RUTH Benedict’inKrizanten ve Kılıç” adlı eserinde Japonların karakterlerini ve kültürünün nerelere dayandığı, nerelerden kaynaklandığının araştırmasını ortaya koyuyor. Enteresan tespitleri var ve aynı zamanda da düşündürücü sonuçları mevcut.

Kitapta Japonların askeri, siyasi, sivil yapılarını inceliyor, bireysel ve toplumsal yapılarını değerlendiriyor. Japonların karakterleri, duyguları, tepkileri hakkında önemli bilgiler veriyor.

Bence önemli bir tespitte kitabın ilk sayfasında yapılmış. Düşmanını, rakibini karşındakini hatta yanındakileri tanımanın önemini, “Amerika Birleşik Devletleri bugüne kadar bütün gücüyle giriştiği harplerin hiçbirinde Japonlar kadar değişik bir düşmanla karşılaşmamış ve bu kadar değişik düşünceye hareket alışkanlıklarını bu derece önemle hesaba katmak zorunda kalmamıştı”, 

Batı milletlerinin tabi olarak kabul edebilecekleri harp teamüllerinin Japonlar için söz konusu olmayacağı açıktı.”, 

Bu düşmanın karakterini anlamak gibi büyük bir problemi ortaya çıkarmıştı. Japonlarla mücadele edebilmek için, onların davranışlarını anlamak zorunda kalmışlık.”  Tespitini yapıyor.

Bu kitabı okuduktan sonra bayağı heyecanlandım. Belli aralıklarla tarihin tekerrürünü sağlayan hataların tekrarını sık yapan, Türk Milletinin karakter yapısı hakkında teferruatlı ilmi bir araştırma yapılsa sonuç ne çıkar diye heyecanlandım. 

Türk ve Türklük hakkında, biyolojik, sosyolojik, psikolojik ahlaki yapısı hakkında mutlaka bilgi içeren önemli kaynaklar vardır. Vardır ama hala 21. Yüzyılda bile yeterli veriler ortaya konmamış, bilgi dağılımı olmamış ve eksikliklerin giderilmesi hususunda adımlar atılmamıştır.

Benedict’in yazdığı gibi Türklerin fert ve toplum yapısı araştırılmasının, fert ve toplumunun nelere tepki gösterdiği, neleri kabul ettiği bilinmesinin zararı değil yararı çoktur.

Günlük hayatta veya olağanüstü durumlarda fertler veya toplum nasıl tepki verir? Fert veya toplum neyi hiç irdelemeden kabul eder, kabul ediş sebepleri nelerdir? Neyi kabul etmez, sebebi nedir? Neleri zor kabul eder? Bu soruların sonuçları tespit edildiğinde Türkün karakter yapısı, kazanımları, eksiklikleri net olarak ortaya çıkar diye düşünüyorum.

Yani toplumumuz siyasi, askeri, kültürel, sosyal, ekonomik vs. konularında birey olarak verdiği tepki sebebi ve sonucu, toplum olarak verdiği tepki sebebi, sonucu yalın haliyle belirginleşir, yapılan işlemin sonunda hislerin değil ilmin tespiti ile karakter yapısı ortaya çıkacaktır. Tabi ki bunun içinde en önemli olan milli karakterin tespitidir. Bu da bizim kendimizi daha mantıklı, akılcı tanımamızı sağlar.

Duygu olarak iliklerimiz kadar hissettiğimiz, “Çok şükür Türküm, ne mutlu bana” inancımızı, ilmin yardımıyla daha desteklenmiş olur diye düşünüyor ve inanıyorum. 
Muhabetle…

BAŞSAĞLIĞI

Elbette her ölüm acıdır, üzüntü verir. Ama her canlı içinde bu olacaktır, inanıyoruz, iman ediyoruz. Her ölüm arkasında sevenlerine, tanıdıklarına acı bırakır.  Kısa ara ile iki arkadaşım, kardeşim, ülküdaşım 
Mustafa KILIÇARSLAN ve Selahattin ŞENLİLER’İ  gerçek âleme yolcu ettik. Kardeşlerime Allah’tan rahmet diliyorum, mekânları cennet olsun inşallah.