Bir kadını çekici kılan şey nedir?
Erkeği kendisine bağlayan, yağmur tanesi gibi kalbe damla damla düşüren, gökkuşağının renklerini andıran renk cümbüşüyle sarıp sarmalayan duygu çemberi oluşturan, bir kuş bahçesine girmiş gibi hissettiren iki dudağının arasından dökülen cümleleri mi kadını çekici kılar erkeğine karşı?
Kadının hangi hali, hangi davranışı, hangi hareketi karşısındaki erkeği direk etkiler ve kendine çeker?
Bir bakışımı, bir göz süzmesi mi, küçük cilve ve işvelerimi, gerdan kırması mı, saçlarını sol omuzunun üzerine savurduğunda sağ yüzünün ve gerdanının aniden belirmesi mi?
Bir kadının hangi özelliği, hangi yönü, hangi davranışı erkeği adım adım kendisine doğru yaklaştırır?
Bence bir kadını en çekici kılan sol yanağının üstündeki o küçücük siyah bendir.
Kadının bütün kıvraklığı, can alıcı bakışları, gözleriyle bir erkeğe baktığındaki o eritme hali, yürüdüğünde ortaya çıkan kıvraklığı, saçlarını her savurmasında ortaya çıkan albeniliği, haz ve şehvet uyandıran mimikleri, belki de aklınıza gelebilecek daha birçok yönünü bir kenara bırakın.
Konuşmasındaki o tarla kuşlarını andıran, ırmak kenarında suyun şarıltısını kulaklarınıza değdiren, kavak ağaçlarının yaprak hışırtılarını hissettiren, duru bir süt kıvamındaki sesini isterseniz siz altın bir kasenin içerisine koyun.
Bütün bunlar bir kadının elbette çekici kılan tarafları olabilir.
Ama en çok bir kadını çekici kılan kadının sol yanak üzerinde beliren küçücük siyah benidir.
Bir ok misali hedefinden şaşmayan, geri dönmeyecek bir kurşunun namludan çıktığı andaki istikametine kilitlenmesi, kararlı bir yolcunun adımlarının hep aynı istikamette ilerlemesi gibidir bir kadının erkeğin üzerindeki can alıcı bakışları.
Gözlerini kaşlarının arasına düşürmesi, küçük el hareketleriyle yüzüne düşen siyah, kahverengi, sarı saçlarını geriye doğru savurması, gözlerinin önüne inen saçlarının arasından kalbini düşüreceği erkeği süzmesindeki inceliği ve aynı duygularla yine gözlerinin önüne inen saç tellerinin arasında ince parmaklarını zarifçe gezdirmesi bir erkeği iç gıdıklamaya, kalbini hızlandırmaya, on metrekarelik bir alanda volta attırmaya yetecektir.
İğde kokulu bir bahçenin içerisinde gezinir gibi gezinirsiniz güzel bir dilberin yanından geçerken.
Coşkun akan bir ırmağın kenarında yürürsünüz güzel bir kadının siyah gözlerinin içerisine düştüğünüzde. Gün batımında bir tepenin üzerine oturduğunuzda güneşin o kızıl anının seyre koyulmasında ki doyumsuz halidir alımlı bir dilberin elmacık kemiklerinin üzerinde beliren güzelliğini seyretmek. Nisan yağmurlarından sonra ağaç diplerinde tomurcuklanan mantarların ilk gün yüzüne çıkmalarını andırır güzelin köşe başından gözlerinize dokunması.
Bir baharın kalp ve bedene verdiği esintisidir, yazın sıcaklığındaki şelalenin altında serinlemenin verdiği ferahlıktır, sonbahar yapraklarının adımlarınızın arasına düşmesindeki hüzünle sevincin karışım halidir, kışın dondurucu soğuğunda gün ortasında beliren güneşin ısıtmasındaki keyif veren hazdır gördüğünüz bir dilberin önünüz sıra salınması.
Sizce bir kadını çekici kılan özelliği nedir?
Erkeğini içten içe kıvrandıran, başını ellerinin arasına aldıran, parmaklarının ikide bir saçlarının arasın da gezdiren, düşündüren, aklının ve fikrinin kılcal damarlarında bin bir düşüncenin cirit atmasına sebep olan, ayaklarının altından yer kabuğunun kaymasını andıran sendelemeler yaşatan kadının hangi özelliğidir?
Günlerce uykularınızı kaçıran, gecenin bir yarısı dört döndüğünüz yatağınızdan sizi kaldıran ve odanın içerisinde kıvrandıran, mide krampları geçirten, dışarı çıkartan, sokaklarda ve caddelerde düşüncesizce yürüten, yağmurun altında sırılsıklam eden, dondurucu soğukta ince bir gömlekle üşümenizi hissettirmeyen, o çok sevdiğiniz martıların süzülüşünü manasız boş bakışlarla seyrettiren kadının hangi cazibeli yanıdır?
Kadın sizce her hareketiyle erkeğini kendisine mi çeker?
Yaptığı her mimik hareketleri, endamındaki ve yürüyüşünde ortaya çıkan kıvraklığı, baş döndüren, nefeslerinizi kesen, sendeleten, yutkunduran, bakarken gözlerinizi kıstıran, başını geriye doğru atıp göğüs kafesini şişirerek bedenini ileri doğru atmasındaki dayanılmaz haz erkeğin dikkatini çekmekten çok peşi sıra sürüklenmesini sağlayan yönleridir.
Evet kadın her hareketi, her davranışı, yaptığı her bir küçükte olsa kıvraklığıyla erkeğini etkiler ve kendisine çeker. Etkiler kadın erkeğini davranış biçimleriyle. İç gıdıklamalar yaşatır. Erkeğinin yutkunması ve dudaklarının kuruması sonrası zihin dünyasında ortaya çıkan derin hazzın yaşanmasına neden olur istemli ve istemsiz davranış şekilleriyle.
Bir kadını çekici kılan en büyük özelliği sol yanağının üzerinde duran küçük siyah benidir.
Bir anlığına gözlerini düşürmesi erkeğin avuç içlerine, küçücük bir esintinin kokusunu getirmesi içi hazla dolu erkeğin dimağına, sabahın esintisini getirir gibi yanı başından geçmesindeki arzu uyandıran süzülüşü bir erkeği kadının kuytularına götürür.
Derin düş yolculuklarına çıkar gibi ağır adımlarla ilerleyen bir yolcunun adımlarındaki sakinlik ve kararlılıktır siyah bir benin gözlere düşmesi.
Küçücük bir ıslıkla en ücra köşelerinden çıkan kelebekler gibi erkeğin istek ve arzularını tomurcuklandırır derin haz yolculuklarına doğru.
Taze bir nefesi andıran, başını geriye bırakıp gövdesini ileri doğru çıkartan duruşundaki akıl almaz haz duygusunu tetikleyen halinden daha keskin bir giz gibidir sol yanak üzerinde duran küçücük siyah bir ben.
Gerdan kırmasındaki karşı tarafta oluşturduğu doyumsuz istek, arzu ve şehvet hissini uyandırması, her yaptığı mimikleri, ince dokunuşlar gibi yürürken salınmasındaki kıvraklıkları, gözlerini hafiften kısarak gözlerinizin içerisine arada bir boynunu çevire çevire bakışlar göndermesi sadece erkeği etkilemek için midir?
Ben çoğunlukla kadının bütün bu hallerinin kendi kadınlık genlerinde olduğuna inananlardanım.
Kadında zaten var olan naz, eda, işve, kıvraklıkların belirli bir zaman sonra gün yüzüne çıkma halidir.
Yani kadın zaten kendisinde var olan bu yönlerini ve özelliklerini siz ister erkeğini etkilemek için isterseniz doğal olarak davranıyor deyin ortaya çıkarma biçimidir.
Kadının yaptığı erkeğini kendine çeken bütün bu davranışları ve özellikleri ile sol yanak üzerindeki küçücük siyah bir beni karşılaştırdığınızda erkeği etkileme yönünden hangisinin ağır bastığını söyleyebilirsiniz?
Her haliyle kusursuz diyebileceğiniz bir dilberi gördüğünüzde dönüp dönüp bir daha bakarsınız. İçinizi eriten, sizi sizden alan o endamı, o süzülüşü, o kıvraklığı yeniden görmek için önünüze çıkan hangi engel olursa olsun aşmaya çabalarsınız. Bir kez daha görmek uğruna gözünüzü bile karartabilir caddenin ortasında aniden arabanın frenine basabilir, gelip geçen araçlara aldırmadan karşıya geçmek için yola fırlayabilirsiniz. Bu sadece kusursuz diyebileceğiniz güzel bir dilberi bir kez daha görmek uğrunadır.
Diğer tarafta o kadar güzel olmasa da güzelliğine içinizden onay vereceğiniz esmer bir dilberin sol yanağında ki küçücük bir beni sizi etkiler. Dönüp dönüp bir daha bakmazsınız belki ama içinize küçücükte olsa bir kıvılcım bırakır. 
Zamanla o küçücük kıvılcım sol yanaktaki siyah beni her görmenizde alevlenir, tutuşur, sizi kendisine çeker. İçinizde büyüdükçe büyür o küçücük siyah ben.
Ve bir zaman sonra o benli yüzü görmek için bütün imkanlarınızı seferber eder gülümsemesinin altında şekillenen küçücük bene ulaşmak için ömrünüzü feda edersiniz.
Bir ben sizi kendisine çeker. Yavaş yavaş adeta iliklerinize işler. O beni her görmenizde kalbiniz biraz daha hızlı çarpar.
O bir an gördüğünüz kusursuz diyebileceğiniz dilber sizi bir anlık yutkundurur, kalbiniz aniden çarpar, bir seferliğine gözlerinizi yuvalarından çıkartır, bir anlığına baş döndürür, sersemletir, sendelersiniz, on adımlığına dengenizi şaşırtır.
Sonra belki de bir saat, kısa bir yol mesafesi aralığında, yolda gördüğünüz ve uzun zamandır görüşmediğiniz bir dostla kucaklaşma diliminde unutur geçersiniz.
Ya o sol yanağına küçücük siyah bir ben düşmüş dilber…
İçinize yavaş yavaş işler, ağır ağır kendisine çeker sizi. Ayaklarınız usul usul o bene doğru kayar. 
Zaman zaman aklınıza düşer, hülyalar kurdurur, rüyalara deryaya daldırır gibi daldırır.
Martılara simit atarken bulursunuz kendinizi. İstemsizce sizin bile farkına varamadığınız gülümsemeleriniz olur göz çukurlarınızda.
O küçücük benin size yaptıramayacağı güzellikler yoktur. Hayatınıza bir renk gelir. Olur olmadık yerde, olur olmadık kelimeler fısıldarsınız manasını sizin bile bilmediğiniz.
Unutturur size sizi, gittiğiniz yerleri, yürüyeceğiniz menzili, okuduğunuz kitabın satırlarında gezinirsiniz boş gözlerle. Sadece dudaklarınızla mırıldanırsınız.
Bir ben size neler unutturur?
Bir ben size neler yaptırır?
Sol yanaktaki küçücük bir ben sizi çağırır kendine. Aşık eder. Etrafında bir topacın dönmesi gibi döndürür sizi.
Sessizce gözlerinize akar, kulaklarınıza fısıldar, aklınıza girer, bir yağmur damlası gibi beyninize damlalar bırakır,
Sürekli kendisini hatırlattırır.
Çağırır sizi siyah bir ben.