Yazar, yaptığı yazılı açıklamasında içerisinde bulunduğumuz zaman diliminin, sınavların neredeyse tamamına yakınının bittiği, kaybedenlerin hüzünlerini, kazananların ise sevinçlerini yaşadıkları, kayıt?tercih süreçlerini içerdiğini hatırlatarak, velileri uyarmak için özellikle bu tarihi seçtiğini vurguladı.
     Yazar, ''Amacımız, sınav stresi ile artma eğilimine giren diyabet hastalığı üzerinde durarak, çocuklarımızı kendi elimizle nasıl bir tehlikenin kucağına attığımızı anlatmak olacak. Buradan hareketle, stressiz bir geleceği çocuklarımıza nasıl hazırlayabiliriz? sorusunun cevabını, tüm öğrenci velilerinin araştırmasını hedefliyoruz'' dedi.
     Başhekim Yazar, ''Diyabet'' dediğimiz zaman aklımıza gelen en yalın tarifin, ''insulin hormonu bozukluğu'' olduğunu, halk arasında ise ''şeker yükselmesi'' olarak bilinen bu hastalıkta temel patoloji, pankreas bezi tarafından salgılanan hormonun üretim eksikliğinde veya yeterli üretimine rağmen hormonun etkinliğindeki yetersizlik, şeklinde özetlenebileceğini anlatarak, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
     ''Peki, diyabeti diğer hastalıklardan daha önemli kılan şey nedir? En başta tüm dünyada hızlı bir artış göstermesi, son yayınlarda artış hızı yüzde 10 olarak açıklanmıştır. İkinci olarak ise bu hastalığın vücudumuzda etkilemediği organ?sistem kalmaması, başta böbrekler olmak üzere, göz, sinir sistemi gibi. Önemine binaen, böbrekler üzerindeki etkisine kısaca temas etmek istiyorum. Diyabetik nefropati dediğimiz bu durum hem tip I, hem de tip II diyabet için adeta kaçınılmaz bir son olarak karşımıza çıkmaktadır.
    Yapılan araştırmalar, diyaliz hastalarının etyolojilerinde diyabetin etkisinin, ABD'de yüzde 45, Avrupa ülkelerinde, Türkiye dahil yüzde 30-35 oranında olduğunu gösteriyor. Bu konu ile ilgili bizim yaptığımız 34 aylık hasta takibi içeren, bir çalışmada ise bu rakam yüzde 38.9 olarak tespit edildi. Görüldüğü gibi şeker hastalarından en az 1/3'ü, hatta daha fazlası son dönem böbrek yetmezliğine (evre V) yakalanıyor. Tüm bu örnekleri şeker hastalığının öneminin ve ciddiyetinin anlaşılması için verdik. Üstelik sinir sistemi, göz, dolaşım sistemi, sindirim sistemi gibi konusuna hiç temas etmedik.''
     Tehlikenin farkına varılmadığı taktirde tüm toplumların diyabet ve diyabet sonucu oluşan hastalıklarla boğuşacağının altını çizen Yazar, açıklamasını şöyle tamamladı:
     ''Tabi ki bu tehlikenin en önemli yönü kişilerin sağlıklı yaşam kalitesini düşürmesi. Ancak, ekonominin insan yaşamı için ne denli önemli olduğunun daha iyi anlaşıldığı şu günlerde getirdiği olağanüstü mali yüklerde gözardı edilemez. Araştırmalara göre, diyabetin sebep olduğu onlarca problemden sadece birisi olan böbrek yetmezliğinin ülkemiz ekonomisine hasta başı yıllık maliyeti 21.456 lira iken, bu rakam toplamda yıllık 836 milyon 784 bin liraya ulaşıyor. Bu hastaların karşılaştıkları önemli sorunlardan birisi de kan şekeri düzensizlikleri sonucu yaşadıkları davranış bozuklukları ve buna bağlı olarak aile ve toplumdaki sosyal uyum problemleridir. Bir hekim olarak 15 yılı aşkın gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki bu sosyal konu ayrıca üzerine eğilmemiz gereken ciddi bir sorundur.
     Sınav stresinin belki de en az yaşandığı ve henüz yeni sınav streslerinin başlamadığı şu günlerde tüm fedakar öğrenci velilerine, çocuklarımıza daha stressiz bir gelecek hazırlanmasında katkıda bulunmaları çağrısında bulunuyorum.''

Editör: TE Bilişim