Samsun'un Bafra ilçesine mensup olan Sedat Şahin'in adı ilk kez 1993 yılında Çağlayan'da Cihan Kaplan ve Esabil Karataş'a yönelik suikasttan sorumlu tutulan Hacı Çapan'ın öldürülmesiyle duyuldu. Hacı Çapan'ın gerçek adı Mehmet Nafi Çapan'dı ve 1996 yılında hastaneden taburcu olduktan sonra vurularak öldürülmüştü. Sedat Şahin, soygun ve haraç alma gibi suçlardan dolayı aranan gıyabi tutuklulardan biriydi.
Bursa Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve kesinleşmiş 6 yıl 11 ay hapis cezası bulunan Şahin'in Alaattin Çakıcı tarafından desteklendiği iddia edildi. Sedat Şahin, Almanya'da bulunan ve yeni doğum yapmış eşi Buket Erener'i ziyaret ettiği sırada sahte İtalyan pasaportuyla yakalanarak 22 Eylül 1998'de Berlin'de tutuklandı. Türk İnterpol görevlilerinin nezaretinde 10 Nisan 2000'de Türkiye'ye getirilen Şahin, 11 Nisan 2000'de İstanbul DGM tarafından "Cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak" suçundan gıyabi tutukluluğu vicahiye çevrildi.
Bafra'da "sahtecilik" suçundan, Bursa'da ise "Adam yaralamaya azmettirmek" suçundan aldığı kesinleşmiş cezalar nedeniyle Niğde Cezaevi'ne gönderildi. Sedat Şahin ve Alaattin Çakıcı arasındaki uzun süreli dostlukları, sonradan bozulmuş ve medyada karşılıklı atışmalara neden olmuştur.
Sedat Şahin'in adı daha sonra Saral ailesiyle ilişkili olaylarla gündeme gelmiştir. Şahin ve Saral grupları arasındaki ilk çatışma, polis kayıtlarına göre Mert Altan Sarıyıldız ile Şahin'in yeğeni Zekeriya Kocaman arasında başlayan bir tartışma sonucu silahlı çatışmaya dönüşmüştür. Bu olayda Kocaman felç olmuştur ve Şahin, Saral'ı sorumlu tutmuştur. Saral ise bu iddiayı reddetmiş, ancak tetikçi Mert Altan Sarıyıldız ile birlikte İtalya'ya kaçmıştır. Sarıyıldız, tahliye olduktan sonra Roma'da Şahin'in adamları tarafından 31 Ocak 2005'te öldürülmüştür. Şifreli telefon görüşmelerinde, Saral'ın öldürülmesi için "vatandaşın ciğeri lazım" dediği ve öldürüldüğünü duyunca "sigarayı bıraktırdım" ifadesini kullandığı öne sürülmüştür.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla başlatılan Sahra operasyonunda, Sedat Şahin'in de aralarında bulunduğu 53 kişi yakalanmış, bu kişilerden yirmisi tutuklanmıştır. Telefon dinlemelerindeki şifreler çözüldüğünde Hüseyin Saral'ın öldürülmesi talimatının Şahin tarafından verildiği iddianamesine yer verilmiştir. Sedat Şahin hakkında 3 kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılmıştır.
Saral ailesiyle yaşanan gerginlik sonucunda birçok çatışma meydana gelmiş, ancak sonunda Sami Hoştan'ın araya girmesiyle taraflar barıştırılmıştır. Mart 2005'te tahliye olan Sedat Şahin, bir gün sonra İstanbul'da düzenlenen operasyonla 30 adamıyla birlikte yeniden gözaltına alınmıştır. Kadıköy'de bir işyerinin kurşunlanması, bir kişinin öldürülmesi ve silahlı çatışmaya girilmesi gibi olaylardan dolayı tekrar tutuklanmıştır.
