Üzerinde hayatımızı sürdürdüğümüz şu yeryüzünde yaşayan her bir varlığın kendine özgü bir sesi vardır

Kulaklarımıza gelen bu sesleri zaman zaman tanırız. Aşina olduğumuz sesler vardır. Kulağımıza gelen her sesi tanımlamayabiliriz. Aşina olmadığımız, kulağımıza ve zihinlerimize yabancıdır bazı sesler.

Işıklar nasıl gözlerimize yansır ve onları tanımlarsak, seslerde kulaklarımıza yansır ve tanımlamaya çalışırız onları.

Kulağımıza aynı anda gelen birçok sesi zihnimiz birbirinden ayırt etmeye, ayrıştırmaya çalışır. Gelen seslerin içerisinden mutlaka birisi dikkatimizi çekmiştir. Kulak kabarttığımız, dikkat kesildiğimiz sestir. Hüzünlendiren, sevindiren, keyif veren, neşelendiren, yüzümüzü güldüren, haz veren, şehvani zevk uyandıran bir sestir bu diğerlerinden ayırt ettiğimiz, dikkat kesildiğimiz ses.

Kulağımıza gelen sesler arasında dikkat kesildiğimiz ses bizleri etkileyen sestir. Gelen ses bizzat direk kendisi gelir ve etkisini bizim zihnimizde tartmadan, ölçüp biçmeden direk etkisini gösterir ve bizi içerisine alacağı duyguya sokuverir. Bunlar hüzün duygusu, gülümseme, sevinç duygusu, haz ve şehvet duygusu gibi birçok duygu olabilir.

Bazen ise kulağımıza gelen seslerin içerisinde elimize aldığımız cımbızlar gibi sesleri cımbızlayarak ayırt etmeye çalışırız. Bizlere kendisini gösteren, bizleri direk sesi tanımladığımız anda etkileyen ses değildir. Zorlarız kendimizi. Bir yandan gelen sesler arasından zihin cımbızımızla ayırmaya çalışır bir yandan da bizleri sürükleyeceği duyguya gitmek için kendimizi adeta o duygunun içerisine itekleriz.

Sizce dünyada en dikkat çeken, kulaklarımıza geldiğinde bizleri heyecanlandıran, ayaklarımızı yerden kesen, bir daha duymak istediğimizde hep beklediğimiz, heyecanla dudaklarımızı kurutan, zihnimizi tatlı bir tatla tatlandıran, iç gıdıklayan, haz ve şehvet uyandıran ses nedir?

Kadın sesi dediğinizi işitir gibiyim.

Şu hayat olgusu içerisinde birçok sese kulak verirsiniz. Yığınla ses gelir kulaklarımıza. Dikkat kesilen, ilgi gören, ayrıcalığı olan, önemsenen, birbirinden değişik keyif veren, haz uyandıran, kulaklarımıza geldiğinde gözlerimizin içini aydınlatan, kalbimizi hızlandıran, gönlümüzü genişleten, kulak kabartılan, hiç duymak istemediğimiz, bir daha duymamak için keşkelere sığındığınız, kaçtığımız, korktuğumuz, gözlerimizi yuvalarından çıkartacak kadar irkildiğimiz, duymamak için kulaklarınızı tıkadığımız, kaçabildiğiniz yere kadar kaçtığınız sesler vardır.

Kulaklarımıza gelen bu seslerin arasında bir ses vardır ki, bu sesi hemen ayırt eder, zihin cımbızımızla bir kenara ayırıveririz. Bizlere en yakın, en çok sevdiğimiz, en çok değer verdiğimiz, evimizin baş köşesine oturttuğumuz bir insan gibi zihnimizin baş köşesine yerleştiriveririz.

Bu ses bir kadın sesidir.

Kulaklarımıza gelen bu enfes sesleri en değerli mücevherlerimizi, takılarımızı, kıymetli eşyalarımızı sakladığımız bir kutu, bir sandukada saklar, muhafaza eder gibi zihin belleğimizin bir köşesinde toplar ve muhafaza ederiz.

Bu seslerin içerisinde bizleri heyecanlandıran, iç gıdıklayan, haz ve şehvet uyandıran, tepeden tırnağa bizleri etkileyen sesi yani kadının sesini, kutulara, sandıklara sakladığımız takılarımız, mücevherlerimiz, kıymetli, paha biçilemez eşyalarımız gibi zihin belleğimizin en özel yerine koyar ve saklarız.

Yeryüzünde sizleri en çok etkileyen ses nedir diye sorsalar ne cevap verirdiniz?

Hayatınıza bir mana ve anlam katan ses ne sesidir?

Hayatınızda bir yer edinen, kısada olsa, uzun solukluda olsa yaşamınıza yön veren, içinizdeki duyguları harekete geçiren, sizleri hazdan haza sokan, kulaklarınıza düştüğünde yeniden işitmek için çaba harcatan, şehvani bütün duygularınızı saklandıkları yerden, gizlendikleri kuytu köşelerden çıkartarak coşturan sestir kadının sesi.

Kalabalıklar arasında yürürken etrafınızdan gelen sesleri ayırt etmeden ilerlersiniz. Siz gideceğiniz hedefe kilitlenmiş, ayaklarınız alabildiğine hedefinize doğru ilerlemekte, adımlarınız gittikçe hızlanmakta ve siz varacağınız hedefe odaklanmışsınızdır.

Hemen yanı başınızdan kulaklarınıza gelen ipeksi, kadife, damıtılmış bir suyu andıran kadın sesine kulak kesilirsiniz. Tüm zihin dikkatinizi o yöne kaydırırsınız. Kaşlarınızın arasından sesin geldiği yöne gözlerinizi kaydırır sesin sahibini görmeye çalışırsınız. Hatta bir adım öteye de gidebilir, başınızı tamamen o yöne çevirir kulaklarınıza gelen bu ipeksi sesin sahibini görmeyi arzularsınız bir iki saniyelik geçişte bile.

Kaçımız bu sesi merak etmeyiz?

İçimize haz dolduran bu kadifemsi, su gibi berrak sesin sahibinin yüzünü kaçımız merak etmeyiz?

Hemen yanı başımızdan gelen ipeksi, altın bir sandukada saklanacak değerli bir mücevheri andıran, bir kır çayırında tepelerin eteklerinden toprakla damıtılarak gelen suyun tadını anımsatan, bir kadının sesini işittiğinizde kaçınız kaşlarınızın altından sesin sahibini süzmez veya başını direk kaldırıp o sesin sahibinin yüzünü seyretmek istemez?

Şehvet uyandıran, iç gıdıklayan, ayaklarınızı yerden kesen, yutkunduran, dudaklarınızı ve ağzınızı kurutan, gözlerinizi alabildiğine tabiri yerindeyse fal taşı gibi açtıran sestir kadın sesi.

Boyun büktüren, titreten tepeden tırnağa, bir daha duymak için veremeyeceğimiz bir şey kalmayan, gideceğimiz bir yol olmayan, mesafeler, zaman, an tanınmayan bir sestir kadın sesi.

Kavak ağaçlarının arasından, engin gür çayırların ortasından çıkan, toprağın süzdüğü, damıttığı billur, içtikçe insana içme hissi uyandıran bir su gibidir kadının sesi.

Doymazsınız.

Kanmak istersiniz de kanamazsınız.

Bir daha duymak istersiniz.

Bir dağın eteklerinden süzülüp gelen bozkırın billur çeşme suyuna ağzınızı dayayıp içer gibi zihin dudaklarınızdan içersiniz bir kadının sesini.

Dönüp dönüp içtiğiniz bozkırın suyu gibi tekrar tekrar döner bir daha duymak istersiniz.

Gözlerinizle, ayaklarınızla takip edersiniz yeri gelince. Gittiği yere kadar gidersiniz bir daha işitmek için. Karşınızdaysa gözlerinin içerisine bakarsınız. Dudaklarına ilişir gözleriniz. O iki dudağın arasından bir daha seslensin diye inandığınız tüm değerleri araya koyar ve o değerler adına inandığınız güce yalvarırsınız.

İstersiniz.

Arzularsınız.

Yeniden o billur, iç gıdıklayan, zihin damağınızda enfes tat bırakan sesi duymak için hep ümit eder ve beklersiniz.

Sizi kendinizden geçiren, bütün varlığınızı titreten, çepeçevre saran o sesi yeniden duymak için türlü zorluklara katlanır, aşılmaz engelleri aşar, geçilmez denilen geçitleri geçer, olmaz denilenleri oldurmaya çabalarsınız.

Bir kadının sesi yakar sizi.

İçinizi kavurur.

Zihin, akıl, beyin, düşünce belleklerinizde bazen tedavisi olmayan derin, haz uyandıran tatlı yaralar açar.

Arzularınızı kamçılar, şehvetinizi tetikler, uykularınızı kaçırır, aklınızı başınızdan alır.

En ücra yerlere saklanan düş yolculuğuna çıkar gibi sizlere hülyalar kurdurur, hayal deryasına daldırır.

En değerli hazinenizi, en değerli ziynet eşyanızı, en değerli hatırlarınızı nasıl saklamak ister, kimsenin görmemesi, bulmaması için kuytu köşelere nasıl gizlersiniz.

Sizi kendinizden geçiren, size hülyalar kurduran, şehvani hislerinizi, arzularınızı kamçılayan bir kadının sesini de zihin, beyin, akıl ve kalp köşenizin en değerli yerinde saklarsınız.

Zaman zaman onu oradan çıkarır, kalp dudaklarınızla, akıl dimağınızla içinizde yeniden yeniye tekrarlatırsınız. Her tekrarlamada ayrı bir heyecan, ayrı bir tat, ayrı bir his, ayrı bir haz ve şehvani istek duyarsınız.

Heyecanlandırır bir kadının sesi sizi.

Başınızı döndürür. Ayaklarınızı yerden keser. Gözleriniz kararır. Sendelersiniz.

Kamçılar duygularınızı.

Dünyadaki bütün varlıkların içerisinde en güzel ses bir kadının sesidir.

Sizi heyecanlandırır. İçinizi gıdıklar. Öyle bir hale gelirsiniz ki, konuştuğunda bir daha konuşmasını, seslendiğinde bir daha seslenmesini istersiniz.

Sizi bilmem ama ben, dünyanın en güzel sesi nedir diye sorulsa hiç şüphesiz bir kadın sesi derim.

Hangimiz bir topluluk içerisinde bir kadın sesi duyduğumuzda başımızı o yöne doğru çevirmedik?

Hangimiz bir kadın sesi kulağımıza geldiğinde dikkat kesilmedik?

Hangimiz bir kadın sesi işittiğimizde sese doğru bakıp nazar etmedik.?

Bir kuş bahçesine girdiğinizi düşleyin. Bir kiraz ağacının yanına oturun ve sırtınızı kiraz ağacına yaslayın. Gözlerinizi kapatın ve etraftan gelen kuş seslerini dinleyin. Bu seslerin ruhunuza, kalbinize, dimağınıza, gönlünüze nasıl bir ferahlık, huzur ve rahatlık verdiğini hissedersiniz. Sadece kuş sesleri gelir kulaklarınıza. Ve gülümsersiniz. İçinizi tarifsiz bir huzur ve engin bir ferahlık kaplar. Bir huzur hakim olur kalbinize.

Kadın sesleri de öyledir. Kendinizi kuşların bulunduğu, kiraz ağaçlarıyla çevrili bir meyve bahçesinde gibi hissedersiniz. İçinize ayrı, tarifi imkansız huzur ve tarifsiz hazlar verir. 

Duyduğunuz hangi ses sizi derinden etkiler?

Duyduğunuz hangi sese dönüp bir daha işitmek istersiniz?

Hangi ses iç duygularınızı, içinizde debelenen arzularınızı gün yüzüne çıkarır?

Biraz önce şekerleme yemiş, bir bala parmak banmışta dudaklarınızla parmağınızı yalamış gibi bir tat ve his uyandırır bir kadının sesini işitmek.

Belki de ömrünüzün sonuna kadar kulaklarınızdan gitmeyecek, damaklarınızda ölümsüz bir tat bırakan bir şekerleme gibi dimağınızda bir ses tadı bırakacak bir ses işittiniz mi?   

Kadın sesi diyeceğinizi biliyorum.