II. Abdülhamit döneminde, 1894-1895 yıllarında inşa edilen köprü, hem bölge halkının hem de üniversite öğrencilerinin ilgisini çekiyor.
Köprü, 4.5 metre genişliğinde ve 28.05 metre uzunluğunda olup, iki büyük kemer ile inşa edildi. Bu kemerler, köprünün taşıyıcı gücünü sağlarken, aynı zamanda estetik açıdan zarif bir görünüm sunuyor. Yapımında kullanılan taşlar, dönemin inşaat tekniklerini ve ustalığını gözler önüne sererek köprünün dayanıklılığını artırıyor. Kemer gözlerinin birleştiği noktada, her iki cephede de kemer ayağında üst kısmı konik, yarım daire formlu köprü mahmuzları yer alıyor.
Köprünün inşa edilmesindeki başlıca amaç, o dönemde bölgedeki ulaşımı kolaylaştırmak ve çeşitli yolları birbirine bağlamak olduğu bildirildi. Yüzyılın sonlarına doğru yapılan bu mühendislik harikası, bölge için önemli bir ulaşım noktası haline geldi. Ancak, zamanla çeşitli doğal afetler ve yıpranmalara uğramış olan köprü, 2011 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kapsamlı bir restorasyona tabi tutuldu.
Restorasyon sürecinde, köprünün orijinal yapısına sadık kalınarak, zarif taş işçilikleri ve mimari detaylar titizlikle korundu. Ayrıca, köprünün çevresi modern peyzaj düzenlemeleriyle estetik bir hale getirilerek, yerli halk ve üniversite öğrencileri için dinlenme alanına dönüştürüldü. Bu çalışmalar, köprünün tarihi dokusunun korunmasını sağlarken, aynı zamanda ona yeni bir yaşam alanı kazandırdı.
Köprü üzerinde yapılan incelemelerde, kemer açıklıklarının yaklaşık 5 metre olduğu ve köprü korkuluklarının, birbirine geçme kesme taşlardan yapıldığı görülmüştür. Korkuluk duvarının bir kısmının su yatağına düştüğü tespit edilmiştir. Ayrıca, köprünün batı cephesinin orta kısmında yer alan mahmuzun üst kısmındaki boşluktan köprünün kitabesinin bulunduğu, ancak yerinde mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Tüm bu tespitlere rağmen köprü, genel olarak sağlam durumda ve tarihi önemini koruyor.
Bozok Üniversitesi Kampüsü içerisindeki tarihi kemer köprüsü, sadece bir ulaşım aracı olmanın ötesinde, Yozgat’ın kültürel mirasını günümüze taşıyan önemli bir sembol olarak karşımıza çıkıyor. Köprü, hem geçmişle bugün arasında bir bağ kurmak isteyen ziyaretçilere hem de Yozgat’ın tarihine duyduğu ilgiyi artırmak isteyenlere eşsiz bir deneyim sunuyor. Bu tarihi yapı, Yozgat’ın kültürel zenginliğine olan ilgiyi her geçen gün artırarak, bölgenin tarihi kimliğine önemli bir katkı sağlıyor.
