2006 yılında Bozok Üniversitesi’nin kurulmasının ardından tarihi Cumhuriyet Mektebi rektörlük binası olarak kullanılmak üzere üniversiteye devredilmişti.
Bir süre rektör ve yardımcıları, basın ve halkla ilişkiler gibi bazı birimler bu binada hizmet verdi fakat Erdoğan Akdağ Kampüsü içine yeni rektörlük binası yapıldıktan sonra tüm birimler yeni binaya taşındılar.
Taşınma sürecinin tamamlanmasının ardından tarihi binada sadece kullanılmayan makam odası kaldı.
Birçok Yozgatlı gibi ilkokulu Cumhuriyet Mektebi’nde okumuş biri olarak, tarihi binanın atıl vaziyette kalması içimi sızlatıyor.
Beni üzen sadece bu değil!
Üniversite bünyesine devredildikten sonra yapılan restorasyon çalışmaları binanın aslına uygun bir şekilde yapılmadı. Özellikle tarihi binanın pencere ve kapıları geçmişiyle alakasız bir şekilde yenilendi.
Restorasyon esnasında yaşanmışlık izlerine ve tarihi dokuya saygı duyulmadı.
Mektebin koridorlarında koşturmuş, oyun oynamış bir çocuk olarak, bu konuyu daha önce de kaleme almıştım.
Hatta sonrasında Yazı İşleri Müdürümüz Seyfi Çelikkaya da köşesinde konuyu defalarca yazdı.
Seyfi hoca 2019 yılındaki yazısında şu ifadelere yer vermişti:
…Atıl binanın ‘Cumhuriyet Mektebi Millet Kütüphanesi’ olarak değerlendirilmesi noktasında bir girişim başlayacak oldu. Bunun üzerine rektörlük 'kullanıyoruz!'  diyebilmek adına, bazı konuklarını bu binada ağırlanmaya başlandı...”
Biz Yozgat adına üzerimize düşeni yapıp konuyu gündeme getirip, yetkilileri göreve davet ediyoruz.
Sonrasında bürokrasi ve siyasetin harekete geçip, tüm Yozgatlıların adına konuyu takip etmeleri gerekiyor.
Tabii özellikle siyasilerin…
Yozgat’ı ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlerin ziyaret edebileceği doğru düzgün bir müze yok.
Bugün müze olarak kullanılan Nizamoğlu Konağı yetersiz. Tıklım tıklım dolu.
Birçok eser sergilenemediği için depolarda çürüyor. Hatta depolar bile dolu!
Sokak ortasında sıkışmış, park problemi olan bir konakta Yozgat’ta çıkarılan eserleri sergilemeye çalışıyoruz!
Cumhuriyet Mektebi’nin kullanım alanını düşünün.
Açık hava sergisi yapılabilecek bir bahçesi var. Hemen bitişiğinde restore edilmiş çok güzel konaklar var. O konakları da dâhil ederek, otoparkı ve açık alanıyla çok güzel bir müze haline getirilebilir.
Yozgat’ın buna ihtiyacı var.
Tarihi binalar kullanılmazlarsa, insanlar bu binaların koridorlarında nefes almazlarsa, bu yapılar çürür.
Yozgat Lisesi, Askerlik Şubesi gibi tarihi binalara sahip çıkmalıyız. Bunu yaparak sadece binalara değil, tarihimize de sahip çıkmış oluruz.
Diğer şehirlerde kaderine terk edilmiş bir şekilde bekleyen tarihi yapılar, tüm yaşanmışlık izleri ve tarihi dokusuyla modern yaşama entegre ediliyor, yeniden hayata kazandırılıyor.
Biz ise, tarihi yapılarımıza uzaktan bakıp, derin bir iç çekiyoruz…

AMATEM’le ilgili gelişme…

Geçtiğimiz hafta kaleme aldığım AMATEM konusuyla ilgili, Yozgat Milletvekilleri Bekir Bozdağ, Yusuf Başer ve Ethem Sedef beni arayıp, konuyla ilgili gelişmeleri aktardılar.
Bozdağ ve Başer, AMATEM’in Yozgat merkezinden başka bir yere gönderilmeyeceğini, merkezde şartlara uygun bir bina bulunduktan sonra faaliyetlerini burada sürdüreceğini ve çalışanlarının kesinlikle mağdur edilmeyeceğini, Sedef ise AMATEM’in Yozgat için önemli bir merkez olduğunu ve konunun takipçisi olduğunu söylediler.
AMATEM’in açılmasını bekleyen hasta ve hasta yakınları adına vekillerimize teşekkür ediyorum.
Gerekli adımların yakın zamanda atılacağını umut ediyorum.
Sağlıcakla…