Limerence, ilk kez 1970'lerin sonunda Psikiyatrist Dorothy Tennov tarafından tanımlanan, derin romantik bir tutku ve saplantıyı ifade eden bir terimdir. Bu duygu durumu, bir kişiyi idealleştirme, ona karşı güçlü bir özlem duyma ve sürekli onunla birlikte olma isteği gibi davranışlarla kendini gösterir. Romantik bir ilişkinin başlarında sıklıkla yaşanan bu hisler, kişinin karşısındaki bireyi olduğundan daha iyi görmesine ve en ufak bir ayrılıkta bile büyük bir özlem duymasına neden olabilir. Limerence, "ilk görüşte aşk" gibi yorumlanabilse de gerçek sevgi ve limerence arasında önemli farklar bulunmaktadır.
LİMERENCE’I HANGİ DUYGULAR BESLER?
Limerence’ı ayakta tutan temel duygu heyecan, hormonu ise dopamindir. Saplantı haline gelen kişiden gelecek bir mesajın beklentisi ya da onunla bir gelecek hayal etme durumu, limerence'ın en baskın his haline gelmesine yol açabilir.
LİMERENCE’IN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Limerence, geniş bir duygu yelpazesinde hissedilir. Sevgi ve tutkuya ek olarak, derin üzüntü ve hayal kırıklığı da bu duygunun bir parçasıdır. Arzu duyulan kişiden gelen en ufak bir ilgi göstergesi büyük bir mutluluğa yol açarken, reddedilme veya göz ardı edilme hissi kişiyi derinden sarsabilir. Bu nedenle limerence, duygusal bir rollercoaster’a binmek gibi tanımlanır.
Limerence, gündelik yaşamı aksatacak düzeyde istenmeyen düşüncelerle, sürekli aynı kişiyi düşünme haliyle kendini gösterebilir. Sosyal hayattan uzaklaşma, dikkatsizlik ve odaklanma sorunları da limerence’ın etkileri arasında yer alır.
LİMERENCE VE AŞK ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR?
Gerçek aşk ve limerence arasındaki fark, popüler kültürde tasvir edilen "gerçek aşk" kavramının limerence ile benzerliğinden kaynaklanmaktadır. Psikologlara göre, aşk pozitif duygular ve motivasyonlarla beslenirken, limerence rahatsız eden, istenmeyen düşünce ve davranışlarla kendini gösterir. Limerence, yalnızlık, terk edilme korkusu, kıskançlık gibi negatif duygularla güçlenirken, aşk güven ve rahatlık veren bir duygudur.
Limerence, bir his değil bir deneyim olarak kabul edilir. Bu deneyim, belirli evreler ve şiddetli duygusal dalgalanmalar içerir. Örneğin, limerence’ın ikinci safhasında kişi, tüm mutluluğunu arzu duyduğu kişinin varlığına bağlar. Son safha olan "bozulma"da ise, kişi çok şiddetli bir panik hali yaşayabilir ve bu, limerence'ın en yıkıcı evresidir.
Limerence'tan kurtulmanın en etkili yollarından biri, hayal dünyasını yıkmak ve arzulanan kişiyi gerçek yönleriyle tanımaya çalışmaktır. Ayrıca, bu deneyimi yaşamanın kökenlerine inmek ve çocukluk yıllarında oluşan bağlanma stillerini keşfetmek, bir uzman terapist yardımıyla limerence’ı aşmada önemli adımlar olabilir.
Limerence, gerçek aşktan farklı olarak, yoğun bir saplantı ve fantezi dünyasına dayalı bir deneyimdir. Bu nedenle, sağlıklı ilişkiler kurmak ve limerence'ı aşmak için bilinçli adımlar atmak gerekmektedir. Limerence ile başa çıkmanın yollarını öğrenmek, kişisel gelişim ve ruhsal sağlığınız için önemli bir adımdır.