Eğitim hayatına verdiği önem ve sosyal sorumluluk bilinciyle tanınan Lokumcu, 31 Mayıs 2011 tarihinde Artvin’in Hopa ilçesinde düzenlenen bir protesto eyleminde yaşamını yitirmiştir. Ölümünden sonra, Hopa ilçesinin Kemalpaşa beldesi Dereiçi köyünde toprağa verilmiştir.
METİN LOKUMCU KİMDİR? 31 MAYIS 2011 EYLEMİ VE ÖLÜMÜ
31 Mayıs 2011 tarihinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Artvin’de düzenlediği miting öncesinde, Erdoğan’ın politikalarına karşı çıkan yerel halk, geniş çaplı bir protesto eylemi düzenlemiştir. Protesto sırasında, polis tarafından tazyikli su ve biber gazı kullanılmıştır. Bu uygulama, Metin Lokumcu'nun hayatını kaybetmesine yol açmıştır. Lokumcu, eylem sırasında polisle yüzleşmiş ve ellerini arkasında bağlayarak “Hadi al götür, kurtar memleketi” demesi son görüntülerinden biridir. Bu anlar, protesto eyleminin simgelerinden biri olarak hafızalarda yer etmiştir.
Lokumcu, protesto sırasında fenalaşmış ve hastaneye kaldırılmıştır. Hastaneye kaldırıldığında durumu kritik bir hal almış ve yaşamını yitirmiştir. Lokumcu’nun ölümü, geniş bir toplumsal yankı uyandırmış ve olayın ardından birçok kamuoyu tepkisi ortaya çıkmıştır. Oğlu Ulaş Lokumcu, babasının ölümünün ardından duygularını şu sözlerle ifade etmiştir: “Babam insanları koşulsuz seven biriydi, beni de bu felsefeyle yetiştirdi. Cenazesinde her siyasi görüşten insan vardı. Onun ölümünü hala kabullenemiyorum, çıkıp gelecekmiş gibi hissediyorum.”
OTOPSİ RAPORLARI VE BİLİMSEL GÖRÜŞLER
Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin ilk otopsi raporu, Trabzon Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanmıştır. Bu raporda, Lokumcu’nun ölümünün “biber gazı ve heyecanın tetiklediği kalp krizine bağlı olduğu” belirtilmiştir. Ancak, daha sonra hazırlanan kesin ölüm raporunda, Lokumcu’nun vücudunda öldürücü düzeyde kimyasal madde bulunmadığı ve ölümün mevcut kalp ve akciğer hastalıklarına bağlı olduğu ifade edilmiştir.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), olayın ardından bir rapor hazırlamış ve dönemin TTB 2. Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, Trabzon Adli Tıp Kurumu’nun raporunun aksine, Lokumcu’nun ölüme neden olacak düzeyde kalp veya akciğer hastalığı bulunmadığını, gerçek ölüm nedeninin biber gazı maruziyeti olduğunu açıklamıştır. Bu rapor, kamuoyunda geniş çapta tartışmalara yol açmış ve adli tıp raporlarına yönelik güven sorununu gündeme getirmiştir.
BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN TEPKİLERİ VE KAMUOYUNUN CEVAPLARI
Metin Lokumcu’nun ölümünden sonra dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’daki Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen ‘Türkiye Hazır Hedef 2023’ proje tanıtım toplantısında, Lokumcu’nun ölümü ile ilgili olarak şu sözleri sarf etmiştir: “Tabi bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durmaya da gereğini duymuyorum kalp krizi sonucu ölmüş.” Bu açıklama, kamuoyunda tepkiye yol açmış ve olayın ciddiyetini küçümseyen bir yaklaşım olarak değerlendirilmiştir.
10 Haziran 2011 tarihinde, Erdoğan NTV televizyonunda katıldığı bir programda gazeteci Ruşen Çakır ile yaptığı konuşmada, Lokumcu’nun ölümünü “talihsiz bir şekilde ölen iyi bir insan” olarak nitelendirerek, ölen kişinin bir emekli öğretmen olduğunu vurgulamıştır. Erdoğan, Lokumcu’nun protestolara katılmasının kendisine yakışmadığını ifade etmiş ve bu bağlamda, “Ben böyle bir emekli öğretmene o ifadeleri yakıştırmam” demiştir.
DAVA SÜRECİ VE KAMU PROTESTOLARI
Metin Lokumcu’nun ölüm yıl dönümünde ve öğretmenler gününde, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Türkiye genelinde çeşitli gösteriler ve eylemler düzenlenmiştir. Bu protestolar, Metin Lokumcu'nun anısını yaşatmayı ve biber gazı kullanımı ile polis şiddeti konularındaki farkındalığı artırmayı amaçlamıştır. Ankara’da düzenlenen protesto eylemlerine katılan 28 kişi, 17 yıldan 52 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmış, kamuoyundan gelen tepkiler üzerine serbest bırakılmıştır. Daha sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 48 kişiyi 12 yıla kadar hapis cezası ile yargılamıştır.
POPÜLER KÜLTÜRDEKİ YERİ
Metin Lokumcu’nun ölümü ve eylemleri, Türkiye’de popüler kültürün bir parçası haline gelmiştir. 2011 Temmuz ayında, Grup Adalılar, Metin Lokumcu’nun anısına “Metin Lokumcu’ya” isimli bir şarkı yayımlamıştır. Bu şarkı, Lokumcu’nun anısını yaşatmak ve polis şiddeti karşısında toplumda farkındalık yaratmak amacıyla oluşturulmuştur.
Metin Lokumcu’nun ölümü, Türkiye’de polis şiddeti, biber gazı kullanımı ve adalet arayışı konularındaki tartışmaları derinleştirmiştir. Lokumcu’nun hayatı ve ölümü, ülkedeki toplumsal hareketlerin ve adalet arayışlarının önemli bir simgesi olarak kalmaya devam etmektedir. Olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen, Metin Lokumcu’nun anısına sahip çıkanlar ve adalet arayışları sürmektedir.