Bilhassa köylerde, okur  – yazar ve kağıdın-kalemin mumla arandığı yıllarda askerdeki oğluna, torununa mektup yazdıracak ihtiyar babalar, dedeler hafta pazarı kurulduğu günlerde şehre geldiklerinde arzuhalciye mektup yazdırırlardı.Kuyruğa girmiş 8-10 kişinin  arzuhalci bekletmeden mektuplarını nasıl yazsın? Onlar da boş kaldığı günlerde çokça hazır mektup yazıp asardı. Yalnız kime yazıldığı ve kimin gönderdiği yeri boş bırakılır,basmakalıp yazılan mektup "deruni dilden ve canıgönülden" hitabı ile  başlayıp, "okuyan efendiye,dinleyen cemaate,bana selam yokmu diyenlere firade firade selam ederim" deyişi ile biterdi ki, mektup yazdırmaya gelindiğinde,üste alacaklı olanın adı, altına da gönderenin kim olduğu yazılıp zarflanırdı.

Mektupda havadis vermeye hak getire, havadis almaya bunalan Mehmet,soru cevap türü mektup oluşturup yazdığı mektupda "sizden firade firade selamlı mektup beklemiyorum.Şu sorduklarımın karşısına cevap yazarsanız yeter" hatırlatmasını yaptıktan sonra örneğin; 
-     Karım doğurdu mu ?...
-     Oğlan mı kız mı?...
-      Öküzü sattınız mı?...
-     Borcumu ödediniz mi?...
Sorulu mektubu hazırlayıp gönderir, bu mektuptan da olumlu cevap alır. 
Seçimlere topu topu 5 ay kaldı, adayların ve seçileceklerin oy pusulalarında yerlerinin de belirlenmesinin çok yakın olması dolayısıyla vatandaş olarak bazı temennilerimizi dile getirmek istedik.
Bugüne kadar çeşitli vesilelerle dilek ve temennilerde  bulunmamıza rağmen hemen hemen olumlu bir cevap aldığımızı söyleyemeyiz. Herhalde uzun yazdığımızdan olacak,seçilmişlerimize okuma fırsatı veremiyoruz. Biz de dilek ve temennilerimizin okunmasını kolaylaştırmak amacıyla soru cevaplı mektup tarzında meramımızı anlatma yoluna gitmeyi uygun bulduk.İnşallah karşılıksız kalmaz.
Kurban derileri ağaçlandırma ve erozyona bedeli harcanmak üzere köy muhtarlıkları ve belediyelere bırakılmalı:
Ülkenin en büyük sorunu olan,1912 ‘lerde Türk Ocakları'yla başlayıp Cumhuriyet döneminde de sürdürülen Ağaçlandırma ve erozyonla savaş konusunda  yapılan çalışmalarda yaya kaldığımızı ayan ve beyan söyleyebiliriz.Yapılan ağaçlandırma çalışmaları yanan,yakılan, yağmalanan ormanlar karşısında devede kulak kalmakta.Bu tempoyla ülke geneli şöyle dursun, güneş balçıkla sıvanmaz, Ankara ve çevresini 1000 yılda ağaçlandırabilirsek şapkamızı göğe atıp öpüp tepemize koymamız gerekir.
Köy,belde ve şehirlerde yapılacak ağaçlandırma,erozyonla savaşda kullanılmak üzere, kurban derilerinin toplanıp satılması yönünde, köy muhtarlıklarına belde ve şehir belediyelerine yetki verilemez mi?
Öte yandan ağaçlandırma, erozyonla savaş ve meraların ıslahına Ulusal seferberlik ilan edilip, Silahlı Kuvvetler, Emniyet Teşkilatı, Üniversiteler ve ücret karşılığında mahkumlar görevlendirilemez mi?
İlimiz ve şehrimiz bazında da dilek ve temennilerimizi şöyle sıralayabiliriz;
Ilısu Barajının yaptırılması:
Bu yılki yaşadığımız kuraklıkdan daha beter bir kuraklıkta içme ve kullanma suyuna ihtiyaç duyulduğunda Yozgat Merkez, Sorgun,Sarıkaya ,Boğazlıyan,Yerköy ve Şefaatli ilçe Merkezlerinde kullanılması için rakımı yüksek,kirlenmesi az olan Sarıkaya Ilısu Barajı'nın yapımı ele alınıp, Cumhuriyetin 100.Yılı armağanı olarak sunulamaz mı ?
Yazlıklar ve yayla evlerine teşvik: 
İlimizden dışarıya göçün durdurulması ve dışardan göç alması bakımından Akdağmadeni ve Aygar Ormanlarını,Karanlıkdere Vadisi,Süreyyabey,Gelingüllü,Yahyasaray Barajlarının çevrelerine bahçeli yazlıklar ve yayla evleri yapılmasına gerekli imkanlar sağlanır mı?
Dona ve soğuğa dayanıklı, yerli ceviz fidanlıkları kurulması:
Yan gelir getirmesini sağlayacak, ilimiz iklimi ve toprağında kolayca yetiştirilebilen yerli ceviz bahçeleri kurulmasında İl Özel İdaresi ve Doğa Bilimleri ve Ziraat Fakültesi iş birliği ile ceviz fidanlıkları kurulup halka ucuz ve kolaylıkla fidan sağlanmasına yardımcı olunur mu?
Gümüşdiğin Camisi,Çekerek Suhan ve Sultan Han'ın onarılıp restore edilmesi:
Ecdadımızın kemiklerini sızlatan, Danişmentliler'den kaldığı tahmin edilen ve ilimizin ilk camisi olan Kadışehri-Gümüşdiğin Camisinin onarılıp,Selçuklu eserleri Çekerek Suhan ve Sultan Han'ın içler acısı ören durumlarına son verilmesi maksadıyla restorasyonuna  çaba harcanır mı?
Topçu ve Osmanpaşa Özhöyükleri:
Moğollar'dan kaldığı yorumlanan, yapılarının kargir, içlerinin boş olduğu ve barınak olarak kullanıldıkları sanılan, Osmanpaşa-Özhüyük ve Topçu Höyüklerinin kapanan kapılarının açılıp turistik hale getirilmesi istenir mi?
Yüksek Hızlı Tren İstasyonu Yolu:
Şehrimizi Fatih Mahallesi'nden, Divanlı Köyündeki YHT İstasyonuna keseden bağlayacak yarma ya da tünelle bir yol açtırılabilinir mi?
Büyükincirli Göleti:
Üniversite Kampus alanına kadar Osmanpaşa ve Büyükincirli  Vadilerinin sulanmasının temini için 60 Yıldır suyu ölçülmekte olan  Büyükincirli Göleti'nin yapılmasının ele alınması mümkün olmaz mı?
Askeri Birlik Getirilmesi:
Yıllardan beri beklediğimiz ve sonuç alamadığımız şehrimize askeri birliğin getirilmesine çalışılır mı?
Baki Selam…


Selçuklu Kervansarayı- Saraykent 
Sultan Han'ın acıklı durumu