FUZULİ, ''Söylesem tesiri yok, sussam, gönül razı değil'' diyor ya, benimkisi de o türden. Bazen ''Boşver ne halleri varsa görsünler!'' diyerek isyan ediyorum. Sonrasında bu memlekete yapılan haksızlıklara herkes gibi sessiz kalamıyor, isyan ediyorum.

2000 yılında Yozgat Çamlığında dönemin Çevre ve Orman Müdürü Ali Şimşek tarafından kurulan 'Yaban Hayatı Tedavi ve Rehabilitasyon' merkezi Türkiye'de bu alanda hizmet veren tek merkezdi. Hayvanların tedavileri yapılıyordu, doğaya bırakılıyordu. Yurdun farklı bölgelerinden gelen yaban hayvanları tedavi edildikten sonra Yozgat'taki ormanlık alanlara bırakılıp, popülasyonu artırılıyordu. 

Zahmetli iş... Hem yaban hayvanlarını tedavi edeceksin, hem de bıraktığın alanlarda takibini yapacaksın. Günlük mesaiyi doldurup, akşam evde dizi filmleri izlemek varken, çalışıp, niye yorulsunlar. Kapattılar merkezi.

Rehabilitasyon Merkezi olarak bilinen kulubeler yetersizdi, iyi değildi. O dönemin imkanları ile yapılmıştı. Geliştirilebilirdi. Ama bunu yapmak yerine sökülüp, atıldı. Belediyenin barınağı ile idare edilmeye başlanıldı. Bakımı zor olan yaban hayvanları ise başka illere gönderiliyor. Böylece sorumluluk alınmıyor. Ne güzel!

O kadar uyanıklar ki; tilki yavrularını sessiz sedasız Düzce'ye gönderiyorlar. Düzce, yavrular üzerinden kendi reklamını yapmak için basının huzuruna çıkartıyorlar. Bizimkiler, ''Yasak!'' diyerek, yanlışlarını gizliyorlar. Ellerinden gelse göçmen kuşların geçiş güzergahını bile değiştirecekler. Yozgat semalarından geçerken bazı bölgelerde konaklamasın diye...