ONUR; “insanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref”tir. Bu yönüyle çok önemli bir duygudur.
İnsan, onuru için yaşar. Onurunu yitiren birinin başta kendisi olmak üzere kimseye saygısı kalmaz. O artık yaşayan bir ölüdür. Che Guevara, “Bir insanın yaşayıp yaşamadığını anlamak için nabzına değil, onuruna bakın; duruyorsa yaşıyordur.” diyor. William Shakespeare de, “Onurum yaşamımdır, birlikte büyümüşlerdir; onurumu benden alın, yaşamım da bitmiş demektir.” sözüyle onuru yaşamla özdeşleştiriyor.  
Onurlu insan sözünün eridir. Sözü senet gibidir. Hiçbir güç onu sözünden döndüremez.
Onurlu insan; haksızlığa, adaletsizliğe, zulme karşıdır. Çünkü onur bir erdemdir. Erdemin olduğu yerde olumsuzluklara yer yoktur.
Onurlu insan ahlaklıdır. Her zaman doğrudan ve gerçekten yanadır. Yalan dolanla işi yoktur.
Onurlu insan paylaşımcıdır, yardımseverdir. Başkalarını mutlu etmekten hoşnut olur.
Onurlu insan duygudaşlık (empati) yapmayı bilir. Bu nedenle kendine zarar verecek, kendini çevresine kötü gösterecek hiçbir davranışta bulunmaz. Bir başka deyişle onurunu korumayı bilir.
Onurlu insan ulusalcıdır. Yaşadığı toplumun değerlerine saygılıdır, onları korumak için elinden geleni yapar.  
Onur bireysel olduğu kadar toplumsaldır da. Bireyler gibi ulusların da onuru vardır. Ulusal çerçevedeki onur, bireysel onurdan da üst düzeyde ve önemlidir. Çünkü bireysel onur noksanlığı yalnızca kişinin kendisini ilgilendirirken ulusal onur tüm ulusu ilgilendirir. Ulusumuz bu konuda her dönemde onurlu bir yaşam sürmüştür. Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı Kurtuluş Savaşı örnek bir onur mücadelesidir. Türk ulusunun tutsaklığa, bağımlılığa başkaldırışıdır. Çünkü onurlu bir ulus olmak, özgür ve bağımsız olmayı gerektirir. İşte Kurtuluş Savaşı’nda bu uğurda binlerce şehit verilmiştir.  
Voltaire, “Onur, erdemin parmağına taktığı bir pırlanta yüzüktür.” sözüyle onurun yüce bir duygu olduğu gerçeğini vurguluyor. Dilerim herkes erdemin parmağına taktığı bu pırlanta yüzükle yaşamını sürdürür ve onu hiç yitirmez. Çünkü Publilius Syrus’un da dediği gibi, “Onurunu yitirenlerin yitirecek başka şeyi yoktur.”