İzmir'in Buca ilçesine bağlı Belenbaşı Köyü'nde, yıkılan ilkokul binasının yerine inşa edilen yeni okul binasına, 12 Eylül darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi'nde işkenceleriyle tanınan Esat Oktay Yıldıran'ın ismi verilmesi, geniş yankı uyandırdı. Yıldıran’ın isminin okula verilmesi, yerel halk ve insan hakları savunucuları tarafından sert tepkilere neden oldu.
1949 yılında doğan Esat Oktay Yıldıran, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından, 1981-1983 yılları arasında Diyarbakır E Tipi Askeri Cezaevi'nde yüzbaşı olarak görev yaptı. Görev süresi boyunca cezaevinde tutuklulara uyguladığı ağır işkencelerle tanındı. Bu işkenceler arasında, köpeğini tutuklulara saldırtmak, dayak, kadınlara yönelik cinsel işkenceler, çıplak spor yaptırmak ve daha birçok vahşi yöntem yer aldı.
Yıldıran’ın görev yaptığı dönemde, Diyarbakır Cezaevi'nde 34 tutuklu işkence sonucu hayatını kaybetti. Ahmet Türk, Gültan Kışanak ve Orhan Miroğlu gibi birçok Kürt siyasetçi de Yıldıran'ın işkencelerine maruz kalan isimler arasında bulunuyor.
Esat Oktay Yıldıran, Diyarbakır Cezaevi'nden sonra İstanbul 23. Piyade Tümeni'nde tabur komutanı olarak görevine devam etti.
YILDIRAN'IN ÖLÜMÜ
22 Ekim 1988'de, Esat Oktay Yıldıran eşi ve çocuğu ile birlikte Ümraniye'nin Sarıgazi semtindeki askerî lojmanların önündeki duraktan bir halk otobüsüne bindi. Aynı duraktan otobüse binen iki kişi, Yıldıran'ın hemen arkasındaki sıraya geçti.
Saat 14.50'de otobüs, Kısıklı Meydanı'ndaki durağa geldiğinde durdu ve kapılar açılır açılmaz saldırganlardan biri silahını ateşledi. Kurşunlardan ikisi Yıldıran'ın boynuna ve sırtına isabet etti. Hastaneye kaldırılan Yıldıran, ne yazık ki hayatını kaybetti.
Aynı gün saat 21.00'de Cumhuriyet gazetesini arayan bir kişi, "Kısıklı'da cezalandırılan Esat Oktay Yıldıran, PKK tarafından öldürülmüştür" şeklinde bir açıklama yaptı.
