GÜNAÜMÜZE kadar yapılmış yayınlarda tarih, kültür ve Oğuz Türk şehri Çorum adının menşei üzerine isabetsiz görüşler ileri sürülmüştür. İl yıllıkları, yerel yayınlar da yer almış olan bu görüşler tarih bilimcileri ve yöre insanı arasında kabul görmemiştir. 
Dzorum, Gordions, Trokmu, Çoğu Rum, Cürümlü, Çevrim” gibi antik ve efsanevi görüşlerle açıklanmış, bunlardan antik bir görüşe göre “Çorum adının kökeni Ermenice Dzorom (…Akım, akıntı) dır. Bu ad (Dzor-il, akmak) fiilinin kökenine um takısı eklemekle türemiştir. Buda yöreden geçen bir akıntı işaret etmektedir.“ Denilerek Çorum adındın menşei Ermenilere dayandırılmaya çalışılmıştır.
Efsanevi bir görüşe göre ise “Danişmentli İlhanı Danişment Gazi’ye Bizans ahalisi kötü bir plan hazırlamış, kendisine karşı yapılan bu kötü planı Gazi rüyasında gören Gazi rüyanın şiddeti ile uyanmış. Baksa ki deprem oluyor, kaleden hemen askerlerini boşaltmış ve depremin etkisiyle kale yerle bir olmuş. Deprem sonucunda kale halkı helak olmuş. Bu helaktan sonra halk tarafından buraya Cürümlü adı verilmiş ve Cürümlü ise zamanla Çorumlu adına dönüşmüş” denilerek bu Oğuz Türkmen şehri efsanevi olaylarla açıklanmıştır.
Çorum adının, kelime kökeni olan Çor sözcüğü Oğuz dilinde bitki, Göktürk ve Uygur dilinde Hakan'dan sonra gelen devlet görevlisine (günümüz tanımı ile Başbakana) verilen isim, unvan olduğu ve “Baş” anlamında kullanıldığı Türk Kültür kaynaklarından anlaşılır. Yüzlerce örneği bulunmasına karşı buna, Orta Moğolistan'da Tadruşlar üzerine Çor tayin edilen 722 tarihli “İç Bora Köl İç Çor”  ve  “Uybat Üç Kül İç Çor” yazıtları ve diğer tarihi kaynaklar örnek verilebilir.
Türklerin  1071 fethi öncesi yüzyıllarda Anadolu’ya pek çok sefer yaptıkları ve bu seferlerinde silsile ve izler bıraktıkları tarihi kaynaklardan anlaşılır. Bu meyanda Sakalar ve Göktürkler’in bir kolu olan Türgişler içerisinde büyük bir boy olan Çor’ların 592 yılında Avar ordusu tarafından yapılan Anadolu akınları ve Anadolu’da “Çor Tiğin, Çor Bey, Çorumoğlu, Çor suyu, Çoroğlu, Çorluoğlu, Çorlu, Çorum, Çorumlu, Çorlu Dede, Çorum-özü” gibi onlarca yerleşim yeri, dağ, mevki, aşiret, oymak, kişiye isimlerini verdikleri ve Danişmentli hükümdarı Danişment Gazi’nin Çor Bey unvanını kullandığı tarihi kaynaklarda yer almaktadır.
Fetih öncesi Türk Akınlarıyla Anadolu’ya geldikleri ve Bizans içerisinde yerleşik olduğu anlaşılan Çor oymağı, diğer Türk oymakları gibi 1075 yılı ilk baharında yapılan Danişmentli Devleti ilhanı Melik Ahmet Gazi Komutasındaki Oğuz Türk güçlerine katılarak Yenkoniye adlı bu Bizans şehrini fetih eyledikleri ve bu şehrin oymak beyleri İlyas Bey’in tasarrufuna bırakılmasıyla oymak adıyla anıldığı anlaşılmaktadır.
Oğuzların Peçenek Boyuna bağlı olduğu bilinen Çor oymağına izafeten verildiği anlaşılan bu şehrin: 1101 yılında yani, fetihten daha otuz beş yıl sonra yapılan 1. Haçlı Seferinde Danişmentli Devleti’nin merkezi Amasya, Niksar’ı hedefiyle ilerleyen 60.000 kişilik Haçlı ordusuna, yoğun Türk nüfusu ile caydırıcı olmaları ve bu tarihte Çorumlu adıyla kaydolunması konumuza kaynak olarak verilebilir.
Danişmetli, Selçuklu, İlhanlı, Eretna, Kadı Burhanettin, Dulkadirli ve Osmanlı dönemlerinde Çorumlu adıyla kaydolunan bu şehir, Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eserinde yer bulmuş; bu eserde “Selçuklu hükümdarı Kılıçarslan'ın oğlu Yakup Mirza ile yüzlerce askerinin Çor hastalığına yakalandığı ve bu hastaları tedavi için Çorumlu şehrine gönderdiği, Yakup Mirza ile askerlerin burada kısa sürede şifa bulduğu” bilgileri yer almıştır.
Evliya Çelebinin bu aktarımları ve  yörede halen “Çor” kelimesinin soğuk algınlığından oluşan nezle, grip türü bulaşıcı bir hastalığa, “Çor’um” kelimesinin bu hastalığa yakalanmış kişinin kendisini tanımlamasına, “Çorlu” ise hastalığı uzun süre üzerinden atamayan kişiler için kullanılması bilgisi, hastaların tedavisinin Çorumlu oymağı üyelerince halk hekimliği ocak geleneği ile yapıldığını göstermektedir.
Bu konuya ise halen yörede yaygın olarak kullanılan halk hekimliği ocak geleneğini ve Çor hastalığı gibi pek çok hastalığın tedavi edildiğine inanılan ocakların Çorum yöresi ve Anadolu köylerinde uygulanması örnek olarak verilebilir.
Osmanlı döneminde uzun süre Çorumlu olarak anılmış olan şehir adı üzerinde ki “lu” eki kalkarak Çorum adı ile anılır olmuştur.
Adının menşei öz Türkçe olan, adını doğrudan Oğuz Boylarından almış “Karaevli, Bayat, Dodurga, Kargın, Oğuzlar, Sungurlu (Salgurlu-Salur)” adlı beş ilçesi, “Kayı, Karkın, Yazır, Beğdili, Avşar, Bayındır, Çepni, Alayuntlu, Kınık, Eymür, Büğdüz, Salur” gibi adlarla anılan onlarca köyü (Bu sayı 16. Yüzyılda Altmış civarında), “Dedesli, Karakeçili, Anamaslı, Kavili, Salmanlı, Barak, Aygar,  Canbek (Zeyveli), Lek (Çorum Kürdü), Mamalı, Çiçekli, Ağcalı, Karkın, Kavurgalı” gibi adlarla anılan onlarca Oğuz Aşireti bulunan, “Elvan Çelebi, Ali Baba (Ali Çelebi), Şeyh Hasan, Şeyh Ahmet, Kara Evliya, Arap Baba, Halil Dede, Koyun Baba, Ergülü Baba” gibi Oğuz Aşiret beylerinin izler bıraktığı Türk-İslam yurdu adını “Dzorum, Gordions, Trokmu, Çoğu Rum” gibi dayanaksız söylemlerle antik dönemlere dayandırmak, “Cürümlü, Çevrim” gibi tarih biliminde yeri olmayan hikayelerle açıklamak Oğuz Türkmen Yurdu Çorum İlimize olduğu gibi tarih bilimine de ters gelmektedir.
Dileğimiz, valilik, kaymakamlık ve Belediye Başkanlık makamlarında oturan kamu görevlilerinin yaptıkları il yıllıkları, yayınladıkları ilçe kitapçık ve bültenlerinde daha hassas olmaları ve Türk-İslam Oğuz yurdu Çorum İlimizin adının menşei ve tarihçesi hakkında yapılan tarihi hataları bir daha ki baskılarında düzeltmeleridir.
Ayrıntılı ve kaynak bilgi için: Başta, Oğuz Boyları Aşiret Oymak ve Cemaatler adlı kitabımız ile Tarihi, Kültürü ve İnançlarıyla Sungurlu adlı kitabımız olmak üzere;
- 28-30 Nisan,2016. Sungurlu İlçesi’nin Kuruluş Tarihi ve İskan Yapısına Dair Bazı Tespitler, Başlığı ile Hitit Üniversitesi Tarafından Düzenlenmiş Uluslar Arası Bütün Yönleriyle Çorum Sempozyumunda sunduğum Bildiriler Kitabına bakınız.