Anadolu’nun kalbinde yer alan Yozgat, Türkiye’nin ilk milli parkına sahip olma unvanıyla ön plana çıkıyor. 1958 yılında milli park ilan edilen Yozgat Çamlığı Milli Parkı, hem doğaseverlerin hem de tarih meraklılarının ilgisini çekiyor.
Yozgat ayrıca, en fazla göç veren iller arasında uzun yıllardır ilk sıralarda bulunuyor. İş ve eğitim amaçlı büyük kentlere yapılan göçlerle bilinen şehir, kültürel mirasını yurt içi ve yurt dışında temsil eden binlerce Yozgatlıya ev sahipliği yapmış durumda.
Coğrafi konumu ve geniş yüzölçümü sayesinde en çok köye sahip iller arasında da üst sıralarda yer alan Yozgat, yaklaşık 450 köyüyle dikkat çekiyor. Bu köylerde üretilen geleneksel ürünler, özellikle tarhana, erişte ve bazlama gibi lezzetlerle mutfak kültürünü yaşatıyor.
Yozgat, en fazla höyük ve tümülüs bulunan iller arasında arkeolojik açıdan da önemli bir konuma sahip. Sorgun ve Boğazlıyan başta olmak üzere birçok ilçesinde yapılan kazılar, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihine ışık tutuyor.
Rakımı yaklaşık 1.300 metre olan şehir merkeziyle en yüksek şehir merkezlerinden biri olma özelliği taşıyan Yozgat, tertemiz havası ve serin yaz akşamlarıyla da öne çıkıyor.
Şehrin müzik kültürü de zenginliğiyle biliniyor. En çok türkülere konu olan illerden biri olarak bilinen Yozgat, özellikle “Yozgat Sürmelisi” ile gönüllerde taht kuruyor.
Ayrıca, Bozok kimliği ile de Türkiye genelinde ayrı bir yere sahip olan Yozgat, bu isimle anılan üniversitesi ve yaylasıyla adeta kendi kültürel markasını oluşturuyor.
Özellikle bahar aylarında toplanan çiğdemlerle yapılan çiğdem pilavı, şehrin en özel lezzetlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Yozgat, sahip olduğu tüm bu değerlerle sadece bir Anadolu şehri değil; tarih, kültür ve doğal güzellikleriyle Türkiye’nin “en”lerini temsil eden önemli bir merkez olarak dikkat çekiyor.