Değerli okurlarıma…
Yozgat’ımızın en seçkin gazetesi olan İleri’de üç yıldan beri köşe yazıları kaleme alıyorum. Yaklaşık altı ay öncesi yoğun işlerimden nedeniyle yeni yazılar kaleme alamadım. Yozgat tarihi ve kültürüne yeni eserler kazandırma gayretiyle araştırmalarıma devam ediyorum. İleri Gazetesinden gelen talep doğrultusunda daha önce yayımlanan üç ayrı kitapta topladığım şehit ve gazi öykülerini haftalık olarak gazetemizde yayınlama kararı aldım.
Amaç, bu kahramanlarımızı unutturmamak, onların çektiği çileleri günümüz gençlerine daha iyi anlatarak milli değerlerimize sahip çıkmalarını ve bu değerlerimizi saygı, rahmet ve minnetle anmaların sağlamaktır. Talep olduğu halde kitapların yeni basımını gerçekleştirmek yerine, gazetemiz aracılığıyla bu hikayelere halkımızın kolayca ulaşmalarını daha uygun gördüm. Yirmi yıl köy, kasaba, il ve ilçelerin tamamını dolaşarak, emek verdiğim ve bizzat yerinde derlediğim kahraman gazilerimizin harp hatıralarını sizlerle paylaşmak istedim.  Şehit ve gazilerimize ALLAH’TAN rahmet diliyorum. Saygı ve minnetle yad ediyorum. 
Prof. Dr. Kenan Erdoğan
Osman Karaca’nın kitabı hakikaten mahalli tarih, kültür araştırmalarının, derlemelerinin güzel bir örneği. Tarih kitaplarında kuru bir ifadeyle anlatılan, bir yığın istatistik bilgileri verilen, mekan ve zaman olarak bize çok uzak ve ilgisiz gibi gelen tarih ve coğrafyanın, toprağı vatan yapan o kahramanların, yanımızda, yanıbaşımızda, köyümüzde, şehrimizde, içimizde capacanlı yaşadığını gösteren güzel bir örnek. Her yörede mutlaka yapılması gereken belki de çok geç kalmış bir çalışma. Uzun yıllar içinde çoğunun hatıraları kaybolduğu için geç de olsa güç bir işi başardığı ve yöremizdeki destan kahramanlarını bize tanıttığı için kendisine çok teşekkür ederiz. Kitabın bazı bölümleri Şehriyar’da daha önce yayınlanmıştı. O yüzden dergi okuyucuları konuya aşinadır. Ancak kaçıranlar ve tamamını bir arada okumak isteyenler için kitap halinde çıkması çok güzel olmuş. Başarılı bir kapak kompozisyonundan sonra kitabın başında, yazarın kısa biyografisi ve daha sonra da Yozgat’ın medar-ı iftiharlarından Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir hoca, kitabın, şehitlik ve gaziliğin değeri ve önemi üzerinde durmuşlar. 
Başta, yazardan bahsederken “milliyetçi” kelimesini kullandım. Bunu onun siyasi tercihi veya düşüncesinden dolayı kullanmadım. Yozgat’ta mahalli olarak halk arasında bu kelimenin ideolojik bir anlamı yoktur. Halkın gözünde, kim akrabasına, köyüne, beldesine, ilçesine, iline, milletine, devletine hizmet etmişse, o “milliyetçidir”. Doğrusu da budur. Lafla değil, gerçek milliyetçilik millete hizmetle ölçülür. Hizmetin binlerce yolu vardır. İşte bu kitap da milletine bir hizmettir. Kim bu millet, memleket için iyi bir şey yapıyorsa, bir değer katıyorsa onun aslı nesli, düşüncesi önemli değil. 
Kitapta kahramanların hayat hikayelerinin yanında, eski köy odalarındaki adet ve ananeler, yoksul ama şan ve şerefle yaşanmış hayatlar, kaybolan gelenekler, saygı ve sevgi gibi toplumun olmazsa olmazları da yer alıyor. Savaşın gerçek galibi bu kahramanlara karşı vefasızlığımız, galibiyeti, kahramanlığı, vatan kurtarıcılığı birkaç kişiye indirgememiz, birkaç kişiyi göğe çıkarırken, vatanın gerçek galibi şehit ve gazilerimizi, onlarla beraber şehit ve gazilik duygularını besleyen değerleri ihmalimiz, unutmamız, nisyana terk etmemiz, gazilerin belini büken bürokrasi, savaş sonrası ortaya çıkan sahtekar tipler, yokluk ve çaresizlik.. gibi pek çok şey de var. Mesela farklı yöre ve şahıslarla ilgili anlatılan “Yaralı Top Efsanesi”ne (Bkz. P.Naili Boratav, Folklor ve Edebiyat) Yozgatlı bir kahramanımızla ilgili olarak da rastlıyoruz (s.151).      
Kahramanlardan geriye kalan resimler, sancak, tabaka, gümüş köstekli saat.. gibi manevi değeri yüksek hatıraların fotoğrafları kitabı görsel olarak da desteklemiş ve zenginleştirmiş. En önemlisi de yazarın sade ama yüreğini ortaya koyan duygulu dili, özenli samimi anlatımı eseri daha bir güzelleştiriyor. Bu arada az da olsa eserin bazı yerlerinde olayın kahramanlarının yakınları tarafından yakılan ağıtlar, veya hakkında yazılan şiirler de kitaba bir başka hava ve güzellik katıyor. 
Sonuç olarak Osman Beyi bu çalışmasından dolayı tebrik eder daha nice çalışmalara imza atmasını dilerim. Yozgatlılar için de, bu kitabın her şeyden önce okunması, okutulması gerekli bir kitap olduğunu düşünüyorum. Hatta Tarih, Sosyal bilgiler gibi derslerde yardımcı bir kitap olarak çocuklara mutlaka okutulmasını tavsiye ederim. Kahramanların yaşadığı yerlerde bu isimleri yaşatacak bir vesile bulunması gerektiğine inanıyorum. Bir sokak ismi, hiç olmazsa hatırasına dikilmiş bir ağaç vs. Haddizatında asıl bundan sonra yapılacak başka işler de var. Bu hikaye ve kitaplardan ilham alacak şair, romancı ve senaristlerin, şiir gibi, roman gibi, sinema gibi başka sanat dil ve dallarıyla konuyu kendi alanlarında işlemeleri ve geleceğe taşımaları da toplumun onlardan beklediği bir başka görevdir. Yoksa bazı sözde sanatçıların uçuk, lüzumsuz fantezilerle toplumu dejenere etmeleri, meşgul etmeleri kendi özü, tarihi ve toplumunu tanımamasından mı kaynaklanıyor, bunu da bir düşünmeli. Çünkü biz iyiyi tanıtamadığımız için kötüler ortada. Belki de biz tarlamızı iyi sürüp işlemediğimizden dikenler çıkıyor.