TAKVİMLERDEN 2021’in ilk yapraklarının kopmaya başladığı günlerdeyiz.

Günler, aylar geçti…

Birçok canımız gitti amansız, dizginlenmek bilmeyen salgınla. Yaklaşık 100 yıl olmuştu, böylesi büyük bir yıkım olalı. Tarihin tozlu sayfalarında bırakılan o ‘gerçek’  sadece konunun uzmanlarının alanıydı. Olayın patlak vermesi,  virüsün DNA ve RNA sarmalında bazı genlerin yer değiştirmesi sonrası can alıcı ve bulaşıcı olarak tekrar dönmesiyle gerçekleşti. Neyse ki mevsim kış,  ağaçlar yaprak dökmesine rağmen  bir ümidin baharına uyandı dünya. Artık karanlığı bir ‘aşı’nın ışığı aydınlatacak. Yakında bu yeni umudumuzun meyvelerini alacağımızı  umarak başlayalım bugün mevzuya.

Mevzu, hayatın bu kadar hızlı aktığı 2020 yılı. Ne mi oldu? Sadece zaman mı yavaş akmaya başladı? Çoğumuz adını ilk duyduğumuzda hafızamızda tutamadık ismini bile, sonra adını ezberledik ama kendimizden uzak bulduk, sonra ülkemize, sırasıyla şehrimize, mahallemize, komşularımıza, bir kısmımızın evine kadar geldi. Değişmeye başladık, değişmeliyiz de… Önce şunu bilelim;  hasta olmak, ölmek değil, ancak  hasta olursak ölebiliriz. 

Henüz patofizyoloji dediğimiz virüsün  vücuttaki mekanizması tam olarak aydınlatılamamıştır. Bununla birlikte maruz kalınan virüs miktarı ve bağışıklık sistemimizin verdiği yanıt hastalığı nasıl geçireceğimizİ gösteren en önemli mihenk taşlarıdır.  O zaman dikkat edilecek en önemli noktalar;  virüse maruz kalınmaması için artık tabiri caizse bir tekerleme şeklinde söylediğimiz maske, mesafe ve hijyen. İkincisi  de bağışıklık. Güçlü bir bağışıklık için dengeli ve yeterli beslenme yapılması gereklidir. 

Bilinen önemli gerçeklerden biri Covid’in kanımızda pıhtılaşmaya yatkınlık yaptığıdır.  Su kısıtlanması yapılması gereken bilinen bir hastalığınız yoksa günlük su tüketimi mutlaka 2-2,5 lt’den az olmamalıdır.

Bu dönemde alınan gıdaların protein, lif, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin olmasına dikkat edilmelidir. Ana öğünlerde tabağın bir çeyreği sebzelerden, diğer çeyreği tam tahıl ürünlerinden ve kalan yarısının eşit üç parça halinde meyvelerden, yüksek proteinli gıdalardan (kurubaklagiller, et, yumurta, balık, tavuk, yağlı tohumlar, vb.) ve süt ürünlerinden (süt, yoğurt, ayran, peynir vb.) gelmelidir. İçinde bulunduğumuz mevsim düşünüldüğünde uzun süre dayanabilen sebzeler; karnabahar, lahana, kabak, brokoli, biber, turp, havuç, patates tüketilebilir. Meyve olarak ise elma, portakal, greyfurt, mandalina ve muz tüketilebilir. Özellikle narenciye grubu meyveler bağışıklık sistemini destekleyici C vitamininden zengin olduğu için bu meyvelerin tüketimine ağırlık verilmelidir. Mümkünse yemeklere taze limon sıkılmalıdır. Dayanıklı sebzelerin raf ömrünü uzatmak için yıkanmadan ve kesilmeden buzdolabında saklanmaları daha uygundur. Bunlara ek olarak kuru meyve, kuru bamya, patlıcan, biber, domates gibi gıdalar da raf ömrü uzun; lif ve mineral kaynağı gıdalar olduğu için evde bulundurulmak faydalı olacaktır. Mümkünse haftada iki kere balık tüketimi önemlidir.  

Bu dönemde sınırlı tüketilmesi  gereken yiyecekler de vardır. Bunlar; kan şekerini hızla yükselten şeker ve şekerli yiyecek ve içecekler, beyaz ekmek de dâhil unlu mamüller, işlem görmüş  et ürünleri, aşırı tuzlu besinlerdir (cips, patlamış mısır, tuzlu kurabiyeler, vb.). Enerji içeriği yüksek alkollü içeceklerin de vitamin, mineral emilimini olumsuz etkileyebildiği ve uyku problemlerine yola açabildiği için tüketimi mümkün olduğunca sınırlı olmalıdır. Son olarak; yeterli vitamin ve mineral tüketiminin sebze, meyve, tam tahıl ve yağlı tohumlar gibi yiyeceklerle sağlanması esas tercih edilecek yol olsa da; dengeli beslen(e)meyen kişilerin günlük vitamin ve mineral takviyesi almaları da bu özel geçici dönemde bir önemli alternatif oluşturur.  

A, B1, B2, B3, B5, B6, B7, B9, B12, C, D, E vitaminleri ve özellikle mineral grubundan  çinko, selenyum, koenzim q10, magnezyum potansiyel bağışıklık düzenleyici, antioksidan ve antimikrobiyal rollerini olması nedeniyle özellikle pandemi döneminde yeterli  alınması gereklidir. 

Vücudumuzdaki D vitaminin yüzde 80’i deride güneşin UV ışınlarının etkisiyle üretilir. Mevsim ve karantinalar dolayısıyla güneş ışığına direkt maruziyet minimuma indiği için mümkünse hekiminizle  iletişime geçerek, günlük D vitamini 30ng/ml üzerinde olacak şekilde ve C vitamini günlük  1000 mg olacak şekilde takviye alınması uygun olur. 

Aşının umut olduğu bugünlerde gündem konularıyla haftaya görüşmek üzere hoşçakalın, sağlıkla kalın…