HAFTALIK yazı yazmam nedeniyle yeni yılınızı, 2021 yılının beşinci gününde, beş gün gecikmeyle kutlamak durumunda kaldım.

İnsan ayrımı yapmadan; bu benden, bu köylüm, bu hemşehrim demeden, ister yazımı okusun, ister okumasın; ister sevsin beni, ister sevmesin, herkesin yeni yılı kutlu, mutlu olsun. 

Değerli insanlar, hatırlamak istemeyeceğimiz kötülükte bir yılı geride bıraktık. İstemeden hatırladığımızda da gözlerimizde yaş, yüreğimizde sızı olacak 2020. Hayatımızı alt üst ederek sevdiklerimizi bizden koparan, cenazesini bile uğurlama fırsatı vermeyen, kollarımızı boş bırakan, yüreğimizi buran, ağzımıza maskeyi, gözümüze yaşı yapıştıran yılı nasıl iyi hatırlayabiliriz ki?

Sarılamadığımız, kucaklayamadığımız, yüreğimizi karşımızdakine akıtamadığımız, öpemediğimiz, dokunamadığımız koca bir yıl nasıl da ziyan oldu değil mi? Nasıl da ömrümüzün hanesinden 365 günü acımasızca silip süpürdü 2020.

Sınır boylarımızda Mehmetçiğimiz, Covid-19 virüsünden insanları kurtarmak uğruna sağlık çalışanlarımız şehit oldu. Göğümüz bildiğimiz yaşamdan, yıldız gibi kayıp geçtiler birer birer. Kadınlarımız, canice işlenmiş cinayete kurban oldular. Dövüldüler, sövüldüler, taciz edildiler, olmadı tecavüz edildiler, yakıldılar ve utanç alevimiz oldular. 2020 yılı, dünyanın bile yüzü suyu hürmetine döndüğü çocukları, yaşamdan koparıp bir odanın içine, laptopun ekranına kilitledi. Dünyanın anahtarını virüsün eline veren 2020, en zalim yıl oldu.

2021’in ilk günlerinde; asgari ücretin sefalet ücreti olduğunu, asgari ücretle birlikte gelen köprü, su, elektrik zamları, asgari ücret arttı deyip iğneden ipliğe, pazardan manava, markete, her şeye yeni etiket hazırlama fırsatçılığının devam ettiğini görüyoruz.  İşte bu yüzden ardımızda bıraktığımız yıldan farklı, güzel şeyler yaşayacağımıza dair umutlarımız yara alıyor.

Maalesef devam eden Covid-19, Çin aşısı yola çıktı muhabbetleri, yok daha gelmedi konuşmaları, umut veren geldi geliyor kandırmacaları, gelirse kimler aşı olacak soruları ile yaşamaya devam ediyoruz. Gelecek aşıya umut bağlayan insanlar -gazeteci, şarkıcı, manken- bazı isimlerin canlı yayında getirilen aşıları olmalarını izliyor. “Neden herkesten önce onlar aşı olabiliyor?” sorusuna "Onlar gönüllü." cevabını alıyor.  83 milyonluk ülkemizde kaç kişiye "Aşı gönüllüsü olur musun?" diye soruldu da gönüllülerin onlar olduğuna karar verildi? Halka sorulmaması, 2020 ile 2021 değişiminin sadece 0 ile 1’in yer değiştirmesinden ibaret olduğunu gösteriyor.

Kısaca 2021’in şu geçen beş gününe bakacak olursak eğer; yüzümüzü güldürecek, acılarımızı, korkumuzu giderecek bir gelişme olmadığını görüyoruz ama yine de umutlarımızı diri tutmaya çalışıyoruz.

Her şeye rağmen sevgi, güven, dayanışma, paylaşma, iyi niyet tohumlarımızı bu yıla bolca ekelim. Yeni düşmanların, düşmanlıkların, ayrışmaların, ötekileşmelerin yeşermesine ancak bu şekilde engel olabiliriz değil mi?

Ve en önemlisi de UNESCO'nun 2021 yılını sevgi, barış, hoşgörünün mimarı “Hacı Bektaş Veli Yılı” ilan ettiğini unutmayalım.

Bu yıl sevgimiz, en büyük silahımız olsun.