Bir muharrem ayının daha arefesindeyiz. Yarın  hep beraber 1 Muharremi idrak edeceğiz. Muharrem ayı, haram aylardan birisi, hicri takvimin yıl başı olması ve içinde  vuku bulan hadiseler sebebiyle müslümanlar arasında  önemli bir yere sahiptir. Kur’an-ı Kerimde bir ayeti kerimede yüce Rabbimiz: “Bilin ki Allah katında ayların sayısı, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı gün koyduğu ölçü üzere on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte Allah’ın geçerli yasası budur. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin...”(Tevbe, 9/36) buyurmuştur.  Ayet-i kerimede işaret edilen haram ayları Peygamber Efendimiz ise şöyle  açıklamıştır: “Muhakkak zaman Allah'ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Sene on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Bunlardan üçü peş peşedir: Zilkade, Zilhicce, Muharrem, bir de Cemaziyelahir ile Şaban ayları arasında olan Mudar Kabilesinin ayı Recep'tir.”(Buhari, Savm, 69) Bu sebeple Muharrem ayı Allah teala katında hurmeti ve saygınlığı olan, Allah’ın kullarının  savaş, kavga ve nizaya, ellerine ve dillerine diğer aylardan daha fazla sahip çıkmaları beklenen aylardan birisidir. Muharrem ayı sulh, selamet ve kardeşlik ayıdır.
Diğer taraftan Peygamber Efendimiz Medine’yi teşrif buyurduğu zaman Yahudilerin 10 Muharrem’de (Âşûre günü) oruç tuttuklarını gördü ve bu orucu niçin tuttuklarını  sordu. Şu şekilde cevap verdiler: "Bugün, iyi bir gündür. Allah, İsrailoğulları'nı Firavun'un zulmünden bugün kurtarmıştır. Musa (a.s.) Allah'a şükür için bugünde oruç tutmuştur. Bu sebeple bugün biz de oruç tutarız” dediler. Hz. Peygamber; "Biz Musa'nın (a.s) sünnetine sizden daha yakınız.” dedi ve “o gün oruç tuttu ve ashabına da tutmalarını emir buyurdu." (Tirmizi, Savm, 40) Bir zat Peygamberimize geldi ve şöyle bir soru sordu: "Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"  Peygamberimiz (s.a.s.), "Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tövbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir" (Tirmizi, Savm, 47) şeklinde cevap verdi. 
Tutulacak oruçların, ayın 9,10 veya 10,11 şeklinde arka arkaya tutulması sünnete uygun olan şeklidir. 10 Muharremde aşure yapılıp komşulara ve ihtiyaç sahiplerine ikram edilmesi de önemlidir. Zira efendimiz: “Her kim Âşûrâ Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."  (et-Tergîb ve't-Terhib, 2:116) buyurarak  bu günlerde yapılacak ikram ve ihsanın faziletine dikkat  çekmiştir.  Bu hadisin açıklamasında İmam Gazali, "Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamı da daha fazla ümit edilir" demektedir. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s.) peygamberliğinin 13. yılında 12 Rebiyülevvel ayında Mekke’den Medine’ye hicret etmiştir. Hicret Müslümanları müşriklerin zulüm ve baskılarından kurtarmış, İslam’a yayılma imkânı sağlamıştır. Bu itibarla olaydan 17 yıl sonra Hz. Ömer efendimizin  hilafeti zamanında Hz. Peygamberin hicret ettiği yılın 1 Muharrem’i olan 16 Temmuz 622 Tarihi Hicri/Kameri Takvim için “takvim başı” olarak kabul edilmiştir. 
Diğer taraftan Peygamber efendimizin biricik torunu  Hz. Hüseyin efendimiz ve ehli beytten bir çok masumun acımasızca 10 Muhar­rem 61'de (1 Ekim 680) Kerbelâ'da şehid edilmesiyle islam aleminde büyük bir mateme sebep olmanın yanında, fikri, siyasi ve itikadi bölünmeye de kapı aralamıştır. Muharrem ayı bu yönüyle geçmiş acı tecrübelerden ders çıkarıp aynı dinin müntesibi din kardeşleri arasında birlik, dirlik  ve huzurun tesis edilmesi  bakımından da  önemlidir. Muharrem ayının Rabbimize ve birbirimize yakınlığa vesile olmasını niyaz ederim.