“Dünya Görme Günü” önlenebilir körlük ve görme kusurları konusuna, küresel anlamda dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için her yıl Ekim ayının ikinci perşembe gününün düzenlendiğini belirten İl Müdürü Dr. Şahin, vatandaşları görme konusu hakkında uyardı.
“İLK SIRADA YE ALIYOR”
Dünya Sağlık Örgütüne göre küresel olarak, 1 milyar insanın önlenebilecek veya henüz çözülmemiş bir görme bozukluğu olduğuna dikkat çeken Dr. Şahin, “Bu 1 milyar insanın sahip olduğu sorunlara bakıldığında, 123,7 milyon insanın mustarip olduğu gözde kırma kusuru ilk sırayı almaktadır. Bunu takiben, 65,2 milyon kişi katarakt, 6,9 milyon kişi glokom, 4,2 milyon kişi korneal opasiteler, 3 milyon kişi diyabetik retinopati, 2 milyon kişi ise trahom nedeniyle görme sorunu yaşamaktadır. Bunlara ek olarak, yaklaşık 826 milyon kişi ise, yaşlılığın neden olduğu sebeplerle yakın ve uzak mesafeyi görme bozukluğu yaşamaktadır. Nüfusun giderek çoğalması ve yaşlanma ile görme bozukluğuna sahip insan sayısının daha da artması beklenmektedir” dedi.
“DAHA FAZLA OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR”
Şahin, “Engelli nüfusa ilişkin veri ihtiyacını gidermek amacıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca oluşturulan Ulusal Engelli Veri Sisteminde 2021 Ağustos tarihindeki verilere göre kayıtlı ve hayatta olan engelli sayısı; 1 milyon 414 bin 643’ü erkek, 1 milyon 97 bin 307’si kadın olmak üzere 2 milyon 511 bin 950’dir. Ağır engeli olan kişi sayısı 775 bin 12’dir. Bunların yüzde 9,53’ünü görme engelliler oluşturmaktadır. Bu veriler Engelli Sağlık Kurulu Raporu almak için yetkili hastanelere başvurmuş ve hizmet almak için devletle iletişime geçmiş bireyleri kapsadığından, gerçek engelli sayısının daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2008 yılından itibaren bireylerin genel sağlık durumunun ortaya çıkarılması ve kalkınma göstergeleri içerisinde önemli bir paya sahip olan sağlık göstergesine yönelik bilgilerin elde edilmesi amacıyla gerçekleştirilen Sağlık Araştırması kapsamında ise 2016 yılında 15 yaş üzeri nüfusta görme sorunu olan birey oranı yüzde 6,9’dur” şeklinde konuştu.
“ETKİLİ MÜDAHALELER MEVCUT”
Yaşam boyu göz rahatsızlıkları ve görme bozukluğu ile ilişkili tüm ihtiyaçları karşılamak için göz sağlığının teşviki, hastalıkların erken dönemde önlenmesi, önlenemeyenlerin ise tedavisi ve rehabilitasyonu için etkili müdahaleler mevcut olduğunu belirten Şahin, “ Bu müdahalelerden bazılarının uygulanması oldukça pratik ve maliyetleri ise oldukça uygundur. Çocuklarda sık görülen görme kusurlarına yönelik tarama çalışmaları da bu programlar içindedir. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı tarafından yeni doğanlar, okul öncesi dönemde yer alan çocuklar ve ilköğretim 1. sınıfa devam eden çocuklara yönelik görme tarama programları yürütülmektedir” ifadelerini kullandı.
“NEDEN TARAMA YAPILIYOR?”
Göz taraması hakkında bilgi veren Şahin şu ifadeleri kullandı; “Görmenin normal gelişimini engelleyecek risk etmenlerini saptamak ve yetersiz görmesi olan bebek ve çocuklara erken dönemde tanı koymak ve tedavi etmek amacıyla tarama yapılıyor. Çocuklarda yapılacak görme taramaları ile tanınabilen hastalıkların başında; şaşılık, kırma kusurları, katarakt ya da göz tembelliği gelmektedir. 0-3 ay bebekler, 36-48 aylık çocuklarda ve ilkokul 1. sınıflarda görme taraması yapılması gereklidir. Ülkemizde hali hazırda aile hekimlerince Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz olarak görme taraması yapılmaktadır. Aile hekimlerinin gerekli gördüğü durumlarda bebek ve çocuklar göz hastalıkları uzmanlarına sevk edilmektedir. 0-3 aylık bebeklere göz muayenesi ve Kırmızı Refle Testi, 36-48 aylık bebeklere ise göz muayenesi, Kırmızı Refle Testi ve Lea Sembol Testi ile tarama yapılmaktadır. Bebek ya da çocuklara zarar ya da acı veren uygulamalar değildir.”
AMBLİYOPİ – GÖZ TEMBELLİĞİ NEDİR?
Gözlerde veya görme yollarında bilinen bir sorun olmamasına rağmen, görme keskinliğindeki azalma olduğunu ifade eden Şahin, “Göz tembelliği, her iki gözde de görülebilir ve görme azlığının önlenebilir bir nedenidir. Görme gelişimi için önemli olan 0-7 yaştır, göz tembelliği bu dönemde gelişebilir. Göz tembelliği, tanı konduğunda tedavisi mümkün bir görme problemidir. Bu nedenle okul öncesi yaşta görme tarama programları çok önemlidir. Görmenin normal gelişimini engelleyecek risk etmenlerini saptamak ve yetersiz görmesi olan olguları erken dönemde tanımak, tedavi etmek için 36-48 aylık çocuklara ve okul çağı çocuklara (ilkokul 1. sınıflara) Görme Taraması Programı başlatılmıştır. Görme taraması için aile hekimine başvurulmalıdır” dedi.
GÖRME BOZUKLUĞU ŞÜPHESİ OLANLARA NELER YAPILIYOR?
Görme bozukluğu şüphesi olan bebek veya çocuklarda neler yapılması konusunda aileleri uyaran Şahin, “Mutlaka göz hastalıkları uzmanının olduğu bir üst merkeze sevk edilip ileri testler uygulanmaktadır. Eğer görme ile ilgili bir hastalık tanısı alırlarsa, o zaman hastalığın türüne ve nedenine göre tedavi seçenekleri mümkündür. En sık görülen sorunlar yeni doğanlarda prematüre retinopatisi, tüm yaş gruplarında astigmat ve kırma kusurlarıdır. Tarama programları sonucunda tanı alan bebek ve çocukların erken dönemde tedavilerinin yapılması sonucunda ileriki dönemde görme sorunu yaşamalarının önüne geçilebilmekte ve görme açısından sağlıklı bir hayat sürmeleri sağlanabilmektedir” ifadelerini kullandı.