Dilbilgisi kurallarını zorlayan yenilikçi üslubu ve "Leylâ işaretleri" olarak adlandırdığı özgün noktalama sistemi ile Türk edebiyatında farklı bir yer edindi.
Türkiye Yazarlar Sendikası'nın kurucu üyelerinden olan Erbil, 2002 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk kadın yazar olarak tarihe geçti.
İSTANBUL’DA DOĞDU, DÜNYA EDEBİYATINA YÖNELDİ
12 Ocak 1931’de İstanbul’da dünyaya gelen Leylâ Erbil, çocukluğunda babasının görevli olduğu şileple dünya seyahatine çıktı. Bu deneyim, edebi hayatında deniz ve vapur imgelerine sıkça yer vermesine neden oldu. İstanbul Üniversitesi İngiliz Edebiyatı Bölümü'nde eğitim gören yazar, Sait Faik Abasıyanık ile yakın dostluk kurarak edebiyat dünyasına adım attı.
İlk öyküsü Uğraşsız, 1956 yılında Seçilmiş Öyküler dergisinde yayımlandı. Ardından Ataç, Dost, Dönem, Papirüs, Türk Dili, Yeditepe gibi edebiyat dergilerinde yazılarıyla adını duyurdu.
ESERLERİ VE EDEBİ MİRASI
İlk kitabı Hallaç (1960), varoluşçuluk felsefesinin etkisiyle kaleme alınmış öyküler içeriyordu. Bilinç akışı tekniğini kullanan Erbil, yalnızlık, bunalım, cinsellik ve yabancılaşma gibi konuları ele aldı.
İlk romanı Tuhaf Bir Kadın (1971), kadının topluma ve otoriteye başkaldırışını anlatmasıyla büyük ilgi gördü. 1985’te yayımlanan Karanlığın Günü, 1930-1980 yılları arasındaki Türkiye’yi ve toplumsal değişimleri yansıttı.
Son romanı Tuhaf Bir Erkek (2013), hasta yatağında kaleme aldığı son eseriydi. Ahmet Arif'in kendisine yazdığı mektupları, şairin ölümünden sonra Leylim Leylim: Ahmet Arif’ten Leylâ Erbil'e Mektuplar adıyla yayımlandı ve farklı dillere çevrildi.
2013 Yılında Hayatını Kaybetti
Uzun yıllar Langerhans Cell Histiocytosis hastalığıyla mücadele eden Leylâ Erbil, 19 Temmuz 2013'te 82 yaşında hayatını kaybetti. Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenazesinde, Vapur adlı öyküsünden bölümler yazılı kırmızı kağıt gemiler dağıtıldı.
Türk edebiyatına özgün anlatımı ve edebi cesaretiyle damga vuran Erbil, roman, öykü ve deneme türlerinde çığır açan eserleriyle anılmaya devam ediyor.
