değirmen dönmez.” açıklamasında bulundu.
Yangın işçilerinin 24 saat, 12 ay görevde olmasının gerektiğini vurgulayan Aslan, “Savaş her gün olmuyor ama orduyu hazır tutuyorsunuz. Aynı anlayışla orman işçisi de hazır beklemeli” ifadelerini kullandı.
TEK VARDİYA DOĞAYI KORUMAZ, İKİ VARDİYA ŞART!
Yangın söndürmede ikili vardiya sistemine geçilmesi gerektiğini belirten Aslan, mevcut ekiplerin üç gündür uykusuz görev yaptığını söyledi.
Aslan, “İşçiler yanan taşları yastık yapıp, toprağı döşek yaparak dinleniyor. Bu insanlar böyle çalışamaz. Bir ekip dinlenirken, diğeri görevde olmalı. Dinlenen ekip duş alıp dinlenmeli, görevine öyle dönmeli” dedi.
YANGIN TASARRUF GENELGESİNDE TAKILDI, ENGEL KALKMALI!
Tasarruf Genelgesi’ni gerekçe göstererek yangın işçisi alımının sınırlandırılmasına da tepki gösteren Aslan, “Yangından sonra harcanan paralar, öncesinde alınmayan tedbirlerin bedelidir. Ekonomiyi de, doğayı da, doğal hayatı da yakıyoruz. 50 yılda büyüyen ağaçları kaybediyoruz. Kar mı ettik, zarar mı?” ifadelerini kullandı.
“GERÇEK ENFLASYON ÜZERİNDEN SÖZLEŞME YAPILMALI”
Hükümetin hedef enflasyonla değil, gerçek enflasyon ve büyüme oranı üzerinden zam teklifi yapması gerektiğini ifade eden Aslan, “Gerçek enflasyon yüzde 36-37. Türkiye büyüyor, bu büyümede emeğin payı yok mu? Yüzde 16 zam verip, yüzde 12’yi vergiyle geri alırsanız, işçiye yüzde 6 zam vermiş olursunuz” dedi.
Aslan, “Bu teklifler müzakereye uygun değil. Yüzde 35’in altında teklif kabul edilemez. Aksi takdirde iş barışı bozulur. Orman işçisi sadece parayla ölçülemez ama emeğinin karşılığını mutlaka almalı” diye konuştu,
“YANGIN SÜRÜYOR, MÜCADELE SAHADA CANLA BAŞLA ÇALIŞILIYOR”
Sahadaki son duruma ilişkin de bilgi veren Aslan, “Şu ana kadar can kaybı yaşanmadı. İzmir’de yangın kontrol altına alındı, Isparta ve Hatay’da devam ediyor. Sahada kamuoyuna yansımayan irili ufaklı birçok yangın var. Arkadaşlarımız kontrol altına alındı demek için canla başla çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Aslan, sözlerini şu çağrıyla tamamladı: “Yangın kapıda yanarken kenarda oturmak olmaz. Bu bir fırsatçılık değil, bir hak arayışıdır. İşçilerimiz için masada bir an önce çözüm üretilmeli.”