TUTARLILIK: “düşünce ve davranışlarda çelişki bulunmaması, her bakımdan uyumlu olunması durumu”dur. Daha açık bir anlatımla, benzer olay ya da durumlar karşısında aynı tavır içinde olunmasıdır. 


Tutarlılık, akla ve mantığa uygun bir davranış biçimidir. Tutarlı kişiler, aynı olaylara farklı pencerelerden bakmazlar. Biri için ne düşünüyorlarsa diğeri için de aynısını düşünürler. Dolayısıyla davranışlarında eşitlik egemendir. Bu da haksızlık ve adaletsizlerin önünü kesmede etkili olur.


Şimdi bir düşünelim: Ailede, okulda, iş yerinde ya da ülkede yaşanan bir olay söz konusu olsun. Bu olayı yaşayan iki farklı taraf bulunsun. Diyelim ki bir aile, aynı kusuru işleyen iki kardeşten birine diğerinden farklı bir yaptırım uygulasın. Diyelim ki bir sendikaya bağlı işçiler, hak aramak için bir protesto yürüyüşü yaparken birtakım yasak ve engellerle karşılaşırken; bir başka sendikaya bağlı işçiler, aynı eylemi hiçbir yasak ve engel olmaksızın gerçekleştirsinler. Yine diyelim ki aynı koşullarda ve aynı suçu işleyen iki kişi farklı cezalara çarptırılsın. İşte böyle durumlarda bir tutarsızlık söz konusudur. Böyle bir durum, hem kişi hem de kamu vicdanını rahatsız etmez mi?..
Geçenlerde sosyal medyada dolaşırken konuyla ilgili Mehmet Murat İldan’a  ait güzel bir söz dikkatimi çekti: “Tutarlılık, bir doğum kontrol hapıdır; yeni şeylerin doğumlarını önler.” Ne güzel bir yaklaşım. Gerçekten de öyle değil mi?.. Kişiler, toplum ve yöneticiler tutarlı davranırlarsa haksızlıkların önüne geçmiş olurlar. Dolayısıyla barışçıl yaşamın ve toplumsal düzenin eşitlikçi bir biçimde sürmesine katkıda bulunurlar, adalet duygusunun güçlenmesini sağlarlar. Böyle toplumlar huzur ve güven ortamında yaşamlarını sürdürürler.    


Tutarlılık kişisel çıkarlara geçit vermez. Çünkü tutarlı kişiler, kendi çıkarlarını ön plana çıkarmazlar. Olaylara çıkarları doğrultusunda değil; hak, hukuk ve adalet çerçevesinden bakarlar. Bilirler ki tutarsızlık olumsuz bir takıntı ve bağımlılıktır.
Tutarlılık sorumluluk gerektirir. Tutarlı kişiler; yaptıkları işlerde, eleştirilerinde, verdikleri kararlarda gerçekçi ve duyarlı davranarak karşısındakileri incitmekten kaçınırlar. Bu, onların sahip olduğu sorumluluk bilincinden kaynaklanmaktadır. 
Tutarlılık yansızlıkla eştir. Tutarlı kişiler, çevrelerinde gelişen olayları yansız bir biçimde değerlendirirler. Dolayısıyla adaletli davranmış olurlar. Dolayısıyla bundan kimse rahatsız olmaz.


Tutarlılık dürüstlük demektir. Bu durumda yalancılardan, üçkâğıtçılardan, sahtekârlardan, çıkarcılardan, kısacası ahlak dışı tutum içinde olanlardan tutarlı davranışlar beklenemez. Çünkü böyle kişiler; kolayca satın alınabilen, kişiliksiz tiplerdir. Warren Buffettİn deyişiyle, “Dürüstlük çok pahalı bir hediyedir, ucuz insanlardan beklemeyin.”


Tutarlılık, kişide ve toplumda güven duygusunu artırır. Doğan Cüceoğlu, “Güvenilir olmanın temelinde kendinle tutarlı olmak yatar.” derken bunu anlatmak istiyor. Tutarsızlık ise insana duyulan güveni yok eder. Toplumda adalet duygusunu zayıflatır. Birlik ve bütünlüğe zarar verir. Bu nedenle hak, hukuk ve adaletin herkes için tutarlı bir biçimde uygulanması gerekir.  


Tutarlılık, içi dışı bir olmak demektir. Bunu en güzel anlatan; Mevlana’nın, “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.” sözüdür. 


Tutarlılık, uzun vadede olumlu sonuçlar doğuran bir davranış biçimidir. Hiçbir engel tanımaz. “Damlayan suyun taşı delmesi” gibidir. Meyvelerini yavaş yavaş, ama kesinlikle toplarsınız.